İbrahim Genç

İbrahim Genç

Ensarioğlu: 'Kürtçe Öğretmenleri Atanacak'

Ensarioğlu: 'Kürtçe Öğretmenleri Atanacak'

Kürtçe öğretmenleri süreci, Başbakan Erdoğan'ın Haziran 2012'de okullarda Kürtçenin seçmeli olarak yer alacağı açıklamasıyla büyük umutlarla başladı. Umut öyle büyüktü ki Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) da öğretim programında "Yaşayan diller ve lehçeler (Kürtçe)" adıyla dersi Eylül 2012'de kabul etti. Ortaokulların 5, 6, 7 ve 8. sınıflarındaki Kürtçe dersini vermesi için de başta Mardin Artuklu Üniversitesi (MAÜ) olmak üzere birkaç üniversite "atanma" garantisiyle ilan verdiler. Ki Hükümet ve MEB'ten birçok yetkili de bu konuda olumlu görüş bildirirken Bakan Nabi Avcı da; Prof. Dr. Kadri Yıldırım, HDP Bingöl milletvekili İdris Baluken ve AKP Diyarbakır milletvekili Galip Ensarioğlu'yla Haziran 2013'te bir toplantı gerçekleştirip "söz" vermişti. Tabii bu "söz" şu ana kadar yerine getirilmiş değil.

Bu haksızlığın giderilmesi ve anadilde eğitimin konuşulması gerekçesiyle bir haftadan uzun süredir İstanbul ve Ankara'da çeşitli görüşmeler yapıyorum. En nihayetinde anadilde eğitim temel talepken doğal asimilasyonu yavaşlatabileceği ve Kürtçe okur-yazarlık anlamında dilin bir pazarı oluşabileceği düşüncesiyle okullarda Kürtçe derslerinin sahiplenilmesi gerektiğini anlatmaya çalışıyorum. Bazen duygusal tepkiler veren olsa da durumu izah ettiğimizde hak verdiklerini görüyorum. Çünkü dilin gerçekliği, politik yaklaşımlara heba edilemeyecek kadar farklılık arz ediyor.

Halk Eğitim Merkezlerinde Kürtçe

Tabii özellikle Ankara'da Talim Terbiye Kurulu Başkanlığında ve Milli Eğitim Bakanlığında yaptığım görüşmelerde; devlet erkinin bu konuda sözünü tutmadığı gibi herhangi bir çalışma yapmadıklarını anladım. Yetkililer "Mevcut uygulama" dedikten sonra "Türkçe ve Türk dili edebiyatı gibi bölümleri bitiren arkadaşlarımız mezun oldukları bu lisans bölümlerinde atandıktan sonra Kürtçe tezsiz yükseklisans yaptıklarını belgelendirmeleri şartıyla Kürtçe derslerini verebilirler." diyorlar. Yani devlet bu konuda hâlâ, eski Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer'in Bingöl'de Aralık 2012'de yaptığı konuşmadaki noktadalar. MEB'te de bu konuda adımların zamanla mutlaka atılacağı ve sabırlı olunması gerektiği belirtildikten sonra Bakan Avcı ve MEB müsteşarlarının bu konuda "olumlu" oldukları belirtildi.

Oysa bütün bunlar Kürtçe öğretmenlerinin (özellikle ilk mezunların) yaşadığı mağduriyetleri açıklamaya ve çözmeye yetmiyor. Ortada ne olduğunun ve neden çözülmediğinin açıklanamadığı bir sorun var. Ötelenemez sıkıntılar var... Tabii Türkiye'de işleyen bir barış süreci ruhuna uygun rahatlatıcı adımlar MEB ve diğer kurumlar tarafından atılabilir. Ama anadilde eğitime bile hak veren ve Kürtçe öğretmenlerinin sonuna kadar haklı olduğunu ifade eden devlet görevlilerin "siyaset adamları"ndan çekindiklerini gördüm. Bunlara rağmen Kürtçenin Halk Eğitim Merkezlerinde yer alması için beş aydan fazla süredir verdiğim çaba sonuç vermesi bir teselli oldu. Son yaptığım görüşmede Halk Eğitim Merkezlerinde Kürtçe kurslarının, modülün eylül ayında onaylanmasıyla açılabileceği bizzat bana iletildi.

'Atanma sözü verildi'

Bütün bu gelişmelerden sonra en son dün (15 Ağustos) AKP Diyarbakır milletvekili Galip Ensarioğlu ile bir araya geldim. Sayın Ensarioğlu, Bakan Avcı'nın Haziran 2013'te yaptığı ve söz verdiği toplantıda yer aldığı için bir nevi o da bu işin muhatabıydı. Bir diğer muhatap HDP Bingöl milletvekili İdris Baluken'in bu konuda çok duyarlı olduğunu biliyoruz. Ki daha dün bu konuda Meclis'e verdiği soru önergesiyle konuyu yine göndeme getirdi.

Bu konudaki sıkıntıları Sayın Ensarioğlu'na ilettiğimde kendileri "Bu konuda çok duyarlıyım. Kimsenin haberi yok ama her zaman bu işin peşindeyim" dedi. Bunun üzerine "Ama verilen sözlerin tutulması için daha çok ısrarcı olmalısınız" dediğimde Sayın Ensarioğlu "Çok yakın zamanda Sayın Bakan ile görüştüm ve bu durumu tekrar ona anlattım. Bakanımız bu konuda olumlu biri. Bizzat bana bu sorunu çözeceğini ve Kürtçe öğretmenlerini atayacağı sözünü verdi" dedi. Sohbetimizde Sayın Ensarioğlu Kürtçe öğretmenlerinin atanacağına dair olumlu bir tablo çizince ben de "Bakın bu dediklerinizi Kürtçe öğretmenlerine ileteceğim" dediğimde Sayın Ensarioğlu gülerek "Tabii tabii söyleyiniz" cevabını verdi.

Biliyorum; özellikle Kürtçe öğretmenlerinin bu "söz"lere pek inancı kalmadı. Ama bu konuda her zaman bir talebin olacağı ve sözlerin mutlaka tutulması gerektiğini kamuoyu onlara hatırlatacaktır. 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
2 Yorum
İbrahim Genç Arşivi