HDP'nin Erzurum ve Diyarbakır mitingi sırasında halkımıza karşı yapılan, şiddet ve kandan beslenen güçlerin, bu karanlık saldırısını kınıyorum. Bu eylemlerinin ortak özelliği; Anadolu’nun ekonomik, toplumsal, siyasal ve anayasal yapısını sarsmak ya da yıkmak amacıyla bilerek ve kasten yapılmış olmasıdır. Ölenlerin ailelerine bu sütunlar aracılığıyla başsağlığı diliyorum. Suçlular derhal yakalanmalıdır.

Diyarbakır mitingine konan bomba bir kitle katliamıdır, ırkçı bir tasfiye hareketidir, seçimleri kana bulama taktiğidir. Bu hadiselerin faili derin paralel yapılanmadır. Paralel derin devlet yapılanmasının ana derin güçleri ve onun denetimindeki derin muhalefetin kullandığı yeni Kuvayı milliye güçler bunu yapmaz demeyin. ’’Türkiye ve benzeri demokrasi kültürünün olmadığı, insan hak ve özgürlüklerine saygı duyulmadığı, yaşam hakkının kıymetinin olmadığı, insanın değersiz olduğu devletlerde: İktidar uğruna, parti ve örgüt çıkarları uğruna yapılmayacak şey yoktur’’.

HDP’nin Erzurum ve Diyarbakır mitingindeki olayların arkasında kirli bir elin varlığı artık şüphe götürmez bir gerçekliktir. Bu kanlı olaylar,  zaten mağdur olan Kürt halkının meclisteki temsilcisi HDP’i siyasi olarak ’da mağdur durumuna sokmuştur. Organizesi önceden planlanan sabotaj, kışkırtma ve bir şiddet olayıyla karşı karşıyayız. Hadiseyi yapan kirli eller bilmelidir ki, halkımız şiddete prim vermez, siyasete şiddet karıştırmakta deliliktir. Halkımıza zarar vermekten, kan üzerinde siyaset yapmaktan kirli eller vazgeçmelidir. Hadiseyi tezgâhlayan bu kirli elleri deşifre edilmeli, kim olduklarını ortaya çıkartılıp, hesabı da yargı önünde sorulmalıdır.

Erzurum ve Diyarbakır’da yapılan hadise siyasi ve legal bir partiye yapılan saldırı olduğu gibi,. Bu saldırı aynı zamanda Demokrasiye, Türk ve Kürt halkının kardeşçe birlikte yaşamasına karşı yapılan bir tezgâhtır. Maraş’ta, Çorum’da, Sivas’ta gerçekleştirilmek istenen katliama benzer bir tezgâh 4 Haziran 2015’de Erzurum’un İstasyon meydanında 5 Haziran 2015’dede Diyarbakır’da gerçekleştirilmek istenmiştir. Bu eylemlerin amacı demokratik seçimlerin huzur ve güven ortamı içerisinde geçmesini engellemektir.

Her şeye nazaran halkımız soğukkanlı olmalı provokasyonlara karşı sağduyulu davranmalıdır. Bu provokasyon, sadece seçimleri bozmak ve Türkiye’yi kaosa sürüklemek isteyenlerin çıkarınadır.Amaçları, Anadolu çocuğunu yani Türkleri ve Kürtleri birbirine düşürmektir. Bu tip provokatör olaylar boşa çıkarılmalı, sükûnet ise muhafaza edilmelidir. Diyarbakır’daki ve Erzurum’daki olayların ne AK Partiye ve nede MHP’ye hiçbir faydasının olmadığı gün gibi açıktır.

Dilimin ucunda söylenmesi zor kelimelerde var.

‘’Cihanı fitne-fesatla harap olmaz. Onu asıl harap eden âlimlerin dalkavukluğudur’’. Dolayısıyla Parti Liderleri etraflarındaki dalkavuklardan kendilerini korunmalılar.  Halklarımız arasında kardeşliğimizin perçinleştirilmesi için, Mezopotamya’da, Anadolu’da öyle bir gençlik yetiştirilmelidir ki,  temelinde cehalet, duvarlarında riya, tavanlarında dalkavukluk bulunmasın.