M. Latif Yıldız

M. Latif Yıldız

Evet mi, hayır mı, boykot mu?

Evet mi, hayır mı, boykot mu?

Aylardır memleketin en önemli hayati sorunları buymuş gibi varsa yoksa “Evet”, “Hayır” ve “Boykot” ile kalkıyoruz, yatıyoruz.

Kürt sorunundan, kardeş savaşından, işsizlikten, ekonomiden de çok daha önemli derseniz, bazılarına göre evet çok önemli, bazılarına göre ise hayır hiçte değil.
Ne yapalım, memleketin bütün gazeteleri manşetlerine, televizyonları ana haberde ilk haber olarak bunu veriyorsa, her gün e-mailime onlarca posta geliyorsa bize düşende doğrudan doğruya üç seçenek üzerinde yorum yapmaktır.

İşin gerçeği evet, hayır ya da boykot diyenlerin hiç biri bu paketin içeriği ile ilgilenmiyor. Siyasi partiler konumlarına göre bir çizgi belirlemişler ve o kulvarda yol alıyorlar.
AKP bu paketi Meclisteki çoğunluğuma güvenerek, milletvekillerimin oyları ile çıkardım. O halde bu paketi savunmak ve evet dedirtmek için iktidar gücümü kullanarak gerekeni yapma hakkı bende diyor ve elinden geleni de ardına koymuyor.

CHP ve MHP ise sadece muhalefet olmanın psikolojisi, statükoyu kaybetme ve oy kaygusu ile pakete hayır diye meydanlarda hançerelerini yırtıyorlar. Değilse her fırsatta “şu iki madde olmasaydı bizde zaten evet diyecektik” itirafını duymayan yok.

BDP ise pakete başından sıcak bakıyordu. Ancak Meclis’te yasalaşma anında kendi istemlerinden bir satır, bir kelime koymak için çok çırpındı. Ne yazık ki iktidar olan AKP çoğunluk bende ben ne dersem o olacak dedi. Bu sebepten ötürü BDP’de farklı bir argümana angaje oldular. Ne AKP’nin Evet’i, ne de CHP ve MHP’nin Hayır’ı; o da “Boykot” dedi.

Kimsenin oyunu yönlendirmek gibi bir etkide bulunmak istemem.

Şahsım adına 12 Eylül ihtilalından bugüne kadar bir gazeteci, bir yazar ve emekli bir öğretmen olarak 12 Eylül Anayasasından kim bir tek tuğla çekerse onun yanında yer alırım demiştim. Bugünde bireysel görüşümü kafam çok karışık, sizi de etkilememek için oyumun rengini Başbakan’ın Diyarbakır mitinginden sonrasına bırakıyorum.

Ancak, Kürt cephesinin çok önemli bir aydın ile geçen gün İstanbul seyahatimde uzun bir sohbetim oldu. Son derece verimli ve aydınlatıcı bilgiler verdi. Bu değerli Kürt aydını çok önemli bir noktaya dikkat çekti. BDP’nin neden “Boykot” dediğini Kürt halkına miting, propaganda ve basın aracılığı ile yaptığı çalışmalarında çok önemli olan ince bir noktayı açamadığını yeterince ifade edemediğini söyledi.

Değerli dostum, değiştirilen maddeler üzerinden yola çıkarak BDP’nin “Boykot” ısrarında haklı olduğunu dile getirirken 26 maddenin birçoğunu yorumladı. Bir tek madde için getirdiği yorumu aşağıda dile getireceğim. Çünkü yerim ancak ona izin veriyor.

