İrfan Sarı

İrfan Sarı

Demokratik özerklik modeli

Demokratik özerklik modeli

Demokratik özerklik modeli çok da ürkütecek ve korkulacak bir modelmiş ki milli güvenlik kurulu çarçabuk Yüksekova ve Cizre’yi il statüsüne taşımaya niyetlendi.

Ne oldu da böyle çarçabuk karar kılındı ve bir sabah haber ajanslarına servis edildi diye sorası geliyor insanın.

Eğri oturup, doğru konuşmak gerekiyor artık.

Halkın ideal, ilke ve mirasına sahip çıkma noktası katı merkezi yönetimlerin çokta hoşlanmayacağı bir tavırdır. Evet, ülkede Kürtler demokratik özerklik tartışmalarına ön ayak olurken merkezi iktidarlar savunma alanlarını genişletmek için ellerindeki materyalleri kullanacaklardır elbette. Bunlardan belki en önemli kozlarını ve bence en büyük kozlarını bu kez ilçemizin il olması yönünde tercih ettiler.

Halkın kendini yönetimin içinde görme amacı karşısında tabiî ki takınılacak tutum ve bu amacın gerçekleşmemsi karşısında alınacak en önemli karar idari alanda güçlendirme yapmaktır. Devlet tam olarak bunu yapmaktadır bence.

Bunu yaparken gözden kaçırdığı bir durum da söz konusudur. Demokratik özerklik talebini çekinmeden sahiplenen bir halkın karşısında güç takviyesi yapmak artık güçsüz düşmenin itirafı olarak algılanır. Ama esasen artık mevcut yönetim modelinin Türkiye halklarına dar geldiğini bilip ancak görmezden gelmektir.

Artık şunu anlamak gerekiyor. Yerel makamların her türlü demokratik rejimlerin ana temeli olması için halkın doğrudan yönetime katılması adına kapılarını halka açması gerekiyor. Yoksa merkezi kararlar karşısında halk kendi özgürlüklerinden kısılma gerçekleştiğini anlayacaktır.

Nitekim halkın özgürlüklerine gem vura vura gelinen noktada korkunun duvarına bomba konulduğunu bu halk defalarca ispatlamıştır. Özgürlüklerine dokunduğunuz zaman demokratik refleksleri duyarlı hale gelen halkın karşısına ancak onu karar ortağı yaparak çıkabilirsiniz.

Sindirme ve baskı politikalarının sonucudur aslında demokratik özerklik talepleri.

Vatandaşların kamu işlerinin sevk ve idaresine katılma hakkının demokratik ilkelerden biri olduğunu düşünerek ortaya atılan demokratik özerklik modeli tartışılmaya devam edilecektir. Tartışmanın boyutları artıp ve ayakları zemine tam olarak bastığında halk üretime katılacaktır. Üretime geçen halkın yaratacağı devlet güçlü devlettir.

Madem güçlü devlet istemi var neden halka rağmen halksız yapılmak istenmektedir bunu sorgulamak gerekir.

Yerel nüfus Kürt’dür. Yerel nüfusun çıkarlarına bir takım kararlar alınmak istenirken içine düşülen bölünme paranoyası devreye hızla girmeye başlıyor. Milliyetçi söylemler “Kürtler Kürdistan’ı kurma peşindedir.”şeklinde çoğalıyor.

Oysa demokratik özerklik yerel nüfusun çıkarları doğrultusunda yerel yönetim ve yerel makamların ortak mutabakata varması modelidir. Ayrılmayı esas almıyor. Kendi içinde yönetime katılmayı ve buna göre bir idareyi savunur.

Yerel yönetim ve yerel makamlar temel yetki ve sorumluluklarını bir anayasayla biçimlendirir.

Bununla birlikte oluşmuş güven üretim kaynaklarını bulur ve hizmete sunar. Ekonomik, sosyal, kültürel ve her türlü üretime geçmiş bir halkın kendi yerel makamını ve yerel yönetimini üretim katkılarıyla güçlendirir.

Bu korkulacak bir model olmaktan çok etraflıca düşünülüp eksikleri mevcut örneklerden de destek alınarak hayata geçirilmesi gereken bir modeldir.

Yüksekova, Cizre belki düşünülmüş diğer yerlerde bu kapsamda yoğrulup halkla tartışılsaydı demokrasinin çerçeveleri zorlanmadan bir zemine oturtulurdu.

Ama her şeye rağmen demokratik özerklik isteyen yerel nüfus alınmış bütün olumsuz kararları kendi lehine çevirebilecek düzeye gelmiştir diye düşünmeden de edemiyor insan.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
20 Yorum
İrfan Sarı Arşivi