Özgür Amed

Özgür Amed

Göç, Bop, Hop, Tivi mivi, Rte ve Çelişkiler​i

Göç, Bop, Hop, Tivi mivi, Rte ve Çelişkiler​i

Haber şöyle: ABD ile Avrupa’daki üniversitelerde görev yapan 54 bilim adamının, tersine beyin göçüyle Akdeniz Üniversitesi’ne (AÜ) getirildiğini belirten Rektör İsrafil Kurtcephe, ABD ve Avrupa’dan geri dönmeleri sağlanan 54 bilim adamının ismi güvenlik nedeni ile sır gibi saklandığını belirtti.

Hohoyt! Tew lê gulê California! Tersine beyin göçü imiş, isimleri de sır gibiymiş. Hepsi Aynştaynmış (Einshtein) hepsi Nikola Tesla’ymış. CERN deney merkezinden bir dosya almak için giden bilim adamını bile “CERN’de Türk Bilim Adamı” manşeti ile duyuran; biliminde, hayvancılığında, asfaltında, mekanında, sporunda, zırtında bu kadar kompleksli kaç millet var?
Madem bu kadar önem veriyorsun o insanlar neden zamanında kalkıp “göç” eyledi? Yani övünmen gereken onları göndermeyecek şartlar durumlar oluşturmak iken, onları getirmek ile övünmek tam bir hastalıktır, manyaklıktır. De söle yalandır?

Ters işleyen göç değil, zihindir burada. Onun sorgulanması lazım. Ee o da haps olduğu için bu ve buna benzer şeyler sürekli yaşanacaktır, sorgulanmayacaktır. Keyfinize bakın…

***
BOP’un eş başkanıyız hatta bu projede Diyarbakır’a çok önem atfediyoruz deyip sonra “Eğer alakamız var ise ve bunu ıspatlamayan alçaktır” diyen, Patriotlar gelecekse buna ben karar veririm deyip sonra “Gelmiş topraklarımıza, arkadaşlar haber verdi” diyen, Sabah akşam tek dil, din ve bayrak deyip sonra “Ben ne tek din dedim ne tek dil dedim; hiçbir yerde böyle bir ifadem yok“ diyen, “PKK ile müzakere yapıyor diyenler bunun hesabını verecek hepsi alçakça söylemlerdir” deyip sonra “Müzakere yapıyoruz, şuan durum böyle böyle” diyen…
Böyle uzar gider bu çelişki delisi söylemler. Kimden bahsettiğimi anladınız sanırım. Başbakan’dan ortaya karışık bir güzelleme yaptım. Şunun için diyorum: Geçen gün yine CNN ekranlarında konuşuyor gazetecilere ve Sn. Öcalan’ın neden bu müzakere şartlarını kabul ettiğini anlatıyor. Söylediği de özetle “O’na TV verdim, spor saatini artırdım. Ve tüm vereceklerim de bu kadar” dedi. Evet gerçekten şaka gibi ama anlattığı şeyler bunlar! Böyle ilginç konuşmalara şaşırmaya gerek yok demek istiyorum sonuç olarak. Nasılsa yarın ya da ertesi gün çark edecek. Biz masada özerklik, Kültürel haklar ve anayasa konuştuk diyeceği günleri de sabırla bekliyoruz.

Bu arada yeri değil ama mini bir hatırlatmada da bulunmak isterim. Erdoğan, geçen ay Viyana ziyareti öncesi Esenboğa Havalimanı’nda düzenlenen basın toplantısında konuşmuştu. PKK’nin silah bırakması gerektiğini bir kez daha yineleyen Erdoğan, “Silah bıraktıktan sonra dünyada gidebilecekleri çok yer var” demişti. Buradan 80 milyon insan önünde sesleniyorum. Bir gün bir yere gitmeleri gerekiyorsa o da dünyada gidecekleri tek ve en güzel yer evleridir. Öyle sen heybeden konuşmaya devam et…

***
Roboskî (Uludere) raporu açıklandı. Ve sonuç apar topar meclisten Kürt vekillerin oyları ile geçirildi. Rapora göre basit bir kaza sonucu olmuş bir meseledir. Büyütmeye gerek yok. Hatta Roboskîli aileler devletten özür dilese de olay kapansa haddine kadar gelmiş bir rapor bu. İnsan ne diyeceğini şaşırıyor. Elbet şaşırmakla kalınsa o zaman biter ve gerçekten kapanır rapor! Mücadelesi de devam edecek, bu işin peşi bırakılmayacak. Bırakılamaz da.

