Ümit Yazıcıoğlu

Ümit Yazıcıoğlu

Ceza davalarında tavsiyeler

Ceza davalarında tavsiyeler

İnsanlarımızın büyük bir kısmı bazen polisiye problemlerle ister istemez karşılaşmaktadırlar. Aslında hukuken sahip oldukları susma hakkını bilmedikleri için, tutuklanma halinde veya kendilerine soruşturma makamlarından herhangi bir celp geldiğinde Ceza Avukatlarına danışmadan, kendi başlarına bazen polise gidip ifade verdiklerini sık sık duymaktayız. Sorgulananlar, bazen suçsuz oldukları halde bile, eğer soruşturma mercilerine ifade vermişlerse, kendilerini hukuken düzeltilmesi çok zor olan bir durumda bırakmaktadırlar. Bu nedenle ben de bu yazımda siz değerli okuyucularıma hukuki bazı öğütlerde bulunmak istiyorum.

Alman Ceza hukukunda Aussagenverweigerungsrecht olarak tanımlanan ifade vermeme hakkı, şahsın kendi kendini zor durumda bırakmama veya zor duruma sokmama hakkından kaynaklanıp, konuyla ilgili zanlının susma hakkını içerir.

Eğer hakkınızda herhangi bir adli soruşturma yapılıyorsa zanlı olarak sadece ve sadece adınızı, soyadınızı, kayıtlı adresinizi, doğum yer ve tarihinizi ve mesleğinizi polise bildirmek zorundasınız. Bunların dışında hukuk normlarına göre hiç bir bilgiyi polise vermek zorunluluğu yoktur!

Bir ceza Avukatının soruşturma sürecinde suçlananın nasıl davranması gerektiğini anlaması ve savunma için strateji belirleyebilmesi için, soruşturma davasının süreçlerini, birbirlerine ilgi ve etkilerini bilmesi gerekir. Bunun için de ceza dosyası ve bu dosyaya bağlı olan ek dosyaları detaylı olarak görmesi incelemesi zaruridir.

Bir ceza davası, normalde soruşturma mercilerine yapılmış bir suç duyurusu veya polisin edindiği bilgilerle yapılan, soruşturmayla başlar. Polisin yani soruşturma makamının bu konumda görevi zanlı hakkında, zanlının herhangi bir ceza davasında cezalandırılması için bilgi ve kanıt toplamaktır.

Polis, savcılık ve mahkeme üçlüsünün bu işbirliği göz önüne alındığında, haklarında suç iddia edilenlerin davadaki tutumlarıyla ilgili şu tavsiyelerde bulunuyorum:

Polis soruşturmasında eğer zanlı durumuna düşürülmüş iseniz, Polis´te hiç bir zaman ifade vermeyiniz! Polis size hiç bir zaman yardımcı olmak istemez. İfade verip işten erken kurtulayım diye düşünürseniz yanılırsınız, tersine asıl başınıza o zaman iş açarsınız! Alman yasalarına göre hiçbir şahıs polis’te ifade vermek zorunda değildir.

Buna rağmen çoğu zaman polis’te ifade veren vatandaşlar oluyor. Herhangi bir nedenle alınan ifadenin özgür iradenizle alınmış ve aynı doğrultuda kayıtlara geçirilmiş olması zorunludur. İradenizi baskı altına alma, kötü davranma, işkence, zorla ilaç verme, yorma, aldatma, bedensel cebir ve şiddette bulunma, araçlar vasıtasıyla cebir ve şiddet uygulama gibi iradeyi bozan, istenmeyenleri söylemek zorunda bıraktıran bedeni veya ruhi zorlama ile kanunlara aykırı herhangi bir eylem yapılamaz. Kanuna aykırı menfaat vaat edilemez. Bu tür yasak yöntemlerle elde edilen ifadeleriniz rızanız olsa da delil olarak değerlendirilemez.

Örneğin gece yarısı bir trafik kontrolünde durdurulabilirsininiz ve polis sizi karakola götürebilir. Dolayısıyla polis suçlananla ilk ilişkide bulunan devlet makamıdır. Bundan dolayı bazen zanlılar en az direniş gösterip problemden sıyrılma yolu için ifade vermektedir: yani mecbur olunmadığına ve aslında istenmediğine rağmen kolay yolu seçerek ifade vermektedir. Veya grup olarak polis sizi dairesine götürmüş olabilir ve arkadaşlarınızdan her birinizi ayrı ayrı sorguya çeker, yalanlarla polis sizi birbirinize düşürmeye çalışa bilir.

Örneğin Polis bir arkadaşınızın her şeyi anlatmış olduğunu iddia ederek size desinformatin söyleyerek, arkadaşınız konuştuktan sonra sizin susmanızın hiç bir anlamı olmadığını size anlatabilir. Bu tip psikolojik yöntemlerde polisin tek bir amacı vardır: Mümkün olduğu kadar bilgi ve kanıt toplamak.

Eğer suçlanıyorsanız polise her hangi bir hikâye anlatıp kurtulayım diye düşünmeyiniz. Polis özel eğitilmiş profesyonel elemandır ve çeşitli sorgulama taktiklerine başvurur. Bu taktiklerle sorgulananlardan kendi kendilerini zor durumda bırakacak ve ceza davasında kendilerine karşı kullanılacak ifadeler, bilgiler toplar.

Polis sorgusunda yapılan tekliflere kesinlikle kulak verilmemelidir: Mesela Polis; “suçunu kabul edersen, hâkimle konuşur hafif bir ceza almanı sağlarım” vaadinde bulunabilir, “arkadaşını ele verirsen, daha az ceza alırsın” veya buna benzer ceza davasının sonucu ile ilgili başka vaatlerde bulunabilir. Böyle şeylere kesinen kulak vermeyiniz. Almanya’da Polis bu tür kararları verme yetkisine sahip değildir. Bu yetkilere sadece mahkeme sahiptir! Hakim ve mahkeme heyeti Polisin bu sözlerini hiç ve hiç dikkate almaz.

Devlet Savcılığına veya Mahkeme´ye çağrıldığınızda sadece ve sadece tek bir şey tavsiye edebilirim: bu da derhal güvendiğiniz bir Ceza Avukat´ına başvurmaktır. Avukat soruşturma dosyasını önceden görme hakkına sahiptir ve sizinle birlikte sorguya katılır. Savcı kapsamlı yetkilere sahiptir. Sorguya Avukat´ınız katılamıyorsa Savcılıkta da ifade vermekten kesinen kaçınınız; çünkü vereceğiniz ifadenin size ne getireceğini siz bilemezsiniz.

Sonuç olarak belirtmek gerekir ki, eğer zanlı durumuna düşürülmüş iseniz, Polis´te hiç bir zaman ifade vermeyiniz, çünkü ifade vermek gibi bir mecburiyetiniz yoktur. Eğer ifade vermeyi düşünüyorsanız, sonuçta Avukata ihtiyacınız olmasa bile bu ifadeyi mutlaka önceden güvendiğiniz bir Ceza Avukatıyla görüşmenizi tavsiye ederim. 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
11 Yorum
Ümit Yazıcıoğlu Arşivi