Hakkari,
ötesi yok gayri!
Ülkemizin uç noktası olan ve Hakkari ötesi yok gayrı denen coğrafyanın üzerindeki karabulutlar bu günlerde bir bir dağılıyor. Hareketli olan bu coğrafyanın misafiri de, haberi de çok bu günlerde.
Eski valimiz Erdoğan Gürbüz Vali istifa seslerinden sonra Tokata, Tokat Valisi Ayhan Nasuhbeyoğlu ise Hakkariye atandı. Hükümetin aldığı bu karara hayırlı olsun demekten başka bir temennimiz olamaz. Geçmişten günümüze kadar baktığımızda Hakkariye atanan her bürokratın şansı açılmış ve mutlaka daha güzel yerlere gitme şansı doğmuştur.
'Hakkari'yi yıktı başka yeri yıkmasın!'
Hakkari coğrafyası tarih boyunca dünya gündemine girecek olaylara, hikâyelere ve destanlara konu olmuştur. Özellikle halk, her vakadan, her trajediden komik bir hikâye çıkarmaya çalışır. Yüksekovaya, kışın kurtların saldırısından nice gülünecek hikâye ve fıkra üretilmişti; bir bilseniz. Yani anlayacağınız Sanatçımız Yılmaz Erdoğana benzer çok sayıda yerel stendapçımız vardır.
Her bürokrat değiştiğinde gündeme gelen bir hikâye var ki yıllardır dilden dile dolaşır.İşte tam bu hikâyenin gündemleştiği bir süreçte halk arasında bu yine konuşulmaya başlandı.
Darbelerin olduğu bir dönemde Hakkaride çok sayıda yurttaş tutuklanmıştı. Tam bu süreçte zamanın içişleri bakanı Hakkariye gelir. Bakan, çarşı merkezinde bir gezintiye çıkar. Vatandaşların hâl-hatırını sorarken İbrahim Ümit adında bir yurttaş, Bakana heyecanla sorar:
-Sayın Bakanım duyduğumuz kadarıyla Valimiz tayin istemiş. Lütfen gitmesin!
Bakan:
-6 yıldır burada, o gitsin başkası gelsin. Çok mu seviyorsunuz valinizi?
İbrahim Ümit:
Eski valimiz Erdoğan Gürbüz Vali istifa seslerinden sonra Tokata, Tokat Valisi Ayhan Nasuhbeyoğlu ise Hakkariye atandı. Hükümetin aldığı bu karara hayırlı olsun demekten başka bir temennimiz olamaz. Geçmişten günümüze kadar baktığımızda Hakkariye atanan her bürokratın şansı açılmış ve mutlaka daha güzel yerlere gitme şansı doğmuştur.
'Hakkari'yi yıktı başka yeri yıkmasın!'
Hakkari coğrafyası tarih boyunca dünya gündemine girecek olaylara, hikâyelere ve destanlara konu olmuştur. Özellikle halk, her vakadan, her trajediden komik bir hikâye çıkarmaya çalışır. Yüksekovaya, kışın kurtların saldırısından nice gülünecek hikâye ve fıkra üretilmişti; bir bilseniz. Yani anlayacağınız Sanatçımız Yılmaz Erdoğana benzer çok sayıda yerel stendapçımız vardır.
Her bürokrat değiştiğinde gündeme gelen bir hikâye var ki yıllardır dilden dile dolaşır.İşte tam bu hikâyenin gündemleştiği bir süreçte halk arasında bu yine konuşulmaya başlandı.
Darbelerin olduğu bir dönemde Hakkaride çok sayıda yurttaş tutuklanmıştı. Tam bu süreçte zamanın içişleri bakanı Hakkariye gelir. Bakan, çarşı merkezinde bir gezintiye çıkar. Vatandaşların hâl-hatırını sorarken İbrahim Ümit adında bir yurttaş, Bakana heyecanla sorar:
-Sayın Bakanım duyduğumuz kadarıyla Valimiz tayin istemiş. Lütfen gitmesin!
Bakan:
-6 yıldır burada, o gitsin başkası gelsin. Çok mu seviyorsunuz valinizi?
İbrahim Ümit:
-Yok sayın Bakanım, Valimiz Hakkariyi kambağ etti ( yıktı ), başka yeri kambağ etmesin (yıkmasın).
