M. Latif Yıldız

M. Latif Yıldız

Kobanê destanı ve barış konferansı

Kobanê destanı ve barış konferansı

Kim derdi ki bir gün 100 yıldır vatandaşlık hakkı, evinin, arazisinin tapusu verilmemiş Rojava Kürdleri yalnız kendileri için değil, 4 parça Kürdler için dünyanın ilgisini üzerinde toplayacak ve bütün Kürdlerin kurtuluşu için umut ışığı olacaklar.

Kobani bunu gerçekleştirdi. Yalnız Kürdlerin özgürlük umudu değil, aynı zamanda Kürd halkının vatanı, on bin yıllık toprağı için Ortadoğu’nun gelmiş geçmiş en cani örgütüne karşı son teknoloji ve silah üstünlüğüne rağmen elinde sadece kaleşnikofları ile tarih yazdılar. 15 Eylül savunması Kürd tarihine altın harfler ile geçecek bir kahramanlık destan oldu.

Kürdlerin Kobane’de destan yazdığını biz demiyoruz, dünya basını diyor. ABD ve AB medyası günlerdir onlarla röportajlar yaparak yayınlıyor. Mesela Amerikan Haber Dergisi Newsweek Kobane’de yaşananları kapağına taşıdı ve özel bir dosya hazırladı. Newsweek muhabiri Heysam Mislim, bizzat Kobane’ye giderek yaşananları gözlemledi. Yazar, IŞİD’in Kobane’deki insanlara soykırım düzenlemeye çalıştığında karşısında eşi benzeri görülmemiş bir direnişle karşı karşıya kaldığını yazdı.

Türkiye’nin silah takviyesi engellemelerine, koridor açmamakta direnmesine rağmen gerçekleştirilen destan üzerine Fransa ve Almanya Kobane için PYD’ ye silah yardımını dile getirirlerken, PKK’ye de silah verilebileceği 2 ülkenin politikacıları açıkladı.

Yine aynı gün ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü günlük basın brifinginde, ABD’nin Demokratik Birlik Partisi (PYD) ile zaman zaman aracılar vasıtasıyla görüştüğünü söyledi. Geçen hafta ise ilk kez doğrudan bir görüşme yapıldığını açıkladı. Psaki’ye göre, bölge dışında gerçekleşen görüşmeye Dışişleri Bakanlığı’ndan bir yetkili katıldı. Fransa’da yapılan görüşmelere PYD tarafından kimin katıldığı hakkında ise bilgi vermedi.

Tam da bu süreçte ilki 2013 tarihinde 25-26 Mayısta yapılan 1. Demokrasi ve Barış Konferansı’nın (ki ben Kürd konferansı diyorum) İkincisi 18 – 19 Ekim’de Ankara’da yapıldı. Delege olarak katıldığım Konferansta Kürd meselesinde kat edilen mesafeyi, (etmeyen mi desem) ha bozuldu, bozulacak “barışa” katkı için yüzlerce delegenin katılımı ile gerçekleşti.

4 çalışma grubunun 2 gün boyunca yürüttüğü tartışmaya “Kobane” ve Kobane’ye bağlı gelişen Kürd halkının hak dediği ancak çerçevenin dışına taşan tepkisel “serhildan”; devlet güdümlü medyanın ve AKP’nin “isyan provası” dediği gelişmeler tartışıldı.

Konferansta 1914 yani tam yüz yıl önce statü tanımayan, palyatif sınırlar ile 4 ülke arasında o gün paylaşım yapan İngiltere, Fransa ve Türkiye’nin bugün de aynı siyaseti gütmek ve Kürdleri saf dışı bırakmak istendiğini, bu arzunun en açık örneği olarak Kobani gösterildi.

Ortadoğu’nun zor günler yaşadığı, en çok da Kürdlerin saldırı altında oldukları. IŞİD çeteleri önce Şengal’da Ezidi, sonra Kobane’de Sünni Kürdlere karşı soykırım yaparken Türk Devleti ve hükümetinin katliama seyirci kaldığı için “barışın” tehlikeye girdiği dile getirildi.

Türkiye’nin Kobane siyaseti ile “barış” ve “sürecin” devam edemeyeceği. Oyalama, yanıltma, kandırma ve demokratik gösterilerin şiddetle bastırılması “barışı” getirmeyeceği; devletin aklına endekslenen “sürecin” devam edemeyeceği ifade edildi.

