Kan Davası Barış Komitesi
Çok basit sudan nedenlerle nedenlerden cinayetlerin işlendiği bölgemizde,insanların can güvenliği sağlanmalıdır.Özellikle arazi,tarla,biçenek,muhtarlık,alacak verecek vs çözülmesi mümkün olan sorunlar içinden çıkılmaz hale getiriliyor.
Bunların içinde gayri-meşru kazançlardan dolayı hiçbir hukuksal zemini olmayan zeminlerdeki ticaretlerdir. Bunlar da uyuşturucu ve tefecilik gibi kirli işlerin büyük meblağlı alacak verecek meseleleridir.
Hiç kimse bir başka kişinin yaptığı yanlıştan,eylemde sorumlu tutulamaz ve yargılanamaz. Hatayı yapanlar gerekli mercilere bildirilir ve hakkında ne yapılması gerekiyorsa yapılır. İnsanların hukuksal zeminleri tüketmeden yapılan yanlışların cezalarını kendileri vermeye kalkarlarsa toplumda kaosa ve anarşiye sebep olurlar.
Son günlerde meydana gelen bir öğretmenin ve daha öncesinden süre gelen hamile bir kadının öldürülmesi olayıdır. Bu ve buna benzer bir çok kan davasının halen sürdüğünü de unutmayalım. Bu olayların süren hukuksal boyutu dışında toplumda yaşanan her türlü şiddet olayının son bulması için gereken bir sivil inisiyatifinin gerekliliğidir. Kan davası ve şiddet olaylarının önceden önlenmesi gerekiyor. Bu noktada toplumda her bireyin üzerinde belli bir sorumluluk alması gerekir.Bunun içinde toplumun motor gücü olan sivil toplum örgütlerinin toplumda bazı konularda ortak eylem planları yapması sorumluluğudur. Bu noktada sivil toplum örgütlerini hantal buluyorum desem sanrım arkadaşlarımız darılmazlar.
“Kahrolsun aşiret”
Ama istesekte istemezsek de toplumdaki gençlerimizin dinamizmi sivil toplum örgütlerinin de aydınlarında üstündedir.Gençlerimizde tüm olumsuzluklara rağmen bir dinamizmi ve değişimi görmek mümkündür. Önceki gün binlerce kişinin kahrolsun aşiret, kahrolsun cehalet, kan davasına hayır söylemleri demokratik talepleri beni heyecanlandırdı. Doğrusu Yüksekova gençliği Türkiye’de bir ilk, gerçekleştirdi. Her türlü protestoyu görmüştüm ama kahrolsun aşiret sözlerini de gençliğin bu çağdışı düşünceye karşı olan tutumu çağdaş bir hareketti bana göre.
Önceki yazım “İçimizdeki canavar: Kan Davası”na gelen olumlu bir çok yorum için teşekkür ederim.Her zaman okuyucu yorumlarını önemserim. Bu nedenle gelen birkaç güzel yorumu sizinle paylaşayım.
