M. Latif Yıldız

M. Latif Yıldız

Demokratik Özerklik projesi

Demokratik Özerklik projesi

"Demokratik Özerklik” kafaları karıştıran bir terimdir. Bu noktaya gelene kadar 14 yıllık bir süreçten geçti. Konfederalizm ile başladı, Demokratik Moderinite’ye evrildi. Derken 3 yıl önce 2011 de “Demokratik Özerklik” çizgisinde karar kılındı.

Proje sadece Kürdleri değil; Türkiye halklarını, hatta Ortadoğu halklarını kapsıyor. Batı Kürdistan, Suriye, yani Rojava’da temeli fiili atılan rejimin benzeridir. BDP’nin HDP ye katılması da projenin ilk adımdır. Ama yeterince anlatılamadığı için olsa tedirginlik ve endişe yaratıyor. Kürdler kendilerini ifade edemedikleri için söyledikleri her şey yanlış algılanıyor ya da bilinçli birileri tarafından çarpıtılarak yorumlanıp servis ediliyor.

Peki, “demokratik özerklik” nedir? Kürdler bununla neyi amaçlıyor?

Türkiye halklarının çıkarına olan; Türkiye’yi demokratikleştirecek bir projedir. Eşit vatandaşlığa, ama demokratik ortak vatana dayanan bir sistemdir. Özerk olacak yönetimle 25’i aşkın yerel yönetimin merkeziden arındırılarak kendi kendisini yönetmesi demektir.

Demokratik özerklik yeni bir devlet arayışı değildir. Zira miadını dolduran üniter ulus devleti Kürd halkının talebi değil, olamaz da. Devletten hizmet almayan halkın yerelleşen, demokratikleşen bir sistem içinde kendi kendini yönetme formülüdür. İdeolojik devlet anlayışı yerine halkların kendini hakça ve eşit bir şekilde idare etme biçimidir.

Aynı zamanda erkek egemenliğin yıkılışıdır. Bu sebepledir ki Kürdler her Belediye Başkanı’na bir de kadın eş başkan ile seçime girdiler. Tekleşmeyi, asimilasyonu yıkan bir yol ve çağdaş bir sistemdir. Yerelde demokratik katılım, kadına özgürlük alanı açmak demektir.

HDP’ye katılmayı bazı Kürdlerin karşı duruş sergilese de aslında proje için umut ışığı olabilir. Demokratik özerkliğe kapalı olan hükümet ve AKP’yi sürükleyen bir muhalefet lokomotifi olabilir. Üniter, ulus devletten uzaklaşmasına cesaret veren bir oluşum olabilir.

Dünyada Demokratik Özerklik örnekleri bir hayli çoktur. Ama TC’nin legal devleti, illegal derin devletten ödü koptuğu için çok ağır adım atıyor. Bu korkuya rağmen Büyükşehir yasası ve kalkınma ajansları örnek adımlar olarak nitelenebilir. Mesela Kürdler bölgesel demokratik özerkliği oturursa “başkanlık” sistemini kabul ederiz diyebilir. Toplumun üniter yapı yerine kendi kendini yönetecek, eşitlik ve adalet getiren sisteme dünden rıza gösterir.

Kürdlerin tek arzusu “etnik” kimliği olmayan, farklılıkların eşit ve özgür bir arada yaşayacağı yeni bir yönetim biçimidir. Nitekim Demokratik Özerklik bilimseldir, kültüreldir; yerel, hukuki ve de insanidir. Diplomasiye, ekolojiye, çevreye, ekonomiye halkla birlikte karar veren bir sistemdir. Sağlık, eğitim, inanç, göç, gençlik, yoksulluk gibi her şeyi kapsıyor.

Demokratik özerklik toplumu bilgilendirerek besleyen, şeffaf, vergilerin nereye ve nasıl harcandığının hesabını kuruşuna kadar sorgulayandır. Sistemin iskeletini bizzat halkın ta kendisi oluşturur. Bu yüzden proje yalnız Kürdler için değil, Türkiye halkları içindir.

Eksik ne var derseniz? Demokratik Özerklik için toplumun, aydınların, gazeteci ve yazarların demokratik bilinç oluşturması şarttır. Halk buna hazır; olmayan siyasiler, bürokrasi, bazı aydın, gazeteci ve tabii en başta da derin devletin elleridir.

Türk halkı ve de Kürd halkının geleceği ortak siyasi çıkarda gizlidir. Onun içindir ki buna yalnız Türkler değil, bazı Kürdler bile karşıdır. Oysa Rojava bu sistemin alt yapısı için önemli bir örnek teşkil edebilir. Bizde de başarıya ulaşmak için Türkiye’de bu sistemin yasal güvenliğe kavuşturulması şarttır. Özellikler Kürd cenahı bu projenin kabul görmesi için siyasi anlamda projeyi tüm yönleri ile anlatılmalı, Kürd halkı da destek vermelidir.

Toplumu ürküten, Bölünme fobisi içeren bir sistem olmadığı işlenmelidir. Proje doğru örnekler ile anlatılmalıdır. Emperyalist sistem ne kadar inkar etse de dünya krizdedir. işsizlik, eşitsizlik, yoksulluk had safhada; buna ancak “demokratik özerklik” yerellikle çare olabilir.

Diyarbakır Belediye Başkanı Kışanak’ın dile getirdiği, yıllardır savunduğum “petrol” ve diğer zenginliklerden yerellerin pay alması sistemin parçasıdır. Sistem iyi anlatılı, çok iyi tanıtılır ise toplum için bir çıkış ve de kardeşlik projesi olabileceği inancını taşıyanlardanım.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
5 Yorum
M. Latif Yıldız Arşivi