İrfan Sarı

İrfan Sarı

Kirli hava,kirli siyaset

Kirli hava,kirli siyaset

Eksi derecelerde soğuğun en zirve yaptığı şu günlerde kalorifer kazanlarında yakılan katı yakacaklar bacalardan fora olan dumana dönüşüyor.

Şehrin göğünde kirli bulut gibi bir tabaka oluşuyor ve biz bu bulutların altında yaşıyoruz. Ciğerlerimiz günün en çok kirli havasını çeken depo oluyor haliyle. Çocuklarımızın da ciğerleri, sevdiklerimizin de. 

Ma biz kendimizi sevmiyoruz ki çocuklarımızı sevelim.

Birkaç zaman önce yine yazmıştım. Değişen bir şey yok anlayacağınız.

Ama Türkiye de zaten çok bişey de değişmiyor.

Hrant Dink’in katilleri dört yıldır besli tutuluyor. Yani Hrant’ın yüzüne karşı çıkamayacak kadar korkak biri arkadan tabancayla basıyor tetiğe ve her şey ayan beyan ortada ama cezasını kesmek yerine adalet; bu meseleyi uzattıkça uzatıyor.

Ama taş atan çocuklar yeniden gözaltına alınıyor ve yaşlarına başlarına bakmaksızın hükm ediliyorlar.

Donduran soğuk; yoksul döşünde bıçak gibi gezinir.

Oda bir başka ezadır.

Bir başka ceza…

Kömürün isi çocuklarımızın ak tenine yapışır kara benekler gibi. Burunları akar, elleri üşür, yanakları al al olur. Buda doğanın yadigarı.

Yoksulluk ve yok sayılmışlık bura insanına ecdat mirası sanki…

Değişmiyor hiçbir şey. İktidar geçmişin ray izinden kara tren gibi gidiyor. Çözüm noktasında küçük çözümsüzlük noktasında büyük sözler sarf ediyor.

Heykellere ucube yakıştırmasını da çözümsüzlükte ısrar olarak kabul etmek gerekiyor. Çünkü heykellere ucube demekten önce denilecek o kadar ucube var ki aklı durur insanın.
Kazıldıkça insan kemikleri fışkıran toprakların dahi kalıcı bir çözümün işareti olduğu bir ülkede başbakanın içki ayarı yapması garipsenecek bir durum.

Sorası tutuyor insanın aksırıp-tıksırmak mı günah yoksa meydanlarda çocukları, anneleri, babaları dövdürmek mi?

Milletin böğrüne kahır-keder, umutsuzluk doldurun sonra da kalkın heykeller ucube deyin.
Millet bu ülkede gözlerini açıp-kapamaya korkar hale geldi. Gözünü açıncaya kadar bir gündem kapayıncaya bir gündem daha gerçekleşiyor.

Aşıklar gibi atışıp, sokak kabadayıları gibi kapışmakla ilgili siyasetçiler olmaktan geri durmuyorsunuz.

Ülkenin özgürlük sorunlarına kelepçe… Ekmek sorunlarına zamla cevap olmaktan başka çözüm üretemediniz velhasıl.

Soğuktan kavrulan-pişen bir coğrafya parçasından bakınca ülkenin fotoğrafını çizik-kırık ve soluk görüyor insan.

Tecavüzler, fuhuş, trafik, cinnet, cinayet…

Bu ülkede değişen-dönüşen pek bişey yok. Değişen dönüşen bir tek sözle oluyor. Kandırmaya yönelik iktidar sözleri. Seçim öncesi vaatler.

Garip olan ise bu ülkede kim çözümden, demokrasiden söz ederse yaka paça illegal bir bahaneyle içeri atılır. Çözümsüzlüğün mimarları da mikrofon ve kürsülerden nutuk atmaya devam ediyor.

Kirli hava, kirli siyaset sürüyor işte hayat…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
3 Yorum
İrfan Sarı Arşivi