M. Latif Yıldız

M. Latif Yıldız

Kim Türkiye partisi?

Kim Türkiye partisi?

12 Haziran 2011 seçimlerinden beri her makalemde ısrarla dile getirdiğim “ meclis gidin” istemimi yerine getirerek 1 Ekimde mecliste yemin eden BDP’nin vekillerine, parti yönetimine, bu konuda emeği geçen her kese teşekkürler. BDP’ye Mecliste başarılar diliyorum.

Bu temennimi dile getirdikten sonra başlığa taşıdığım konuya dönecek olursam BDP’nin Türkiye Partisi konumunu izniniz olursa o kendini Türkiye partisi zannedenler ile kıyaslayarak ne kadar büyük bir yanılma ve de yalan; ne kadar büyük bir aldatma içinde olduklarını sizlere izah ederek göstermeye çalışacağım. Karar sizin.

Önce Türk medyasının hızlı ve de militarist, ırkçı ve şoven kesimi bunu yıllarca ısıtıp Türk milletinin önüne koydu. Devran döndü, iktidar değişti son yıllarda bu sefer dinci-ırkçı, milliyetçi, iktidara borazanlık yapan medya bu sakızı ağzına alarak çiğnemeye başladı.

Önceki gün kanallar arasında dolaşırken TGRT Televizyonu’nda Bugün yazarı Esra Uçar bir programda konuşuyordu. Söyledikleri baştan sona 88 yıldır söylenenlerin klasik ezberi bir yana BDP için “ Türkiye’nin değil, belli bir grubun, düşüncenin partisidir. “ Deyince şu Türkiye partisi söylemlerini bir açayım dedim.

Kendilerini Türkiye partisi sananlar BDP ve öncüleri partilere yıllar yılıdır çamur at izi kalsın babında tam bir iftira, kin ve nefretle dile getirdikleri bir söylemdir. Özellikle 12 Temmuz seçimlerinden sonra bunu dillendirmek en büyük haksızlık ve de aymazlıktır.

1990’dan bugüne, HEP’den DTP’ ye kadar Kürtlerin zorlu siyasi mücadelelerinde HEP, ÖZDEP, DEP, HADEP ve DTP gibi partiler Kürt partileri değil, sadece Kürtlerin sorunlarına daha duyarlı bakan ve tavır sergileyen Türkiye partileriydi.

Ne yazık ki bu demokratik tavrı bile içselleştirmeyen siyasi, bürokratik ve adli egemenler her fırsatta bu partileri bir bahane bularak kapattılar. Böylece söz konusu partilerin içinde kendilerini ifade etme fırsatını bulmuş Kürtlerin de sürekli önleri kesilerek demokrasi var denilen bu ülkede siyaset yapmalarına fırsat vermediler.

Konumuz Türkiye partisine dönecek olursak, örümcekleşmiş bazı kafalar bugün için sayıları 81’i bulan illerde seçime girmiş ve bu illerden milletvekili çıkarmış olanları anlıyor.

Kafa ve bakış açısı bu olunca onlar için Türkiye partisi kriteri budur. Oysa gerçekte Türkiye partisi bu demek değildir.

Peki Türkiye partisi ne demektir?

Bana göre Türkiye partisi demek Türkiye’nin en önemli sorunlarını parti tüzüğüne alan ve bu konuda yoğunlaşarak siyaset yapan partidir.

Bu konuda o kadar çok verilecek örnek var ki, sınırlı sütunlarımda bir seferden bunu ifade etme imkanım olmadığı için üç örnek ile ne demek istediğimi izah etmeye çalışayım.

Türkiye’nin 88 yıldır kanayan 3 önemli sorunu nedir?

a)  Kürt sorunu b) Azınlıklar ve herkesi temsil hakkı c) Kadın sorunu

Sizce bu kan döken ve can alan üç soruna 88 yıldır yoğunlaşan partiler kimlerdir?

CHP mi, DP’ mi, AP’ mi ( CHP dışında kısaltılmış isimlerini verdiğim iki partinin adını yeni nesil belki değil kesin bilmeyecekleri için açılımlarını yazayım. Rahmetli Adnan Menderes’in Demokrat Partisi (DP) ve sözlerin cambazı çoban sülü lakaplı Süleyman Demirel’in Adalet Partisi.) MHP’mi, SHP’ mi, BBP mi, ya da MSP’nin torunu AKP mi?

Tabii ki hiç biri değil. Sadece HEP’den bugün adı Demokratik Toplum Partisi olan (DTP) bu misyonu bedele ödeyerek üstlendi. Yani gerçek Türkiye partisi onlar oldu.

Dilerseniz konuyu biraz daha açalım. Cumhuriyet tarihi boyunca kurulan bütün siyasi partiler Kürt sorununu statükonun savunuculuğunu yaparak inkar ve imha projesini devletin egemen gücünü devreye koyarak yek vücut olup bastırmadılar mı?

