İrfan Sarı

İrfan Sarı

Gever’in tansiyonu

Gever’in tansiyonu

Durumlar gaz bulutu altında kalınca, halkta gizli tansiyon oluşuyor galiba.

Sokağın tansiyonu artık çocuklara işkence ile ölçülüyor ayrıca.

“Çocukları sokaktan çekemiyoruz” minvalinde söylemlerle koskoca Kürt ve Kürdistan meselesini çocuklaştırıyorlar.

Büyük bir meseleyi “taş, molotof atma” ya da “lastik yakma” makamına getiriyoruz yavaş yavaş.

Ve yavaş yavaş Kürdistan meselesinden uzaklaşıp, çarpık, çelişkili yerel bir gündeme dönüşüyor.

Çocuklara işkencedir şimdi sokaklardaki kovalamaca-kaçmaca.

“Gençlere baş edemiyoruz” iddiası da var tabi.

Yani gençleri de terörize ederek onların üzerinde masum patenti almak.

Garip bir şekilde biz büyüklerin hiç “suç” işlemediğini savunuyoruz.

Yöneticiler birer peygamber sanki.

Karton kağıt yırtar gibi çocuklarımızı ve gençlerimizi zedeliyoruz.

Hatta bu işi daha ileri götürüp “birkaç soytarı” diyenlere rastlıyoruz.

Kendi soytarılıklarını bu şekilde kapatıyorlar işte.

Cümle alem masum bir tek çocuklar ve gençler suçlu.

Ohhhh ne güzel!

Tabi bunun sefasını çeken bir devlet geleneği de var.

Hedefe konulan gençleri ve çocukları gece yarısı operasyonlarıyla gözaltına almak, işkence etmek, kötü muamelede bulunmak, hakaret etmek ve demir parmaklıkların arkasına sokmak için bahane üzeri davranıyor.

Çarşı merkezini gaz bombalarıyla zehirleyene kadar bombalamak…

Plastik kurşun sıkmak…

Demir yığını araçlarla bir o baştan diğer başa caka satmak…

Vay efendim “ne istiyor bunlar”

Peki, sen ne istiyorsun sayın devlet?

Nedir senin bu insanlarla alıp veremediğin?

Niye durmadan insanları yakalıyorsun? Fişliyorsun? Kovalıyorsun? Dayak atıyorsun? Ceza evine atıyorsun? Öldürüyorsun?

Hayır, senin derdin ne sayın devlet?

Kimi koruyor, kimi kolluyorsun?

Lise caddesinde durarak neyi ispatlamaya çalışıyorsun?

Gençler o silahların ve bakışların altından geçerken ne his eder biliyor musun?

O cadde başında bekleyiş, hangi asayiş biçimidir?

Ee muhtemelen bu şehrin tansiyonun yükselişinden haberin yoktur. Masumlardan bir tanesi de sensin.

Durduk yere “taş atıyor” çocuklar ve gençler.

Durduk yere gaz kokusu çekmek istiyorlar ciğerlerine.

Sizin hiç kabahatiniz yok sayın devlet…

Bu kadar da masum ve günahsızsındır.

Bu zor günlerin daha da zorlaşmasından bi habersin.

Yerel işbirlikçilerin seni yanlış yönlendirmiyor.

Sen hep doğrusun.

Yanlış ve kötü olan o gençler ve çocuklar.

Bu şehrin tansiyonu durup dururken yükseliyor.

Bu şehir hasta…

Siz sağlıklısınız…

Değil mi?

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
İrfan Sarı Arşivi