“feodalizme ilk darbe”
Merhum Kerem kardeşime Allah’tan rahmet,ailesine baş sağlığı diler,acısını tüm kalbimle paylaşıyorum.Merhumun cenazesine katılan tüm dostlarımın dillendirdiği aşiretçilik,cehalet ve bunların günümüzdeki en büyük temsilcisi olan feodal ağalığa karşı tüm söylemlerini yürekten destekliyorum.Törene katılan herkesi anlından öpüyorum.Şu an uzaktayım,inanın o gün ben de onlarla beraber tüm çevrem ve arkadaşlarımla beraber orada feodalizm,aşiretçilik ve cehalete karşı haykırmak istiyordum. Ümit ediyorum ki bu acı,bundan sonra cehalet ve feodal ağalığın tasfiye edilmesi yolunda atılacak adımların ilkidir.Bu konuda tüm aydınlara, gençlere ve bu çağdışı anlayışları benimsemeyenlere çok önemli görevler düşüyor.Kan davası,aşiretçilik,ilkel ağalık davası güdenlere aynı hassasiyetle hep beraber ,her zeminde karşı çıkmalıyız.Artık aşiretçilikle,cehaletle,kan devaları ile,feodalizmle anmak istemiyoruz.Tüm Yüksekovalı,Hakkarili, Şemdinlili ve Çukurcalı dostlarıma-hemşerilerime sonsuz selam ve sevgilerimi gönderiyorum. (Tatar)
''Kan Davası Barış Komitesi Kurulmalıdır''
Değerli Necip Ağabey, çağımıza uymayan bu yanlış geleneği ortadan kaldırmalıyız. Kan davasının sona erdirilmesi amacıyla ''Kan Davası Barış Komitesi'' Yüksekova ilçesinde oluşturulmalıdır. Komitenin girişimleri sonucu kan davaları barışla sonuçlanabilir. ''Kan Davası Barış Komitesi''nde Belediye başkanı, Vali, Kaymakam, Müftü, Doktor, Emniyet Müdürü, Jandarma komutanı ile ilçedeki kanaat önderlerinin bulunduğu toplam 10 ile 20 kişi yer almalı. Ancak, barış girişiminde bu kişiler arasından kan davalı aileler üzerinde etkili olabilecek 5 kişi seçilmeli. Onların bu ailelerle yaptıkları görüşmeler sayesinde kan davaları barış ile sonuçlandırılabilir. Bu girişime tüm vatandaşlarımız da büyük destek vermeli. Komitenin bundan sonra çok sayıdaki kan davasını sona erdireceğine inanıyorum. Selam ve Saygılarımla Kardeşiniz Ümit. (Prof.Dr.Dr.Ümit Yazıcıoğlu)
Kan davası konusu Hakkari’nin her noktasında basın açıklamaları ile dile getirilmelidir.
Yüksekova’da kan davası,aşiretçilik,her türlü şiddet,töre cinayetleri konusunda yapılan protestolar Hakkari genelinde yasla zeminlerde dile getirilmelidir. Bu da seminer,basın açıklamaları,hutbeler,okullarda ivedilikle dile getirilmelidir. Bu konuyu Hakkari Valisi sayın Ayhan Nasuhbeyoğlu ve diğer seçilmişler, daire amirleri ve sivil toplum örgütleri bu konuya Hakkari’ye yapılacak bir hizmet olarak bakmalıdırlar.
Kan davasına karşı Hakkari’de yakılan bir meşale tüm Türkiye’yi aydınlatsın ve yurt geneline yayılsın.
Varmısınız…?
Bunların içinde gayri-meşru kazançlardan dolayı hiçbir hukuksal zemini olmayan zeminlerdeki ticaretlerdir. Bunlar da uyuşturucu ve tefecilik gibi kirli işlerin büyük meblağlı alacak verecek meseleleridir.
Hiç kimse bir başka kişinin yaptığı yanlıştan,eylemde sorumlu tutulamaz ve yargılanamaz. Hatayı yapanlar gerekli mercilere bildirilir ve hakkında ne yapılması gerekiyorsa yapılır. İnsanların hukuksal zeminleri tüketmeden yapılan yanlışların cezalarını kendileri vermeye kalkarlarsa toplumda kaosa ve anarşiye sebep olurlar.
Son günlerde meydana gelen bir öğretmenin ve daha öncesinden süre gelen hamile bir kadının öldürülmesi olayıdır. Bu ve buna benzer bir çok kan davasının halen sürdüğünü de unutmayalım. Bu olayların süren hukuksal boyutu dışında toplumda yaşanan her türlü şiddet olayının son bulması için gereken bir sivil inisiyatifinin gerekliliğidir. Kan davası ve şiddet olaylarının önceden önlenmesi gerekiyor. Bu noktada toplumda her bireyin üzerinde belli bir sorumluluk alması gerekir.Bunun içinde toplumun motor gücü olan sivil toplum örgütlerinin toplumda bazı konularda ortak eylem planları yapması sorumluluğudur. Bu noktada sivil toplum örgütlerini hantal buluyorum desem sanrım arkadaşlarımız darılmazlar.
