Son günlerde Hakkâri genelinde meydana gelen patlamalar yaşantımızı yine olumsuz yönde etkilemeye başladı. Hakkâri"de soluk alan herkes etkilendiği gibi Hakkâri dışında yaşayan Hakkârililer ve Hakkâri"de görev yapan insanların yakınları da tedirginlikle yaşanan patlamaları izliyor.

Bölgede yaşanan askeri hareketlilik en fazla Hakkâri"de etkili ve yaşamı en fazla burada etkiliyor.

Havadan ve karadan askeri hareketlilik yaşanırken il ve ilçe merkezinde atanmış yetkililer ve halk arasında ise psikolojik gerginlik yaşanıyor. Hakkâri ve Yüksekova"da “Newroz” sürecinde yaşanan gerginlik ve ortaya çıkan fiziki yıkımın izleri devam ediyor.

Newroz olaylarına katıldığı gerekçesi ile birçok insan gözaltına alındı veya tutuklandı, bu durum halen devam ediyor. Halk tarafında bunlar yaşanırken, sivil halkın ölümüne ve yaralanmasına sebep olan hiçbir güvenlik mensubu hakkında herhangi bir soruşturma açıldığı konusu bize yansımadı yada yansıdığı görülmedi.

Bütün bunlar yaşanırken halktaki tedirginlik ve güvensizlik devam ediyor.

Newroz sürecinde yaşanan gerginlikler nedeniyle yükselen tansiyonun düşürüldüğünü henüz söyleyemem. Newroz olaylarını araştırma komisyonlarının yaptığı incelemeler halen sonuçlanmadı. Ama suçlu iddiasıyla emniyetin kameralarına yansıyan göstericilerin tutuklanma işlemleri devam ediyor.

Bunun sonrasında, son günlerde yaşanan patlamaların ardından oluşan gerginlikler de çekilmez hale geldi.

Her olaydan sonra olay mahalline yakın yerlerde görülen insanlar yakalandığı yerde ölesiye dövülerek bırakılır, daha fazla dövmek isterse emniyete getirir burada iyice dövüldükten sonra bırakılır. Bunların şüpheli hareketleri varsa (biraz delil)  iyice dövüldükten sonra tutanakla savcılığa sevk edilir.

Kanunsuz tutuklamalar ve sonrası kullanılan orantısız güç, newroz sürecinde yaşanan gerginlikleri daha da arttırmış bir vaziyette.

Gazetecilere newroz olaylarında görevleri başında uygulanan şiddet devam ediyor.

Bununla ilgili yetkilileri uyarmamıza rağmen halen halkı bilgilendirme görevimiz engelleniyor. Bu yetmiyormuş gibi gerek sözlü gerekse maillerle gelen tehditlerden anlaşıldığına bakılırsa, birimizin yakın bir süreçte herhangi bir saldırıya uğraması ihtimali güçleniyor.

Polisin bir uyuşturucu operasyonu sırasında önceki gün Yüksekova Haber Gazetesi muhabiri"nden zorla fotoğraf makinesi kartına ve kamera kasetine el koyması yine basına olan şiddeti ve basını hazmedememe durumunu dözler önüne seriyor.

Hâlbuki bu durum şiddetsiz de çözebilir. Kasetteki görüntü izlenip, fotoğraf makinesindeki fotolara bakılıp anında geri verilebilirdi. Zorla bir çocuğun elinden oyuncağını bile alamazsın, kaldı ki işini düzgün yapan güvenilir bir yayın kuruluşunun elamanına bu şekildeki şiddet uygulamasını kabullenmek mümkün değildir.

Habercilerin haber alma özgürlüğü ve kamu adına habercilik görevi yapan kişilerle halkın can ve mal güvenliğini sağlamakla yükümlü güvenlik güçlerinin karşılıklı anlayış içerisinde çalışması daha uygun olur. Herkes kendi görevini yapar, bunun için yaşar, ekmeğini buradan kazanır.

Bu nedenle saygı duymanın dışında olan her şey şiddettir, her kötü söz insani değildir.

DTP Hakkâri Milletvekili Hamit Geylani, son günlerde meydana gelen patlamalar ve ardındaki provakatif hareketler ile ilgili araştırma başlattıklarını söyledi. Özellikle Ergenekon çetesinin ortamı germeye çalıştığını kaydeden Geylani şöyle demişti:

"Evet Ergenekon çetesi ortamı germeye çalışmaktadır. Özellikle Yüksekova'da bir haftada değişik yerlerde 5 patlama meydana geldi. Hakkâri"de ise bir patlama yaşandı. Son olarak da İstanbul Güngören'de meydana gelen bu patlama tesadüf olmadığı gibi Şemdinli'deki bir yayla yoluna bırakılan patlayıcının 3 gencin hayatına neden olması da tesadüf değildir. Bu olaylar bizleri üzmektedir. Bölgede meydana gelen patlamalar Ergenekon patlamalarıdır. Bu patlamalarla Ergenekon çetesi ortamı germektedir. Biz bu patlamaları Meclis'e taşıyacağız. Provokatif patlamalara halkımızın dikkat etmesi gerekmektedir. Kesinlikle provokasyonlara gelmemeliyiz." dedi.

Hakkâri"de gerek sivil gerekse askeri üst düzey bürokratlarla halk arasında bir diyalog yok.

Halka hizmet için gelen idarecilerin halkın mağduriyetini giderici bir çalışması görülmüyor. Hiç birinin özel çabası yok. Kendilerince ürettikleri bir projesi bile yok.

Evet, Hakkâri"de mart ayından bu yana arıza var. Arızayı gidermek için birçok komisyon kuruldu, vekiller üzerinde çalıştı. Bunu tespit edemediler.

Ama bana sorarsanız “Balık baştan kokar!” değil mi?