İbrahim Genç

İbrahim Genç

Çocuk bayramıysa 23 Nisan

Çocuk bayramıysa 23 Nisan

Bir ülkenin geleceğinin teminatı, şüphesiz çocuklardır. Ülkenin daha aydınlık yarınlara taşınmasının ölçütü, işte bu çocukların dünyayla bütünleşmesini sağlamakla mümkündür. Bu sebeple midir bilinmez ama ülkemizde yıllardır kutlanagelen bir bayram var: 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı.

Bu bayram, 23 Nisan 1920’de Birinci Türkiye Büyük Millet Meclisi açıldıktan  dört yıl sonra 23 Nisan’ın bayram olarak kutlanmasına karar verilmesi ve beş yıl sonra 23 Nisan 1929’da da ilk defa çocuk bayramı olarak kutlanmaya başlanmasıyla günümüze kadar kutlana gelmiştir. Bu sebeple de her 23 Nisan’da, kimi çocuğa şiir okutulur; kimisine cici elbiseler giydirilip, aylar öncesinden provası yaptırılan gösteriler sunulur. Buna karşın kimi çocuğun da bu çocuk bayramından haberi bile olmaz.

Oysa devlet nezdinde bir günlüğüne de olsa çocuklar hatırlanır, kimi devlet büyükleri koltuklarını onlara bırakır ve önceden yazılan metinlerden çocukların okuyacağı ama hiç de çocuk saflığına benzemeyen büyük sözlere herkes güler ve gazeteler ’23 Nisan Çocuk Eki’ verir. Sonra Başbakanımız ulusa seslenişinde çocuklardan bahseder. Polis kurşunuyla öldürülen çocukları, çocuk istismarını, anne ve babalarının mutsuz olduğu, geçim sıkıntısı çektiği çocukları, işçi çocukları düşünmeden ‘en az üç tane’ der belki de.

Çocuk Bayramı, çocuklar adına kutlanacak; ama kimse İsrail’den sonra taş atıyor diye çocukların öldürüldüğü ya da haklarında onlarca yıl hapis cezası istendiği ikinci ülke olduğumuzu bilmeyecek. Oysaki ülkemizde daha birkaç yıl öncesinde güvenlik birimlerince öldürülen Uğur Kaymaz daha 12, Diyarbakır’da polis kurşunuyla öldürülen Enez Ata 8 yaşındaydı. Her gün haber bültenlerinden taş attıkları gerekçesiyle haklarında onlarca yıl hapis istemiyle yargılanan çocukları duyuyoruz. Polislerin çocukları linç etmelerine şahit oluyoruz. Daha iki yıl önce Newroz kutlamalarında sivil polisin kameralar karşısında kolunu kırdığı çocuğun gözlerinden boşalan acı var yüreklerimizde. Birkaç hafta önce Hakkari’de 14 yaşındaki Hatip’e yapılanlar… Sorarım size, bu çocuklar 23 Nisan’ı çocuk bayramı olarak kutlayan tek ülke olan Türkiye’de yaşamıyorlar mıydı?

Yine hatırlayalım: Geçen yıl , hem de 23 Nisan günü Hakkari’de 14 yaşındaki Seyfi Turan’a yapılanları… Polis, yakalığı Seyfi’yi silah dipçiğiyle komaya sokmuştu. Görevi bu mu polislerin? Yakaladığı savunmasız insanları linç etmek mi? O zaman polislerin linçsever normal vatandaştan ne farkı var? Tabi Batı’daki sözde modern birçok insana bu olanların vehametini kavratamıyoruz. En hassas bazı süslü bayanlar bile “ama çocuk da rahat dursaydı, hak etti vs” şeyler zırvalayabiliyorlar. Her ne kadar “Yahu o daha çocuk. Suçu ne olursa olsun bu yapılır mı? Hani hukuk devleti diyorsun, o çocuğa hukuk böyle mi işliyor?” desen de içine saplandığı ideolojiden dolayı vicdanının sesini dinlemez.

ÇOÇUKLAR VE HAKLAR

İşte ülkemizin çocuk hakları konusundaki karanlık tablosu ortadayken, kalkıp da dünyada çocuklara bayramın verildiği tek ülke diye böbürleniyoruz.Oysa ülkemizde çocukların korunma, yaşama, gelişme ve katılım hakları bakımından çok önemli eksiklikleri var. Ülkemizde sokak çocukları, çocuk yoksulluğu ve çocuk işçiliği hâlâ önemini koruyan sorunlardır. Bunun yanında özürlü çocukların eğitim alabilecekleri kurumların kapasiteleri ve standartları iyi olmadığı için özürlü çocukların eğitime katılma oranları çok düşük. Çocuklarla ilgili bu ve buna benzer eksikliklerin, sorunların gündeme gelmesi gerekirken ya sıcak ya da yağmurlu bir nisan gününde çocukları stadyumlara götürüp eziyet çektirmek bir çelişkidir. Bu durumda çocuklar kendi günlerinde, büyüklere türlü zorluklarla gösteriler sunuyor ve bu bayramın öznesi değil; daha çok nesnesi durumuna düşüyorlar.

Halbuki yapılması gereken, çocuk istismarı ve ihmalinin önlenmesine yönelik sağlıklı sosyal politikalar geliştirilmesi ve Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu’na ayrılan bütçenin gözden geçirilmesidir. Eğer ülkemizde çocuklar, birey olarak önemsenmeye başlanırsa ve taleplerinin ne olduğuna devlet tarafından kulak veren kurumlar oluşturulursa; bunun yanında doğu ile batı arasındaki eğitim, sağlık alanındaki uçurumun kapanması için doğulu çocuklara sosyal ve ekonomik açıdan pozitif ayrımcılık yapılırsa bu, 23 Nisan Çocuk Bayramı coşkusunun ülkenin her metrekaresine ulaşmasında etkili olacaktır. Eğer çocuk bayramıysa 23 Nisan, çocuk sorunlarının, eksikliklerinin düşünüldüğü ve çocuklara kulak verildiği bir gün olmalı bugün.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
7 Yorum
İbrahim Genç Arşivi