Özgür Amed

Özgür Amed

Ev perspektifek şaşe heval

Ev perspektifek şaşe heval

Kürdistan kaynamaya başladı. Ekmek çarpsın aynı gün içinde 4 olmasa da 3,5 mevsim yaşıyoruz. Bu ani hava değişiminin barış sürecine denk gelmesi manidar! Hele de akepe döneminde olması gani gani manidar! (Bu yazının siyasi mesaj kısmı bu kadar yoldaşlarım!)

Dayanamadım ve geçen arkadaşlar ile paylaştım! Neler oluyor bu havaya diye kafa yorarken aklıma tek bir şey geldi. Doğa olaylarını düzenleyen Mikail melekte geri çekilmiş olmalı. Bu hava karmaşasının sebebi bu olmalı. NASA’da olmayan ama buraya yaklaşık 650 km yakınlarında bir yerde döner işi yapan bir akrabam var. Tüm mahle onu NASA’da çalışıyor biliyor. Ona danıştık, nedir bu hava değişiminin sebebi diye! “Abê müşteri yoğundur, sonra bakacağım” diyerek başından savdı. Hala geri dönmüş değil.

Her şeye rağmen bölgede değişen bu hava şartlarına karşı büyük bir direnişi gözlemlemek mümkün. Savaş kısmen kazanıldı ve yaza girmiş bulunuyoruz. Yine haberlerden okuduğumuz kadarı ile bu yaz son yüzyılın en sıcak yazı olacak deniyor. Gerçi her yaz aynı muhabbet var.

Değerli arkadaşlar, gerilim saçan sokaklardan geçen dostlarım, saygıdeğer insanlar! Size bu şiirimde Amed’te yaz hazırlık/yaza giriş notlarını aktaracağım.

**

Dünyanın çeşitli yerlerinde çeşitli yaz başlangıçları vardır. Brezilya’da festivaller, Kamboçya’da bilmem ne, İngiltere’de geziler, Kulp’ta okulların bitişi vs. İşte Amed merkezde yazın resmi duyurusu düğün salonlarında olur. Elektrosaz tınlamaya başladıysa bu iş tamamdır. Valla ne yalan söylim, son bir aydır belki 5 düğüne iştirak ettim. Akıl almaz bir furya! Aileler kara kara düşünüyor. Hangi düğüne ne götürülecek hangisine ne giyilecek! Düğün salonları 2015 yılına kadar şimdiden rezervasyonları tamamlamışlar. Biz Kürtlerin zamanında yaptığı, planlamasını doğru düzgün ve aylar öncesinden milim milim takip ettiği tek şey bu düğün tarihleridir.

**

Tüm evlerde an itibari ile temizlik kısmen bitmiş durumda. Bahar temizliği deniyor buna. Tüm kışlıklar kaldırılıyor. Anam hızını alamayarak küçük kardeşimi de yanlışlıkla paketlemiş! Zor bela çıkardık dolabın üst kısmından. Ayrıca belirtmekte fayda var! Şuan pek çok balkon ve bina üstünde yıkanan halılar var.

**

Parklardaki su alanlarına su dolmaya ve fıskiyeler çalışmaya başladı. Bu durum Amed’te bin yıllardır süren bir geleneği de gün yüzüne tekrar çıkarmaya başladı. Çocuklar ilk gördüğü suya atlıyor. Ne yapsın sebiler! Örneğin dün açılan Bağlar Göletli Park’ta bir gün önce zabıtalar yaklaşık 70 çocuğu kovalıyordu. Suyun resmen rengini değiştirmişler… Kupelî, Dıngılava artık yok… Haliyle parklara dadanıyor çocuklar. Ne yapsınlar?

