Değerli Başbakan Recep Tayyip Erdoğan geçenlerde Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer´i ve muhalefeti eleştirmeye başladı.

Başbakan Erdoğan'ın sözleri aynen şöyle: "Aç tavuk kendisini buğday ambarında sanarmış. Hayatında iki koyun gütmemiş olanlar, artık diyorlar ki erken seçim. İktidarın böyle bir derdi yokken, size ne yahu. Hani yasalara sadıktınız“, diye bazı çevreleri bu tip sorularla eleştirdikten sonra haklı olarak „Cumhurbaşkanı'nı bu parlamentonun seçeğini belirtmesi, bazılarının hoşuna her ne hikmetse gitmemiş.

Bundan  olacak ki, dün Çankaya'da Cumhurbaşkanı Sezer Başbakan Recep Tayyip Erdoğan´a "İki koyun güdemeyenler erken seçim istiyorlar" sözlerinin ne anlama geldiğini ve hedefinin kim olduğunu da ondan sormuş. Tabidir ki bu konuda değerli Başbaka’nın ona vermiş olduğu siyasi takdiksel yanıtın ne olduğunu irdelemek, beni pek meşgul etmemektedir. Fakat ben bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak, buradan Sayın Sezer’e yeri gelmişken sormak isterim, siz merhum Ecevit Başbakanken ona bir Milli Güvenlik Kurulu toplantısında T.C. Anayasasını fırlattığınızda, ilerde bir politıkacının kalkıp sizin o günkü o tavrınızı zamanı geldiğinde yukardaki bir cümleyle yanıtlayabileceğini hiç düşünmediniz mi?

Kendimden örnek verecek olursam, övmek anlamında söylemiyorum, ama ben çocukluğumda güzel kaval çalarak Tekman´da, Ernence’de, Erzurumun Palandöken yaylarında kendi koyun, ve keçilerimizi otlatmışlığım vardır! Fakat ailemin koyunlarına çoçukluğumda çobanlık yaparken „bu işin ileride siyasetçi stajerliği sayılacağı aklımın ucundan bile geçmemişti“

Sayın Sezer sizin Muhalefeti kabulünüzde "Ülke sıkıntılı bir süreçte. Erken seçim bu süreçten çıkmak için iyi bir yol olur" demekle, neyi anlatmak istediğinizi açıklarsanız iyi yapmış olmaz mısınız? Sizin Cumhurbaşkanı olarak yapmış olduğunuz bu tip açıklamalarınızın Hükümetle olan gerilimi arttırdığının farkında değil misiniz? Bu tip açıklamalarınızın Avrupa’da Cumhurbaşkanınız darbe çağrısı yapıyor ayarında değerlendirildiğinin farkında değil misiniz?

Buna hakkınız var mı?

Ayrıca Fehmi Koru kardeşimizin de belirlediği gibi „Ülkeyi erken seçime götürecek anayasal bir mekanizma yok“; Dolayısıyla Cumhurbaşkanı olarak Meclis'i fesh etme yetkiniz bulunmuyor, çünkü 'Temsilde adalet' ilkesinin daha az gözetildiği bir tablo varken erken seçim için çoğunluk iradesini Meclis'te oluşturmak ise mümkün değil.

Eğer Şahsen Türkiye’de siyasi olarak sizin hoşunuza gitmeyen birisinin Cumhurbaşkanı seçilebilmesinden hoşnut değilseniz bile. Demokratik bir yolla  secilmiş olan TBMM´sinin Mayıs 2007’de sizin yerinize seçeceği yeni Cumhurbaşkanını saygıyla karşılamaktan ve ona alışmaktan başka bir düşüncenizin olmaması gerekir, diye düşünüyorum.

Sonuç olarak diyebiliriz ki, AkParti, kendi içinden birini Çankaya'ya Mayıs 2007’de çıkaracaktır. Geleceğin Cumhurbaşkanı doğu illerimizin bir milletvekili veya Hakkarili Bayan bir Avukat bile olabilir. Yani Cumhurbaşkanı sivil olacak. Daha sonra iktidar partisi aynı şekilde stratejik sebeplerle, ülkeyi derhal seçime götürecek. Kanaatimce Haziran 2007’de ülkede seçim olacak.  Tabidirki seçimden önce seçim yasası değiştirilerek baraj yüzde beşe düşürülecek, bu vesileylede temsilde adalet en azından 2007 seçimlerinde sağlanmış olacak. Şimdiden hepimiz için hayırlı ve uğurlu olsun.