M. Latif Yıldız

M. Latif Yıldız

IŞİD’in silahı sahibini vuracak

IŞİD’in silahı sahibini vuracak

Şimdilik o silahlar Kürdleri nasıl öldürüyorsa; Kürd halkının, anne ve babaların yüreğini nasıl yakıyorsa; kesinlikle IŞİD’e o silahı verenlerin er ya da geç sahibine dönecek ve onlarında yüreğini dağlayacak. Zil çalıp oynayan medya bakalım o gün ne yazacak?

IŞİD Gre Sipi (Tel Abyad) yenilgisine rağmen karşı saldırı gücüne sahipmiş. Büyük sürprizle Kürdlere şok, IŞİD; YPG kılığına girerek Kobane’ye sızmışmış! Dediler.

Hangi karşı saldırı, hangi şok, hangi sürpriz? Rakip gücün kıyafetlerini giyen kahpece çoluk, çocuk, kadın, yaşlı sivil insanları havaya uçurarak mı? Girdiği savunmasız köylerde 28 çocuk, kadın ve de yaşlıların başlarını kesmenin adı mı karşı saldırı oluyor.

Medyanın attığı “PYD – IŞİD’den tehlikelidir” manşetinden sonra katliamın olması IŞİD’i hangi güçlerin desteklediği açığa çıkmıştır. IŞİD farklı yöntemle değil; hile, desise; bilinen devletlerin strateji, yardım ve silahları ile Kobane’de vahşeti gerçekleştirdi.

O devletler ve egemen güçler Kobane’nin yeniden IŞİD’in eline geçmeyeceğini çok iyi biliyorlar. Ama Kürdler üzerinde çatışma alanını genişleterek bölgede egemen olmalarının önünü kesmek, PYD’ye beslenen güveni kaygıya dönüştürmek için bu katliamı planladılar. Cübbeli hoca Kobane için dua ederken bu silahları onlara verenler bilsinler ki o silah onlara dönecek ve onları can evlerinden vuracak.

Özellikle “Kobane ha düştü ha düşecek” politikasının hiç değişmediği, PYD yerine bölgede IŞİD’i görmek istedikleri ilk günden son Kobane barbar katliamına kadar bu strateji üzerinde geliştirdiler. Bir zamanlar Barzani yerine Saddam’ı tutanlar bugün aynı politikayı PYD yerine IŞİD canilerine gizli, açık destek vererek tarihi tekerrür ettiriyorlar.

Arka bahçe Türk medyası dışında bütün dünya medyası bu gerçekleri yazıyor. Kürd güçlerinin değil devlet “kanton” oluşturmalarını bile savaş nedeni sayan; Salih Müslim’in “koridor söz konusu değil” demecine rağmen iddiaya göre Başbakan’ın Genel Kurmaya yazılı emir verdiği 18 bin askerle Suriye’ye girileceği Türk gazeteleri yazmadılar mı?

Dünya Türkiye’nin Suriye’nin iç işlerine silahlı müdahalesine ne kadar izin verecek? Bekleyip göreceğiz. Sormak lazım; o zaman niçin “çözüm süreci” diyerek masaya oturdunuz? Yoksa hepsi yalan, aldatmaca, oyalama ve en önemlisi akılsız Kürdlerin geçmiş seçimlerde (hala bazılarının) oylarını almak için miydi?

Kürdler yerine Suriye sınırı boyunca IŞİD’in komşu olması gibi korkunç bir proje Gre Sipi’de yıkıldığı için mi Kobane’de o vahşet sahnelendi? Değilse IŞİD Kobane’ye neden, niçin saldırsın? Son Kobane vahşeti senaryosu Gre Sipi “düştü düşecek” günlerinde yazıldı. IŞİD eliyle ürkütücü ve kanlı baskınla Kürdleri korkutmak isteyen devletleri Kürdler biliyor.

IŞİD’i silah ve lojistik güçle destekleyen devletler Gre Sipi ile desteğin önü kesildiğini görünce Kobane katliamını tezgâhladılar. Zaten kanlı saldırılardan sonra açıkça çıkıp Suriye Kürdlerine fırsat vermeyeceklerini haykırdılar. Kobane saldırısı ile Kürdlerin prestijini sarsmayı hedeflediler. Bunu da masum kadın, çocuklar üzerinden gerçekleştirdiler.

IŞİD’e son 3 yılda en ağır darbeyi vuran Kürdler belli adresleri oldukça tedirgin etti. Çünkü sağlanan her başarıdan sonra bir Avrupa ülkesi PYD lideri Salih Müslüm YPG ve YPJ komutanlarını ağırlıyordu. Bu yaklaşım birilerini çileden çıkardı. IŞİD içinde başlayan moral çöküntüsünü, dağılmayı önlemek ve Kürd cephesinde normalleşmeyi engellemek için Kobane katliamın gerçekleştirenler bir gün o silahların kendilerine döneceğinin hesabını yapmalılar.