Örneğin; Madde 10; Kanun önünde eşitlik. Eski maddeye kadın ve çocuklar için eşitlik te eklenmiş. Gerisi Anayasa’nın eski maddesi aynen duruyor. Eski maddenin aynısı ve getirilen yeni eklere rağmen sade vatandaş için geçerli çok güzel bir Anayasa maddesidir. Ama Kürtler için hiçbir geçerliliği yok. TMK ( terörle mücadele kanunu ) ve benzeri yasalar orada durdukça Kürtler ağzı ile kuş uçursa eski, yeni bu maddenin “Herkes, din, dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri sebepler ayırım gözetmeksizin kanun önünde eşittir” der. Kürt coğrafyasında bu madde fiili uygulanmadıktan sonra Anayasa da ne yazmış hiçbir şey fark etmiyor. Kürt coğrafyasında Anayasa validir, kaymakamdır, savcıdır, Karakol Komutanıdır. Hatta yeri geldikçe bir çavuş, bir komiser ya da korucudur. Sözün özü bu bölgede Anayasa ve kanunların hükmü yoktur. Olağanüstü hal olsun olmasın.

Yine aynı maddeye göre “hiçbir kişiye, aileye, zümreye ve sınıfa imtiyaz tanınamaz” der. Doğu ve Güneydoğu’da gerçekler böylemidir? İdareciler, İktidarın Milletvekilleri, Devlet yanlısı şeyh, ağa, tarikat ve cemaat liderli, zengin zümre ve en önemlisi koruculara ayrıcalık var mı yok mu? O bölgeye gidin ve yaşayın ve yaşayanlardan sorun bakalım. Hiçbir kişi, aile, zümre ve sınıf için imtiyaz var mı yok mu? Bakın, sorun, araştırın, yaşayın, görün ve Anayasayı yorumlayın.

Yine aynı yasanın ana hükmünde der ki “Devlet organları ve idare makamları bütün işlemlerinde kanun önünde eşitlik ilkesine uygun olarak hareket etmek zorundadır.”
Bu bölgemizde gerçekten uygulama böylemidir? Yine insaflı, merhametli, vicdanlı ve tarafsız bir akil adamlar, aydınlar ve gazeteci-yazar gurubu bölgeye gitsin ve bir inceleme yapsın. Bakalım Anayasanın bu amil hükmü bu bölgede geçerli mi değil mi?

Bu yüzden değerli hemşerim “Özel Hayatın Gizliliği” ile ilgili 20. madde; Yerleşim ve Seyahat Özgürlüğünü kapsayan 23. madde; Ailenin korunması ve yeni eklenen çocuk ve hakları ile ilgili 41. madde; 74. maddedeki Dilekçe, bilgi edinme ve kamu denetçisine başvurma hakkı; 125. maddedeki yargı yolu hakları içinde aynı sebep ve gerekçeler eski yasada da, yeni getirilen ek maddelerde de bölge halkı için geçerli olmayan kâğıt üzerinde kalacak maddelerdir diyor. Çünkü uygulama fiili olarak geçmişte olduğu gibi gelecekte de asla gerçekleşmeyecektir.

Bu nedenle BDP’ye 3 Eylül Cuma günü düşen son görev AKP’nin Diyarbakır mitinginde Hükümet, bölge AKP Milletvekili ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’dan Kürtler adına 600’ü aşkın sivil toplum kuruluşunun ortaya koyduğu duruş ve talebin yanı sıra şu taleplerde bulunması son derece doğaldır:

“Önce bölgede eski yeni fark etmez, Anayasa maddelerini bölgede işletme ve uygulama sözü verin. Ve Referandumdan sonra ya da en geç 2011 seçimlerinden sonra tekrar iktidara gelirseniz Kürt halkı ve barış için talep ettiğimiz kısa ve uzun vadede olabilecek maddeleri mecliste yasal hale getireceğinize dair Diyarbakır meydanda halkın önünde şeref sözü verir ya da diyalog dili kullanırsanız biz de size ‘Evet’ diyelim” desinler.

 “Hayır, AKP bu haklı talebe de evet demezse o zaman 3 Eylül’den sonra BDP, bütün Kürtler ve sivil toplum kuruluşları var güçleri ile inandıkları yol için çalışsın ya da sandık başına gitmesin” dedi. Bu aydının görüşüne katılırsınız, katılmazsınız karar sizin.

Ben tarafsız bir gazeteci olarak bana söyleneni size aktarmakla görevliyim.

Karar AKP, BDP ve seçmenin.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
20 Yorum
M. Latif Yıldız Arşivi