HEP misyonundan gelenler ise, bugün için BDP’ye varıncaya kadar binlerce siyasetçi tutuklama, hapis, işkence, öldürülme, faili meçhul (belli) cinayet, onlarca parti kapatılmalarına rağmen Kürt sorununu dillendirmekten bir an geri kaldılar mı?

Sizce kim Türkiye Partisi? CHP’mi? MHP’mi? AKP’mi? Yoksa BDP’mi?

Kararı sizlerin vicdanına bırakıyorum.

İkinci maddeye gelecek olursak. Yani azınlıklar ve herkesi temsil hakkı.

Cumhuriyet tarihi boyunca hangi parti Cesurca azınlıkları ve de hangi sosyal ve etnik tabanı temsil eden; farklı görüş, düşünce ve inançta olursa olsun hiçbir fark gözetmeden seçimlerde partisinden aday gösterdi?

Mesela son 12 Haziran 2011 seçimlerinde AKP’mi, CHP’mi, MHP’mi bunu yaptı. Tabii ki hiç biri. AKP muhafazakar, dinci, sivil statükonun temsilcisi bir çizgi izledi. CHP ise Atatürk’ün kurduğu parti diye ilkeleri ve Kemalizm’den ödün vermeden askeri statüko yoluna devam etti. MHP ise bildiği tek şey olan radikal, şoven milliyetçi ve militarist tavrından zerre şaşmadı. Bütün bunlar yapılırken liderler sultası kendi istemlerine uygun adaylar ile seçime girdikleri gerçeğini de göz ardı etmeyelim.

Peki, DTP yani Demokratik Toplum Partisi ne yaptı?

Kurulan seçim tuzakları, yüzde on engeli, YSK yasakları, ambargoları ve de milletvekili atamalarına rağmen seçmenine güvenerek seçime gitti.

İlk işi azınlıkların bir temsilcisini meclise taşımakla başladı ve Mardin’den Süryani kökenli Erol Dora’yı aday gösterdi. seçilerek meclise giren Dora 1961 yılından beri mecliste temsil edilmeyen azınlıkların adına ilk milletvekilini olarak meclis gönderen DTP oldu.

Yine Kürt coğrafyasında her inanç ve düşüncede aday gösterdi. Mesela Diyarbakır’dan inanç ve ilkelerinden taviz vermeyen bir Altan Tan’ı  ve de siyasi çizgisinden ödün vermeyen mütedeyyin Müslüman ve parti lideri Şerafettin Elçi’yi  aday göstererek meclise soktu.

Yine Mersin’den 1968 gençlik lideri Ertuğrul Kürkçü, İstanbul’dan demokrat neslin temsilcisi Adıyamanlı ama Türk kökenli yazar ve siyasetçi Sırrı Süreyya önder’i aday göstererek seçilmelerini sağladı.

Sadece bu beş örnekten yola çıkacak olsak bile sizce kim Türkiye partisidir? Şu anda mecliste çoğunluğu elinde bulunduran AKP’mi, Ana muhalefet CHP’mi, yoksa MHP’mi?

Elinizi vicdanınıza koyarak bu soruya da siz cevap verin.

Gelelim kadın meselesine. Her gün eşi, babası, kardeşi, amcası, dayısı ya da bilinmeyen meçhul şahıs ya da şahıslar tarafından öldürülen, dövülen, sövülen, ikinci sınıf insan muamelesi gören bütün dinlerde kutsal bir varlık olarak nitelenen kadına karşı siyasi partilerin tavrı ne dersiniz?

Örneğin 12 Haziran seçimleri öncesi yerel yönetimlerde Belediye Başkanı olarak kadın aday konusunda ve de 12 Haziran 2011 seçimlerinde seçilmiş milletvekili sayısına göre yüzdeye vurduğunuzda en çok kadın milletvekili hangi partiden meclise girdi dersiniz?

Bu ülkenin yüzde 50 seçmeni kadın olduğuna göre en çok kadın milletvekili de seçilmiş vekil yüzdesine göre AKP’de olmalıydı değil mi? Ya da sosyal demokrat ve de Atatürkçü olduğunu iddia eden CHP’de olmalıydı. Belki de MHP demeliydik.

Ne yazık ki o “Türkiye Partisi” değil denilen BDP hem kadın Belediye Başkanı; hem de kadın Milletvekili bakımından meclisteki bu üç partiyi fersah fersah geçiyor.

O zaman sorarım size Türkiye’nin kanayan üç sorununda siyaset yapmayan ve bu konuda çaba göstermeyen partiler mi Türkiye partisidirler, yoksa BDP mi?

Bu sorunun da cevabını sizin vicdanlarınıza havale ederek yazıma son veriyorum.

Dilerim Cumartesi günü Meclis’te yemin eden bu parti en azında kendisine gerçek Türkiye partisi yapan bu üç konuda önemli çözümler üretir ve ülkenin kilitlenen gündemine çare olarak barışı, demokrasiyi, özgürlüğü, eşitliği, birliği, beraberliği sağlar.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
7 Yorum
M. Latif Yıldız Arşivi