Özgür Amed

Özgür Amed

Beleş Kürt aydınlığının sefalet ve rezaleti...

Beleş Kürt aydınlığının sefalet ve rezaleti...

Merhaba Dostlar,

Konumuz darı ve petrol ambarında kendini Cezayir aydını sanan ‘Kürt Aydını’dır.

Uzak diyarların bol köpüklü, taze demlenmiş sabah kahvesi eşliğinde bol vicdan kaymalı bu lanetli aydınlık ortamda son söyleyeceğimizi de ilk söyleyelim: “Tir li ku derê, das li ku derê…”

Bol şaibeli bir muhtar listesinin nadide isimleri olarak dünyanın dört bir yanından el birliği ile savaş-zulüm altındaki halkına savaş açan kaç “aydın” tanıyorsunuz?

Kuzey Afrika Sendromunu bilir misiniz? Hani Fransız doktorların Kuzey Afrikalı hastalara karşı takındıkları ırkçı tutumun adı… Çünkü onlar “Beyinsiz Avrupalı” sayılıyordu. Şimdi yepyeni bir sendrom ile karşı karşıyayız: Rojava Sendromu…

Kedi evde olmayınca fare Abdurrahman kesilirdi değil mi? Norveç’in bir köyünden, Sibirya’nın soğuğundan hiç görmediği, rüyasında bile uğramadığı Rojava’ya “Gidersem PYD beni öldürür. Rojava yönetimi halka haksızlık yapıyor” [http://ajtr.me/1uAeAO0 ]demenin adıdır artık Kürt aydınlığı. Başur’da xoşewîst, Bakur’da kakacan’sın artık… Yeri geldiğinde hendekten atlar yeri geldiğinde hendeğe gömülürsün…

Descartes’in her şeyi geçip akıldışılığa ettiği küfürdür “fakir olduğu halde kral, çıplak olduğu halde mor kaftanlı olduğunu sanmak”… Oysa bizimkilerin teknik bir fakirlik. Saçılan kutulardan üzerlerine bir şeylerin fışkıracağı umudu ile kiralık katil görünümlü aydınlık salvoları, umutları, bekleyişleri… Aydın, ‘borcu’ olmayandır! Borçlarını kapatmak ve bir uçak bileti almak için halkına ihanet eden değil.

Yanına hayat arkadaşını alıp dağlarda savaşan, zulme sanat-edebiyat ve sözü ile cevap veren, sırtında baskı makinesi ile dağları aşan ve direnen gerçek Kürt aydın profili şimdi rakı masasında nostaljik bir şarkı! Ne diyordu Fanon? “Eğer halkımızın adalet ve özgürlük sevdalısı değilsek, yeryüzünde bir hiçiz demektir”

Süs bitkisi mahiyetinde adının yanına yazar, çizer, hunermend iliştirip, sanal iletiden geçemeyen halk duyarlılığı ‘Kürt Hareketi’ adını duyuncaya kadar sürer. Büründüğü satılık ve sahte özgürlüğü sabah içilen çorbanın süresi kadardır. En iyi fiyatı veren alır…

Dört bir taraftan kuşatılmış Rojava’daki halka karşı dahi sorumluluk duyamayan insanın kendisine karşı duyacağı sorumluluk nedir? Savaş öncesinin saygın ve vatansever matmazelleri, savaşın anatomisinde hor gördükleri, insan saymadıkları “fahişelerin” onurları için kendilerini trenden attıkları yerde vücutlarını peşkeş çekti Nazi askerlerine, iki dakika daha yaşamak için… Ailesi gözü önünde katledilmiş, saç örgüleri sorgu odalarında sevdiği karşısında kesilmiş genç kadının durduğu yerde; eline silah alıp koruculaştırılmış adamın, halkına karşı ihanet et broşürünün altına imza atmış birinin ne esamisi olabilir? Ne?

Uzaktan eğitimi bilirdik lakin uzaktan êlesine aydın’lıkta varmış! E-aydın uygulaması ile istenildiğinde çalışıtırılan bir basit bir programın saçma sapan ara yüzü gibisiniz. Halkınıza ve devrime karşı zerre samimiyetiniz yok… Basit tatminkar, hesapçı canlılarsınız.

Size verilmiş salı pazarı aydınlığının olduğu yerde, biz tarih boyunca Aydınlanmamış Kürtler olarak kalmaya hazırız… 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
51 Yorum
Özgür Amed Arşivi