Devletin Bosna’da, Kafkas’ta, Azerbaycan’da ya da dünyanın herhangi bir yerlerinde Türk akraba hassasiyeti gözetirken; sınırında IŞİD canileri Kobane’de Kürdleri ağır silahlarla yok ederken niçin akrabalık aklına gelmediği sorgulandı.

Şengal’da, Kobane’de soykırım yapılırken; Birleşmiş Milletlerin sessiz kalmasına bu kurumu anlamsız kaldığı. Bölgesel “savaş” peşinde olanlara karşı ikinci Barış Konferansı’nın bölgesel “barışa” evrimleştirilmesi için gereken önlemlerin neler olabileceği dile getirildi.

Biate, iç savaşa karşı “barışın” sonuna kadar savunulması; Kobane saldırılarından çok önemli fırsatlar kadar çok önemli tehlikelerin de gizli olduğu; IŞİD saldırıları ile ortaya çıkan gelişmelerin Kürd halkı için yakın tehlike haline dönüştüğü; böylesi bir süreçte Demokrasi ve Barış Konferansının düzenlenmesi Türk ve Kürd halkı için önemli bir gelişme olduğu ifade edilerek “Barış” ve “süreç” için neler yapılabileceği tartışıldı.

Birleşmiş Milletlerin önce Halepçe, sonra Roboski, şimdi Kobane için aynı duyarsızlık içinde olduğu belirtildi. Türk Devleti’nin Kürd sorununa, Kobane’ye insani ilişkiler ve siyasi çözüm yerine toplumsal, ruhsal ve sosyal bir akıl tutulması yaşadığı ifade edildi.      

IŞİD’in yalnız Şii Arap, Kürd, Ezidi, Süryani ve diğer halkların değil Türklerin ve de bütün Orta Doğu halklarının düşmanı olduğu; IŞİD’in Arap Baharı’nı Irak ve Suriye’de mezhep, etnik savaşa dönüştürerek Orta Doğu’yu kan gölüne dönüştürdüğü dile getirildi

IŞİD, çetede olsa askeri gücü ve aklı olan bir güç. Bilinçli ve stratejik olarak önce Musul’u ele geçirdi, sonra Kobane’ye yöneldi. IŞİD’in yüzde 60’ını Araplar oluşturuyor. Türkiye ve çıkarı olan ülkeler bildikleri için Arap ve Kürdleri IŞİD üzerinden karşı karşıya getirterek bölgede en az 50 yıl sürecek bir savaşı başlatmak istediklerine dikkat çekildi.

Yapılan konuşmalar, oluşturulan çalışma grupları ile bu olumsuzlukların önüne nasıl geçileceği, “barış” sürecinin yeniden nasıl işler hale getirileceği; barışın önündeki toplumsal ve siyasal engellerin nasıl bertaraf edileceği; Anayasa, TCK, TMK gibi yasaların sertleştirmek yerine nasıl demokratik düzenlemeye çevrileceği tartışıldı.

Yerel yönetimlerde reform, demokratik özerklik; Sosyal, Kültürel, Ekonomik önlemler neler olabilir; ekolojik hayat, sürece katılım için sivil inisiyatif, kadın hakları ve sürece katılması, konferansın ne yapıp edip bir benzerinin Irak Kürdistan’ında bütün Kürdlerin katılımı ile gereken girişimlerde bulunması gibi konular ele alındı. İlgili komisyonlar ve konferans sonuç bildirgesi hazırlanarak 2014 Kürd konferansı son bulacak.

 AKP mi, onlardan kimse yoktu. Onlar “barışa” bir etkisi olmayan “akil adamları” nasıl iktidarın sözcülüğü ve güdümüne getiririz, çıkartacağımız yasakları onların kanalı ile halka nasıl anlatırız formülleri bulmakla meşgullerdi. “Onlar için “barış” ve “süreç” önemli değil. Seçim yaklaştı, yeniden iktidar için militarizm, şiddet ve MHP oylarına ihtiyaçları var. Çünkü Kobane ile AKP Kürdlerinin önemli bir kesiminden oy almayacaklarını artık biliyor.  

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
M. Latif Yıldız Arşivi