En önemlisi de YPG - YPJ güçleri ile Burkan el Fırat güçlerinin Cerablus’a yönelerek Afrin kantonuna ulaşacağını gören egemenler IŞİD içindeki hain Kürdleri, Kürdçe konuşan ve YPG kıyafetleri giydirilen IŞİD canilerini kullanarak son Kobane katliamını gerçekleştirdiler. Bu aklı geçmişte aynısını yapanların verdiğini herkes çok iyi biliyor.

Son Kobane olayı insanlığa saldırıdır. Bu sivil insanlara yönelikti. Türkleri ve Arapları Kürdler öldürüyor haberleri yalan çıkınca bu katliamı gerçekleştirdiler. Kürd kadın, çocukları kafeslere koyup kafalarını kesen canilere destek olan aynı akıbeti aynı IŞİD’den beklemeliler.

300’ü yakın yaralı, 200’ü aşkın şehit; Berxbotan köyünde 28 kadın ve çocuğun kafası kesenler, bir ailenin bütün fertleri katledenle son üç yılın en büyük vahşet ve travmasını bu bölgede yaşatanlar; babaların, annelerin gözleri önünde çocuklarının başlarının kesilmesine sebep olanlar er ya da geç bunun hesabını verecekler.

Suriye Kürdleri üzerinde gerçekleştirilmek istenen jenosit kelimeler ile ifade edilmez iken; hala onları suçlayanları ve o manşetleri atanları Allah’a ve O’nun yüce adaletine havale ediyoruz. Kürdlerin yüz yıllık esaretten kurtuluşunu istemeyen güçlerin Rojava ve Suriye politikalarının bu katliama yol açtığın bilmeyen yok. Ama o silah geri tepip onları vuracak.

Son söz; Kürdleri bu saatten sonra susmayacaklar. Katliamlara rağmen zalime karşı, yaralarını saracak, öz güçleri ile dimdik ayakta duracaklar. O saldırıyı yapan güçlere; o kente girmelerini sağladıkları halde “ ilgimiz yok” diyenlere karşı Kürd ve Türk halkları el birliği ile er ya da geç insanlık dersi verecek.

Bölgede insanlık ve özgürlük için Kürdler ile omuz omuza mücadele eden bütün güçler başaracak ve bir gün bu katliamın hesabını soracaklar. Kürdlerin Suriye’de yaşattığı kahramanlık destanın üstünü hiçbir güç örtemeyecek. Allah doğrunun ve haklının yanındadır.

ÇARE Mİ? Çare var: Türkiye’yi yönetenler Kürd sorunu politikalarında önemli bir değişiklik yapacaklar. 4 parçada Kürdler iç içe geçti. Kürdler için sınırların anlamı kalmadı. Türkiye bunu düşünmek zorundadır. Suriye’de “kanton” olayına “tehdit”; “savaş” anlayışı ile bakmamalı. Sınırda Kürd oluşumunu “düşman” olmaktan çıkartıp fırsatı “dost” politikasına dönüştürürse Kürd sorununu hal edebilir. Kürd koridoru da Türkiye için kıymetli bir hazineye dönüşür, aynı zaman Türkiye için “güvenlik koridoru” oluşur.

Bunun yerine “savaş”, “kırmızıçizgi”, “Bedeli ne olursa olsun Suriye’nin Kuzeyinde, Türkiye’nin güneyinde Devlet kurulmasına müsaade etmeyiz”, “18 bin askerle Suriye’ye gireriz” gibi çıkışlar yerine istikrarlı politika izlenirse barış olur. Irak gibi Suriye’de Kürd bölgesi oluşumu gerçekleşecek. Türkiye akıllıysa bu sorun büyük ülkelere bırakmadan, silahlı müdahale ile tehdit ederek daha karmaşık hale getirmeden Kürdler stratejik müttefik yaparak bölgenin ve Ortadoğu’nun hâkimiyetine ortak olabilir, Kürd sorununu da çözebilir.

Şimdilik IŞİD’i kullanılabilir ama yarın çok geç olur. Kürdler uyandı; İslam kardeşliği altında çoban, koyun devri bitti. Demokrasi çağında tek geçerli akçe “eşitlik” ve “egemenliktir.” Kürdler Saddam, Baas diktatörlüğüne başkaldırarak, bedel ödeyerek hürriyet rüzgârını ciğerlerine doldurdu. Tebaa, ümmet devri kapandı. Geçmiş iflas etti. Tek çare demokrasi, eşitlik ve hukuktur. Asıl bu politika Türkiye’yi parçalamaz yüz yıl daha götürür.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
M. Latif Yıldız Arşivi