***
Bana katılır mısınız bilmem ama içinde bulunduğumuz malum gidişatın gidişatına yönelik bu kadar çok oturup sallamasak, yazmasak, teori parçalamasak sanki her şey daha normal gibi görünecek. Şunun için söylüyorum: Yaw arkadaş! Daha ortada hiç bişi yok ki! Somut olarak bir veriye sahip değiliz ki… Derdimiz nedir yeminle anlamış değilim. Meselenin ıncıkını pıncıkını çıkardık, yarın somut adımlar olduğunda da yorgunluktan zaten sözümüz kalmamış olacak! Konuşması gerekenler zaten konuşup düşüncelerini belirtiyorlar belirtmesine ama bizimkiler arasında arada kaybolmuyor da değil! Odak noktası kaçmasın ve şaşmasın da… Herkes yeri geldiğinde zaten der diyeceğini.
Eveeet! Önemli mesajımı verdim! Şimdi sürece dair bişiler diyebilirim. Kimse tutamaz beni!!!
Başbakanın siyasi baş danışmanı Y.Akdoğan’a çok üzülüyorum. Gerçekten çok üzülüyorum. Dua etmeseniz de olur onun için.

***
Diyarbakır Emniyet Müdürlüğü, kente yeni kurulacak MOBESE kameralarının nerelere konulması konusunda esnaf ve vatandaşları ziyaret ederek, fikirlerini alıyormuş. Gazetelere bu şekilde servis edilen haberin tatlılığına bakın, güzelliğine ve emniyetin halk ile kucaklaşmasına bakın! Düşün mobese için halkın ayağına kadar gelip poz veren bu kurum, işiniz gerçek manada düştüğünde göremezsiniz vatandaş yanında. Zaten doğasına ters. Kimse yemesin bizi, halkın ayağına geldikleri zaman illa ortada bir tutuklama vardır. Şehri resmen mobese manyağı etmişler. Ve basın-yayın şirinlikleri ile yapılanları meşrulaştırmak derdindeler. Ulan zaten tuvaletimize kadar izliyorsunuz. Daha neyine yetmiyor. Daha masa başında neyi dikizleyip sembolik şiddet uygulayacaksın. Neyi?

Hazır mesele izleme şeysinden açılmışken bir hatırlatmada bulunayım. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve eşi ile İsveç Kralı Gustaf ve eşi, Kraliyet Mühendislik Bilimleri Akademisi Bilim ve Teknoloji Müzesi'ni ziyaret ettiler geçenlerde. Gül, insan vücudunu görüntüleyen alete hayran kalarak, Türkiye'de de olası gerektiğini belirtmişti. Onu diyorum bende, zaten her şeyi görüntülüyorsunuz. Ne gerek var yeni aletlere Avdıla?

 ***
Daha önce “Emniyette suçluların kanını alıp gen haritası çıkarsınlar. Çocuk doğduktan sonra analizi yapılsın. Vatana, millete, bu ülkeye zararlıysa yürümeden yok edilsin"  diyen İlköğretim okulu müdürü Mustafa Aydın, Yargıtay tarafından ononınca görevine dönmüş.
Umarım bu süre zarfında ondan da bir iki gen haritası alıp hayvan pazarına vermişlerdir. Bakalım ve bekleyelim eğitim neferi müdürümüzün yeni söylemleri neymiş. Bekliyoruz!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
19 Yorum
Özgür Amed Arşivi