Ümit Yazıcıoğlu

Ümit Yazıcıoğlu

Düşürülen Jete ilişkin

Düşürülen Jete ilişkin

Türkiye ile Suriye'nin arasının geçen yıldan itibaren kötüleşmesinden sonra,  ilk kez Suriye ordusu Malatya Erhaç üssünden kalkan Türk savaş uçağını               22 Haziran 2012 tarihinde takriben saat 11.45 sularında düşürdüğünü açıklandı. Ön verilere göre uçağın enkazı1300 metrederinlikte bulunuyor.

Düşürülen Jete ilişkin resmi detaylar henüz açıklanmamıştır. Ancak anlaşılmaktadır ki düşen jet bir saldırı uçağı olmaktan ziyade bir keşif uçağıdır. Tehdit oluşturduğuna dair ciddi gerekçelere dayanan bir kanaat olmadıkça izinsiz giren bir hava aracına saldırıda bulunmak doğru değildir.

Suriye,  uçağı düşürerek, uluslararası topluma, uluslararası hukuka, bölge ülkelerine, uluslararası meşruiyete ve NATO’ya saldırmıştır. Hadiseyle ilgili veriler de bunu doğrulamaktadır. Hadisenin üzerinde durulması gereken en önemli mesele olayın askeri olarak hem Natoyu ve hemde uluslararası hava hukukunu ilgilendirir olmasıdır.

NATO Daimi Konseyi 28.6.2012 tarihinde, Türkiyenin çağrısı üzerine toplanıyor. Basında olayla ilğili NATO'dan ne ğibi bir karar çıkacak,  Suriye'ye karşı bir yaptırım ya da askeri müdahale kararı çıkar mı, şeklindeki önemli sorular tartışılıyor. Kannatimce bu ortam ve süreçte NATO'dan Suriye'ye karşı askeri bir müdahale kararı çıkmaz.

Nedenine ğelince,

a)    Türkiye'nin NATO nezdindeki daimi temsilciliği de Kuzey Atlantik Antlaşması'nın 4. maddesi çerçevesinde NATO Konseyi'ni olağanistü toplantıya çağırdı. Bahsni ettğim bu 4'üncü maddeye göre, toprak bütünlüğü, siyasi bağımsızlığı ya da güvenliği tehdit edilen üye ülkeler, İttifak içinde danışma sürecini başlatabiliyor. Dolayısıyla yarın Brüksel'de yapılacak olan toplantıda başta olayın uluslararsı sularda meydana gelmesi olmak üzere teknik ve hukuki ayrıntıları üye ülkelere aktarılacak.

b)    Türk Hava Kuvvetlerine bağlı RF4 tipi  askeri Eğitim Uçağının vurulmasının bir NATO üyesi ülkeye saldırı kapsamında değerlendirilip,  askeri müdahale kararının alınması istendiği taktirde 5. madde kapsamında NATO'yu toplantıya çağırmak gerekiyordu. Erdoğan Hükümet ise 5. Madde kapsamında NATO'yu acil olarak toplantıya çağırmadı. Çünkü Türkiye’de halkın büyük çoğunluğu Suriye’ye karşı yapılması mümkün olan, askeri müdahaleye karşı çıkıyor.  Türkiye’nin ve bölgenin savaşa değil, istikrarlı bir barışa ihtiyacı var ve bunu temini için gayret sarf etmek gerekiyor.

Dolayısıyla Hükümet ilk elden olayla ilğili gerçekleri diplomasiyle dünya kamuoyuna  NATO, BM Genel Sekreterliği, BM Güvenlik Konseyi ve Arap ligine anlatmayı doğru buldu.

Türk Hava Kuvvetlerine bağlı RF4 tipi  askeri uçağın Suriye tarafından düşürülmesiyle başlayan gerilimde Türkiye’nin oyuna gelmemesi gerekir.

Elbette Türkiye ‘belge’leri ortaya koyup uluslar arası hukuk ne gerektiriyorsa onları Suriye’den talep edecek. Fevri hareket etmek zaten doğru değildir. Olay vicdanlarda derin yaralar açmıştır, ama bu yarayı tedavi için daha büyük yaralar açmayı kimseye tavsiye edemeyiz. 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
22 Yorum
Ümit Yazıcıoğlu Arşivi