Bedri Çallı

Bedri Çallı

Hakkari Kalesi Cinayeti (Acı sonuç)

Hakkari Kalesi Cinayeti (Acı sonuç)

Son beş altı ayda İnsan hayatı çok ucuz hale gelmiş ve insan ölümleri artık günlük rutin bir olaymış gibi karşılanıyor. İnanıyorum ki insan ölümleri tavuk veya kedi ölümlerine eş değer duruma geldi.

Cizre’de bodrumlarda bir anda 40-50 insanın hayatları son buldu. Sur, Silvan, Silopi, İdil, Dargeçit ve son olarak Yüksekova ile Şırnak’ta hiç ayırım yapmaksızın güvenlik güçleri, gerilla ve sivil vatandaş (genç, yaşlı, kadın ve çocuk) ölümleri tüm ülkede üzüntü, acı, öfke ve tedirginliğe neden olduğu bir esnada, ben; ihmal sonucu hayatını kaybeden bir gençten söz ederken “bu ne ki” diyecek insanların olacağını duyar gibiyim.

Ama hiç kimse kusura bakmasın. Neticede ömrünün baharında aramızdan ayrılmış pırıl pırıl bir genç söz konusu. 40 gün boyunca Hakkari ve Van hastanelerinin yoğun bakım üniteleri kapısında bekleyen anne, baba ve diğer tüm yakınlarının acıları söz konusu. Taktir edersiniz ki anne ve baba açısından ömürleri boyunca taşıyacakları sonsuz bir acı söz konusudur.

Sevgili okurlarım; 03.03.2016 tarihinde, siz değerli okurlarımı bu konuda bilgilendirmek ve bu konuda sorumluluğu olan makamlara sorumluluklarını hatırlatmak adına, bundan 40 gün önce Hakkari Kalesinden düşen bir taşın kafasına isabet etmesi sonucu yaralanan Yunus Baygo ile ilgili bir yazı kaleme almıştım.

Ne yazık ki bu gün Yunus kardeşimizle ilgili kötü haberi duyduk. Mekanı cennet olsun, toprağa verdik. Dolaylı da olsa Yunus’un ölümünden sorumlu olan insanlar var.

Öyle görülüyor ki bu ölüm son olmayacaktır. Yani Hakkari Kalesi halka tehdit olarak durmaya devam edeceğe benziyor. Bu yazıları yazmamdaki gayelerden biri de, bir daha bu tür bir olayın yaşanmaması için Hakkari Valisi, Güvenlik Güçleri Komutan ve Müdürleri ve Karayolları Bölge Müdürünü göreve çağırıyorum.

Dilerseniz (yazarın diğer yazıları) kısmında bu yazıma ulaşabilirsiniz. Ama yinede kolaylık olsun diye bu konu ile ilgili bir önceki yazıma aşağıda yer vermek istiyorum. yazımın bir kısmına burada yer verip, bu olayda sorumluluğu bulunan yetkililere çağrımı yenilemek istiyorum. 

Hakkari Kalesi Cinayeti

Hakkari Kalesi’nin mülkiyeti, Hakkari halkı adına Hakkari Belediyesinin ise de, bu gün Hakkari halkının rızası olmadan geçici olarak işgal edip kullanan güçler, en azında Kale’nin ıslahı ve bakımını üstlenmelidir. Aksi taktirde emanete ihanet söz konusudur. Tarih er geç bu kalenin gerçek sahiplerine geçeceğine şahit olacaktır.

Asırlar önce bu kale’nin ıslahı için yapılan duvarlar artık tehlike saçmaktadır. Ayrıca doğal olarak kalede bulunan küçük kayaların aşınması ve bakımsız olması da tehlike saçmakta. Bunun yanında kale’nin tepesinde sayılarını bilmediğim çok sayıda görevlinin kaza, şaka veya kasıtlı olarak atacakları bir taş insan ölümlerine neden olabiliyor.

Bir ilin en işlek ana caddesinde hiç tartışmasız tüm Hakkari halkı, Hakkari de görev yapan ve dışarıdan gelen misafirlerin istisnasız geçmek zorunda oldukları tek cadde olduğu bilinen bir gerçektir.

Bu kapsamda bundan 15 gün önce akşam saatlerinde çarşıdan evlerine gitmekte olan iki genç, sözü edilen bu ana caddenin kale altına vardıklarında, kaleden düşen taşlarla ağır yaralanırlar. Bu iki gençten Yunus BAYGO (20 yaşlarda) kafasından aldığı darbe nedeniyle 15 günden bu yana Hakkari yuğun bakım ünitesinde tedavi gördü.

Hayati tehlikesi bulunan Yunus BAYGO bu gün bir ambulansla Van iline götürüldü. Yunus ile birlikte yaralanan diğer arkadaşı da ağır yaralanmıştır.

Bu tür kazalarda devlet hastanesinde bulunan güvenlik güçleri görevlileri gerekli soruşturmayı yaptıkları muhakkaktır. Bu nedenle,  ili yöneten Vali ve yine bu kaleyi kullanmaları nedeniyle Vali ve bu kaleyi kullanan güvenlik güçleri müdür ve komutanlarının bu olaydan habersiz olmaları imkansızdır. Bahse konu yetkililerin bu yaralılarla ne kadar ilgilendiklerini merak ediyorum.

Yaralıları ne kadar ziyaret ettikleri yada tedavileri ile ne kadar ilgilendiklerini merak ediyorum.

Sözünü ettiğim idareciler, İlerde bu tür başka bir olayın yaşanmaması için acaba ne tür tedbirlere başvurduklarını  da merak ediyorum.

Böyle bir olayın Hakkari’de yaşandığını eğer benim bu yazımdan fark etmişlerse kalıplarına yazıklar olsun demekten başka hiçbir şey söylemeyeceğim.

Bu makamlarda bulunanların büyük bir vebal altında olduklarını ve günü geldiğinde hesap vereceklerini Hz Ömer bir çok defa buyurmuş ve bunu bilmeyen idareci yoktur.

Evet her iki gencimize acil şifaları Allah’tan niyaz ediyorum. Hele hele ömrünün baharında bu gün yoğun bakım ünitelerinde ölümle pençeleşen Yunus kardeşimize bir kez daha şifa diliyorum.

Ama merakımı bağışlayın, Allah etmesin bu genç kardeşimize bir şey olursa, görevini ihmal ettiğini düşünüp vicdan azabından kurtulmak isteyen onurlu idarecilerimiz olacak mı acaba diye merak ediyorum. Yani demek istediğim tıpkı Japonya ve  Kore’de olduğu gibi istifa söz konusu olacakmı?

Tabi bu idarecilerimiz derken Sayın Vali ve bu kaleyi kullanan güvenlik güçleri müdür ve komutanlarından söz ediyorum.  03/03/2016                                                     --

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bedri Çallı Arşivi