M. Latif Yıldız

M. Latif Yıldız

Beşiri Ezidileri ve Şengal soykırımı

Beşiri Ezidileri ve Şengal soykırımı

Tekrarlamama gerek yok. Bilmeyen kalmadı. Malumunuz IŞİD denilen terör çeteleri sırf inançları nedeni ile Irak Kürdistan’ında Ezidi Kürdler üzerinde soykırım uyguladı. Teferruat ve acı tabloları günlerdir yazılı ve görsel medya veriliyor.

Ezidi Kürdler tarih boyu bunu hep yaşıyor. Çarpıcı katliam örnekleri çoktur. Ben bugün size katliamlardan değil de, devletin en üst, zirve makamında bulunan yöneticilerin Ezidi halkı ile ilgili bilgisizliklerinden ve bakış açılarından çarpıcı bir anımı aktaracağım.

Tam olarak hatırlamıyorum, Google amcaya da baktım bulamadım. Ya 1970 ya da 1971 yılı olacak. Allah’u âlem 1971 Mayıs ayı Bingöl depremi için de belki gelmiş olacaktı. Neyse, Batman’da çiçeği burnunda 2-3 yıllık gazeteciyim. Günaydın’ın Batman ve Bölgede muhabirliğini yapıyorum.

Cumhurbaşkanı Cevdet Sunay Batman üzerinden Siirt’e gidecek. Gazetemi temsilen ben takip ediyorum. Beşiri ilçesini geçerken yol ağzında bir Ezidi köyü var. Okul da ana yola 10 metre mesafede. Okulun önünde öğretmen ve öğrenciler ellerinde bayrakla selamlıyorlar.

Cumhurbaşkanı Sunay nezaketen kendisini selamlayan öğrencilerin karşısında aracını durdurdu; öğrencilerin yanına gitti. O zaman bu kadar sıkı koruma ve metrelerce ötelerden gazetecinin resim çekmesi, yapılan konuşmaları dinlemesini engellemek gibi durum yoktu. Olmayınca 3-5 metre mesafede bende Cumhurbaşkanı Sunay’ın hem resimlerini çekiyorum; hem de çocuklar ile ne konuşacağını merak edip kulaklarımı kabartarak dinliyorum.

Çocuklara yaklaştı. Selamlaştı. Önüne gelen ilk çocuğa “kaçıncı sınıfa gidiyorsun” dedi. Çocuk, 7 dedi. Yüzünü ekşitti, yanındaki çocuğa geçti. Ona da “kaç yaşındasın” dedi. O da bir diye arkadaşı gibi hançeresini yırtarak bağırdı. Her halde Cumhurbaşkanı asker kökenli olduğu için öğretmenleri hazrolda ve yüksek sesle cevap vermelerini tembih etmişti.

Cumhurbaşkanı Sunay durumdan bir sonuç çıkartamayınca danışmanlarından biri yanına yanaşarak kısık bir sesle “ efendim, çocuklar Türkçe bilmiyorlar. Kürdler. Her halde soruyu anlamadılar” deyince; geçelim o zaman dercesine çocukların ve öğretmenin yüzüne bile bakmadan arabasına doğru seğirtti.

Aracına binecekti ki yanı başında, bembeyaz saçlı, bıyıkları dudaklarını kapatmış 75- 80 yaşlarında bir ihtiyar belirdi. Köylüye yaklaştı ve bıyıklarını göstererek “Bu ne” dedi. Yaşlı Kürd de “bıyık paşam” dedi. Cevdet Sunay’da “bıyık olduğunu görüyorum. Bu nasıl bıyık, yemeğini nasıl yiyiyorsun” dedi. Köylü “Ben Ezidiyim paşam” dedi. Anlamadı, bir daha sordu köylü yine “Ben Ezidiyim paşam” dedi.