**

En büyük imtihan alanlarımızdan biri olan güneş gözlüğü takma meselesi de haliyle gündemdeki sıcak yerini koruyor. Atalarımız Med ve Guttiler’den bu yana başa bela olan bu yaz gözlüğü takıp-takmama sorunsalı artık felsefik, endoplazmatik, majezik ve sosyolojik bir varoluşsal önem arz ediyor. Bazı arkadaşlarımız hala takanlara “Qurrelîk, poz bilindi” müessesi üzerinden yükleniyor. Bazı arkadaşların da gözlüğü “Ev perspektifek şaşe heval” diyerek sertçe daldığını görmek şu aralar sıkça karşılaştığım bir durum. Böyle söylenen arkadaşların kendini savunma şekli de dünden hazır: “Eee serokta takıyor. Sen hiç onun güneş gözlüklü fotolarını görmedin mi?”… Daha bir sokak aralarına indiğimizde sadece telefondan iki foto çekmek için hemen takılıp çıkarılan bir tarzın varlığına da rastlıyoruz. “Remo oxlım yakiştî?” sorusu ile başlayan bu akım “eynî bilmem ne gibi olmîşsen” dalgası ile devam ediyor. Yan içsel bir çatışma devam ediyor.

**

Karpuz kendini belli etmeye başladı. Diğer meyveler tablada karpuzun yükselişine acı dolu gözlerle bakıyor.

**

Akşam saat altıdan sonra Batıkent tarlası kısıra doyuyor. Kalabalıklar had safhada. Biri iki tekerlek yaksa bildiğin Newroz kitlesi var orada. Ayrıca altını çizerek belirtmem gerekirki çekirdek tüketimi şimdilik doruk noktasına ulaştı.

**

Sur içi tarafında ve özellikle Kürt sosyetesinin en önemli mekanı haline gelen Çarşiya Şewitî Kollekşın’da renkli renkli parlak ceketlerin askılara gelişi de en önemli yaz habercisidir. Gençliğin rağbet ettiği bu ceketler güneş geçirmiyor. İnsan da ışıltısından önünden geçemiyor. Êlê parlî êlê parlî ki…

**

Eski tadında artık eskimolar yok! Kapitalist modernite onu da yedi bitirdi.

**

Gidilecek festivaller konuşulmaya başlandı. Dersim festivali her zamanki gibi en popüler mevzu!

**

Ciğer yeme saatleri gündüzden geceye aktarıldı. Gece 3’e kadar Amed duman altında.

**

Yaşlıların camilere gidişinde artış var. Çünkü camide klima mevsimi başladı…

**

Her ne kadar Arşimet’e mal edilse de tartışmasız çok önemli bir Kürt icadı olan suyu tuluma koyup balkonda güneşe bırakma ritüeli başlamış bulunuyor. Güneşten nasıl faydalanırız sorusuna önemli bir cevap olan bu icadımız çokça işe yarıyor. Hatta yazın tek yararı budur da diyebiliriz. Güneşin suyu ısıtma kuvvetinden faydalanarak öğle saatlerinde güneşin vurduğu yere bırakılan su, 20 dakika sonra tam kıvamında bir baş yıkama suyuna dönüşüyor. Devletin su ısıtma araçlarını özendirmek için “Öyle güneşe bırakılan su kanser etkisi yapar” sabotajını “Devlet böle diyorsa bir hayır vardır” diyerek da balkondaki su sayısını artıran halkımız; o ılık suyu banyoda hunharca başına döküyor.

Son olarak mini bir uyarı ile bitirmek istiyorum. Siyasetçi arkadaşlarımız şu yaz arifesinde konuşmalarını bence iyi ayarlasınlar. Misal süreçten kaynaklı barış ile ilgili bir metafor bombardımanı var ki sormayın! Bu 3 ay içinde “Hep beraber barışın ateşini gürleştirelim”, “Hadi barış ile ısınalım” gibi cümlelerden uzak durun kurbanınız olam… Yanê zaten yanîx… 

Arz eder, saygılarımı sunarım.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
6 Yorum
Özgür Amed Arşivi