“Kahrolsun aşiret”
Ama istesekte istemezsek de toplumdaki gençlerimizin dinamizmi sivil toplum örgütlerinin de aydınlarında üstündedir.Gençlerimizde tüm olumsuzluklara rağmen bir dinamizmi ve değişimi görmek mümkündür. Önceki gün binlerce kişinin kahrolsun aşiret, kahrolsun cehalet, kan davasına hayır söylemleri demokratik talepleri beni heyecanlandırdı. Doğrusu Yüksekova gençliği Türkiye’de bir ilk, gerçekleştirdi. Her türlü protestoyu görmüştüm ama kahrolsun aşiret sözlerini de gençliğin bu çağdışı düşünceye karşı olan tutumu çağdaş bir hareketti bana göre.
Önceki yazım “İçimizdeki canavar: Kan Davası”na gelen olumlu bir çok yorum için teşekkür ederim.Her zaman okuyucu yorumlarını önemserim. Bu nedenle gelen birkaç güzel yorumu sizinle paylaşayım.
“feodalizme ilk darbe”
Merhum Kerem kardeşime Allah’tan rahmet,ailesine baş sağlığı diler,acısını tüm kalbimle paylaşıyorum.Merhumun cenazesine katılan tüm dostlarımın dillendirdiği aşiretçilik,cehalet ve bunların günümüzdeki en büyük temsilcisi olan feodal ağalığa karşı tüm söylemlerini yürekten destekliyorum.Törene katılan herkesi anlından öpüyorum.Şu an uzaktayım,inanın o gün ben de onlarla beraber tüm çevrem ve arkadaşlarımla beraber orada feodalizm,aşiretçilik ve cehalete karşı haykırmak istiyordum. Ümit ediyorum ki bu acı,bundan sonra cehalet ve feodal ağalığın tasfiye edilmesi yolunda atılacak adımların ilkidir.Bu konuda tüm aydınlara, gençlere ve bu çağdışı anlayışları benimsemeyenlere çok önemli görevler düşüyor.Kan davası,aşiretçilik,ilkel ağalık davası güdenlere aynı hassasiyetle hep beraber ,her zeminde karşı çıkmalıyız.Artık aşiretçilikle,cehaletle,kan devaları ile,feodalizmle anmak istemiyoruz.Tüm Yüksekovalı,Hakkarili, Şemdinlili ve Çukurcalı dostlarıma-hemşerilerime sonsuz selam ve sevgilerimi gönderiyorum. (Tatar)
''Kan Davası Barış Komitesi Kurulmalıdır''
Değerli Necip Ağabey, çağımıza uymayan bu yanlış geleneği ortadan kaldırmalıyız. Kan davasının sona erdirilmesi amacıyla ''Kan Davası Barış Komitesi'' Yüksekova ilçesinde oluşturulmalıdır. Komitenin girişimleri sonucu kan davaları barışla sonuçlanabilir. ''Kan Davası Barış Komitesi''nde Belediye başkanı, Vali, Kaymakam, Müftü, Doktor, Emniyet Müdürü, Jandarma komutanı ile ilçedeki kanaat önderlerinin bulunduğu toplam 10 ile 20 kişi yer almalı. Ancak, barış girişiminde bu kişiler arasından kan davalı aileler üzerinde etkili olabilecek 5 kişi seçilmeli. Onların bu ailelerle yaptıkları görüşmeler sayesinde kan davaları barış ile sonuçlandırılabilir. Bu girişime tüm vatandaşlarımız da büyük destek vermeli. Komitenin bundan sonra çok sayıdaki kan davasını sona erdireceğine inanıyorum. Selam ve Saygılarımla Kardeşiniz Ümit. (Prof.Dr.Dr.Ümit Yazıcıoğlu)
Kan davası konusu Hakkari’nin her noktasında basın açıklamaları ile dile getirilmelidir.
Yüksekova’da kan davası,aşiretçilik,her türlü şiddet,töre cinayetleri konusunda yapılan protestolar Hakkari genelinde yasla zeminlerde dile getirilmelidir. Bu da seminer,basın açıklamaları,hutbeler,okullarda ivedilikle dile getirilmelidir. Bu konuyu Hakkari Valisi sayın Ayhan Nasuhbeyoğlu ve diğer seçilmişler, daire amirleri ve sivil toplum örgütleri bu konuya Hakkari’ye yapılacak bir hizmet olarak bakmalıdırlar.
Kan davasına karşı Hakkari’de yakılan bir meşale tüm Türkiye’yi aydınlatsın ve yurt geneline yayılsın.
Varmısınız…?
