İrfan Sarı

İrfan Sarı

Bilge köyünün şeyhi

Bilge köyünün şeyhi

Türkiye'yi baştanbaşa gezin, göreceksiniz ki tüm yol boyları, bütün yerleşim merkezlerinin en göze gelen alanları askeri birliklerden oluşur ve bu birliklerin gözetme kulelerinde çapraz duruş nizami askerler…

 

Televizyonlarda en çok generallerin çatık kaşları ve savaş taktikleri veren emekliler.

 

Ve yine o televizyonlarda düğünleri, okulları basan çeteler ve grupların ellerindeki otomatik silahlar kan şiddet ve vahşet görüntüleri. Polisiye diziler.

 

Yine duygu sömürüsü, din istismarı yapan o bildik televizyonların dandik filmleri.

 

Diş ağrısından tutun da tabipler tarafından: biyolojik olarak gen uyuşmazlığı ispatlanmış eşlerin çocuk sahibi olmalarına kadar bir sürü sahtekârlık yapan din adına fetva veren yerel işbirlikçiler, oportünistler.

 

Devlet tarafından savaşta kullanılan şimdilerde adım başı kulübelere yerleştirilen eline silah ve mermi verilen korucular.

 

Savaş sebebiyle yerinden yurdundan göçertilmiş aileler. Gittiği yerde yaşama uymaya çalışırken kendini dayatan agresifleşmiş ve kaybedecek bir şeyi olmayan insanlar.

 

İşsizlik, gelecek kaygısı taşıyan bir dizi yoksunluklar.

 

Cumhuriyet kurulduğu günden beri hep silah, şiddet, kan, gözyaşı süren bu coğrafyanın aslında kendisine ait olmayan fakat fitne fesat içine girilmiş ve içi boşaltılmış insanların barbarlığı.

 

Ve şıhlar…

 

Eline bir kitap verseniz okuyamaz, kalem verseniz yazamaz. Kız kaçırma davalarını o bilir, küçük yaşta kız almayı ve evermeyi de. Tarlaları santim santim paylaşmayı, ürünleri ölçek ölçek dağıtmayı da onlar bilir.

 

Kavga ettirmeyi ve o kavganın rantını yemeyi de onlar bilir.

 

Kanunda kuralda yeri olmayan ama hiç kimse tarafından dokunulamayacağını da o bilir.

 

Elini ayağını öptürmeyi de, plan ve program yapmayı da o bilir.

 

Devletin deniz hoşgörüsünde saltanatını yürütmeyi de…

 

Onun için devlet köylere okul yapmaz, hastane, yol, elektrik, su götürmez. Çünkü şeyhi ve korucusu var. Tarlaya gidip buğday ekip biçeceğine çocuklar şeyhlerinin ve korcularının yanında silah eğitimi ve şıh eğitimi alırlar. Devlete ve vatana hayırlı makine olurlar.

 

Kötülüklerden korunur ve cennete giderler.

 

Laik devlette din ve devlet işleri ikiye ayrılır. Din şeyhe, devlet korucuya havale edilir. Gerisi topyekûn hain, topyekûn mel"un…

 

Devlet babanın baba adamları kadın, çocuk, erkek demeden herkesi bilirler…

 

Onun için de bir yetmez 44 can alırlar.

 

Ve şıh gargara eder ağzından sesler gelir. “Bir kişi üstüne alsın suçu.”

 

çünkü geri kalan; kurşun atan da kurşun yiyen de masumdur ve hepsi salihtir. Devlet bilir.

 

Yetim ve öksüz çocuklar mı? Allah kerim.

 

Dedeleri bile görmemişti devlet şimdi bir psikolog verdi…

 

Haydi çocuklar dışarı bakın korucu amcanın silahı var… şıhhın büyük planları...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
33 Yorum
İrfan Sarı Arşivi