Kaderin cilvesi
Başbakan Erdoğanın Hakkari ziyaretinde yaptığı konuşmadan sonra, aracına binip kitleden uzaklaştığı bir anda, birden kalabalığın içinden bir kişi Başbakanın aracının önüne atılır. Belli ki Başbakana bir şey söyleyecek Korumalar bu kişiyi engellemeye kalkışırken, durumu fark eden Başbakan, arabasının önüne atılan yurttaşı dinlemek ister. Ne istediğini sorar.
Hakkârili, Sayın Başbakanım kendinize dikkat edin. Bu durumda sizi de öldürürler. Biz sizi çok seviyoruz. Allah sizi başımızdan eksik etmesin. Bu arada valiyi işaret ederek Allah rızası için bu valiyi de götürün demiş. Kaderin cilvesi ya; bu kişi de yukarıda bahsettiğimiz İbrahim Ümitin oğlu Hasan Ümitti!
Vali Gürbüz'ün adı Yüksekova'da bir okula verilmişti
Yüksekovada Vali Erdoğan Gürbüz İlköğretim Okulu var. Bu okulun kurdelesini Gürbüzün kendisi kesti. Valinin isminin verilmesinin dahi isim verme yönetmeliğine aykırı olduğu iddia ediliyor. Bu, ayrı bir hadise
Öte yandan aldığımız bilgilere göre Valinin ismi, okulun olası eksiklerinin giderilmesinde yardımcı olur niyetiyle verilmişti. Ne ilginçtir ki ismi verilen okulu eski valimiz bir gün bile ziyaret etmemiştir.
'Lale devri bitmiştir!'
Vali Hakkariye atandığında ülkemizdeki ekonomik kriz süreci atlatılmak üzereydi. İhtiyaç sahibi yurttaşların, muhtarların, devletin, dolayısı ile Valinin kapısını çalınca hep Lale Devri bitmiştir. Herkes başının çaresine baksın. sözü ile karşılaşırdı. Bu söz de Hakkaride uzun süre konuşuldu. Çünkü bildiğimiz kadarıyla Hakkaride Lale Devri hiç yaşanmadı.
"Ne güzel Türkçe konuşuyorlar!"
Bu arada eski valimizi uğurlarken, bizzat tanık olduğum komik bir hikâyeyi de sizinle paylaşayım.
Yüksekovaya bağlı Esendere Beldesi Gümrük Kapısında yapımı devam eden gümrük binasını kontrol etmek için Esendereye gittik. Eski valimiz ve beraberinde eski Yüksekova Kaymakamı Mustafa Öztaşın da bulunduğu bu heyet, bizim gümrük binasını gezdikten sonra İran Devleti gümrük binasını da gezmek istedi. İranın gümrük binasını inceleyip Türkiye tarafına geldiğimizde, sınır telleri önünde nöbet tutan iki askerimiz, beraber künyelerini okudular.
Künyelerini okurken Vali Gürbüz bekledi. Daha sonra Bu askerler ne güzel Türkçe konuşuyorlar dedi. Yüksekova Kaymakamı da Efendim bunlar bizim Türk askerleri dedi.
Bu diyaloglar yaşanırken bizler de gülsek mi ağlasak mı diye kısa süreli bir durgunluk içinde kaldık.
'Zanlı Hakkariliyim'
Yazımı Hakkariden bir fıkra ile bitirmek istiyorum. Fıkra bu ya!
Askerde malum, sorarlar 'nerelisin?', belki toprağın çıkar diye. Komutan sorar beraber olan bir gurup askere, Nerelisiniz, sırayla söyleyin? diye. Sırayla cevap vermeye başlarlar. Biri Kahramanmaraşlıyım,diğeri Şanlıurfalıyım, bir diğeri Gaziantepliyim der. Bizimki de ZANLI HAKKARİLİYİM demiş.
Hakkaride meydana gelen olaylarda suçlananların, bazı çevrelerce zanlı gözü ile bakılması hoş karşılanmıyor. Bizi hatalar sürükleyen de ön yargılarımızdır. Yaşanan olaylar nedeniyle yalnız buradaki halkı suçlamak doğru değil. İster istemez, Hırsızın hiç mi suçu yok? sorusunu akla getiriyor
Hakkariye gelen bürokratlar ve diğer devlet memurları da ön yargısız gelmeli ve insanlarımızla yakın diyalogundan sonra karar vermeli. Halkla bütünleşme yolu aramalıdır bence.
Bu aşamadan sonra güle güle Vali Erdoğan Gürbüz. İlimize hoş geldin yeni Valimiz Ayhan Nasuhbeyoğlu
Hadi hayırlısı..!