O anda yine danışmanı yanına yaklaştı ve kulağına bir şeyler fısıldadı. Cumhurbaşkanı Sunay’ın rengi değişti, haydi gidelim buradan dercesine hızlı adımlar ile aracına bindi Siirt’e doğru yol aldı. Artık o danışman kulağına ne söylediyse günahı boynuna; ama Türkiye’ye yerleşen ve hala devam eden cehaletin sonucu her halde Sunay’a da “Şeytana Taparlar” demiş olsa ki Cumhurbaşkanı o hışımla oradan uzaklaştı.

Hem Ezidi, hem Kürd olmak bu coğrafyada işte böyle bir şey. Ülkeyi yönetenlerin en tepesinden, en alttaki sıradan memuruna kadar 100 yıllık Cumhuriyet Türkiye’sinde Ezidilerin inancını bile doğru dürüst anlamamakta, okullarda öğretmemekte direnip durdular. Şimdi de o insanlar soykırım gibi korkunç bir katliam ile karşı karşıya ve biz IŞİD vahşetinden kaçıp sınırdan giren 8 aylık çocuğun pasaportu yok diye Türkiye’ye girişine izin vermiyorlar.

Dün devletin en tepesindeki böyleydi de Bugün farklı mı? Bu ülkenin eliyle IŞİD denilen katil çetelere gönderilen silahlardan çıkan mermiler ile o Ezidiler katledilmedi mi? Filistinlilerin çektiği zulmü (haklı olarak) her gün lanetleyen Türkiye hükümeti ve üyeleri bir tek sefer olsun Ezidiler için de eleştiri bazında bir söz söylediklerini duyan var mı?

Hayır, kulakları kapalı, gözleri yumulu, ağızları kilitli 3 maymunları oynuyorlar. Facede bir resim paylaşıldı. 100 yıl önce, 100 yıl sonra aynı coğrafyada çoluk, çocuk, kadın, yaşlı çöllerde ölüyor. Tarih tekerrür ediyor ve dedelerinin başına gelen onların da başına geliyor. Ve dünya utanmadan seyrediyor. Başbakan boşuna “Kürdler Ezidi, Zerdüşt” demedi.

Gerçekler bütün çıplaklığı ile ortada. IŞİD saldırıları ile Irak Kürdistanı çember içine alınmaya çalışılırken, Ezidiler katledilirken; Kürdistan’ın en büyük stratejik müttefiki (her halde petrol müttefikiydi) Türkiye’den bırakın yardım etmeyi sesi bile çıkmadı. Allah’tan ABD ve tabii PKK ile YPG yetişti de Erbil üzerindeki tehlike uzaklaştırıldı. Sonra Peşmerge, PKK, YPG Kerkük’ü korudu. PKK ve YPG de IŞİD’in eline geçen Maxmur’u geri aldılar.

Dileğim o ki Peşmerge, PKK ve YPG Şengal ve Sincar’ın tamamını bu katil çete güruhundan kurtarırlar. Sonra sırasıyla Musul’u, Musul Barajını ve Kürd Bölgelerinin tamamını çetelerden temizlerler. Zira Kürdler kendi aralarında müttefik olurlarsa; ABD ve AB de bu ittifaka çomak sokmazsa Kürdlerin 100 yıldır beklediği sonucun gerçek olmaması için hiçbir sebep yok. Tabii ki bu bir ümit ve temennidir. Değilse bu köprünün altından daha çok suyun akacağı bilenlerdenim.

Ve bugün IŞİD katliamından kaçarak kurtulan birkaç yüz aile 1970’li yıllarda çokça oldukları, ancak 1990 yıllarında baskılardan Avrupa’ya kaçan Ezidi köylerine yerleştiriliyor. Temennim bu yerleşmenin kalıcı olmamasıdır. Coğrafyalarına yeniden dönmeleri; Avrupa’ya göç edenlerin de köylerine dönerek geçmişte olduğu gibi huzur içinde günler yaşanmasıdır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
2 Yorum
M. Latif Yıldız Arşivi