Kaderin cilvesi
Başbakan Erdoğanın Hakkari ziyaretinde yaptığı konuşmadan sonra, aracına binip kitleden uzaklaştığı bir anda, birden kalabalığın içinden bir kişi Başbakanın aracının önüne atılır. Belli ki Başbakana bir şey söyleyecek Korumalar bu kişiyi engellemeye kalkışırken, durumu fark eden Başbakan, arabasının önüne atılan yurttaşı dinlemek ister. Ne istediğini sorar.
Hakkârili, Sayın Başbakanım kendinize dikkat edin. Bu durumda sizi de öldürürler. Biz sizi çok seviyoruz. Allah sizi başımızdan eksik etmesin. Bu arada valiyi işaret ederek Allah rızası için bu valiyi de götürün demiş. Kaderin cilvesi ya; bu kişi de yukarıda bahsettiğimiz İbrahim Ümitin oğlu Hasan Ümitti!
Vali Gürbüz'ün adı Yüksekova'da bir okula verilmişti
Yüksekovada Vali Erdoğan Gürbüz İlköğretim Okulu var. Bu okulun kurdelesini Gürbüzün kendisi kesti. Valinin isminin verilmesinin dahi isim verme yönetmeliğine aykırı olduğu iddia ediliyor. Bu, ayrı bir hadise
Öte yandan aldığımız bilgilere göre Valinin ismi, okulun olası eksiklerinin giderilmesinde yardımcı olur niyetiyle verilmişti. Ne ilginçtir ki ismi verilen okulu eski valimiz bir gün bile ziyaret etmemiştir.
'Lale devri bitmiştir!'
Vali Hakkariye atandığında ülkemizdeki ekonomik kriz süreci atlatılmak üzereydi. İhtiyaç sahibi yurttaşların, muhtarların, devletin, dolayısı ile Valinin kapısını çalınca hep Lale Devri bitmiştir. Herkes başının çaresine baksın. sözü ile karşılaşırdı. Bu söz de Hakkaride uzun süre konuşuldu. Çünkü bildiğimiz kadarıyla Hakkaride Lale Devri hiç yaşanmadı.
"Ne güzel Türkçe konuşuyorlar!"
Bu arada eski valimizi uğurlarken, bizzat tanık olduğum komik bir hikâyeyi de sizinle paylaşayım.
Yüksekovaya bağlı Esendere Beldesi Gümrük Kapısında yapımı devam eden gümrük binasını kontrol etmek için Esendereye gittik. Eski valimiz ve beraberinde eski Yüksekova Kaymakamı Mustafa Öztaşın da bulunduğu bu heyet, bizim gümrük binasını gezdikten sonra İran Devleti gümrük binasını da gezmek istedi. İranın gümrük binasını inceleyip Türkiye tarafına geldiğimizde, sınır telleri önünde nöbet tutan iki askerimiz, beraber künyelerini okudular.
Künyelerini okurken Vali Gürbüz bekledi. Daha sonra Bu askerler ne güzel Türkçe konuşuyorlar dedi. Yüksekova Kaymakamı da Efendim bunlar bizim Türk askerleri dedi.
Bu diyaloglar yaşanırken bizler de gülsek mi ağlasak mı diye kısa süreli bir durgunluk içinde kaldık.
'Zanlı Hakkariliyim'
Yazımı Hakkariden bir fıkra ile bitirmek istiyorum. Fıkra bu ya!
Askerde malum, sorarlar 'nerelisin?', belki toprağın çıkar diye. Komutan sorar beraber olan bir gurup askere, Nerelisiniz, sırayla söyleyin? diye. Sırayla cevap vermeye başlarlar. Biri Kahramanmaraşlıyım,diğeri Şanlıurfalıyım, bir diğeri Gaziantepliyim der. Bizimki de ZANLI HAKKARİLİYİM demiş.
Hakkaride meydana gelen olaylarda suçlananların, bazı çevrelerce zanlı gözü ile bakılması hoş karşılanmıyor. Bizi hatalar sürükleyen de ön yargılarımızdır. Yaşanan olaylar nedeniyle yalnız buradaki halkı suçlamak doğru değil. İster istemez, Hırsızın hiç mi suçu yok? sorusunu akla getiriyor
Hakkariye gelen bürokratlar ve diğer devlet memurları da ön yargısız gelmeli ve insanlarımızla yakın diyalogundan sonra karar vermeli. Halkla bütünleşme yolu aramalıdır bence.
Bu aşamadan sonra güle güle Vali Erdoğan Gürbüz. İlimize hoş geldin yeni Valimiz Ayhan Nasuhbeyoğlu
Hadi hayırlısı..!