Ümit Yazıcıoğlu

Ümit Yazıcıoğlu

Barış için genel af

Barış için genel af

Ne yazık ki ülkemizde her gün oluk gibi kan akıyor. İnsanlarımız şehit düşüyor. Katliamlar yapılıyor. Kimse bu akan kanın durdurulması için siyasi bir açılım yapamıyor.

 

PKK, Şırnak'ın Beytüşşebap ilçesine bağlı Beşağaç köyünde 12 kişinin öldürülmesiyle ilgili olarak, “Biz yapmadık, derin devlet yaptı”diyor. Olabilir. Çünkü PKK'ya mal edilen pek çok eylemin aslında derin devlet elemanları/savaş rantçıları tarafından gerçekleştirilmiş olduğunu hepimiz biliyoruz. Dolayısıyla yaşam ve güvenlik hakkını tehdit eden bu eylemin faillerinin tespit edilip, olayın bütün yönleriyle aydınlatılması gerekir.

 

Kürt sorununun varlığı 90"lı yılların başında Türkiye"yi idare eden Özal, Demirel ve günümüzde Recep Tayyip Erdoğan gibi siyasetçiler tarafından kabul edilmesine rağmen, bu ana kadar bu sorunun çözümü için çözümler geliştirmek 90"lı yıllar dahil pek mümkün olmadı. Bunda Kürtler adına legal siyaset yapan siyasi partilerinde hataları mevcut, çünkü dar kalıplar içerisinde meseleye çözüm üretemiyorlar. Kürt sorununun, "Kürt" kelimesinin getireceği sorunlar olarak algılanması ve ısrarla güneydoğu sorunu, terör sorunu, ekonomik sorun olarak adlandırılmak istenmesi “Kürt Sorununun” inkarıdır.

 

Hadi Uluengin"in de belirlediği gibi başta “ulus devlet - üniter devlet - laik devlet” ilkeleri olmak üzere, 1923 Cumhuriyeti"mizin modernist "öz"ünü paylaştığım ama onların "biçim"lerinde ayrıştığım Kara Kuvvetleri Komutanı İlker Başbuğ, farklı etnisiteleri kastederek şu ifadeyi kullandı:

 

"Aidiyet duygularına, kültürel boyutta kaldığı sürece saygı gösterilmelidir"

 

Ne mutlu, zira hepimiz biliyoruz ki, isim zikretmese dahi Başbuğ burada esas olarak Kürt kökenli yurttaşları çağrıştırıyor. Dolayısıyla da, farklı bir mevcudiyeti onaylamış oluyor.

 

Acaba bu onaylama yeterli mi? Bence hayır! Çünkü sorun sadece Kürt realitesinin varlığını görmekle bitmiyor. Varlığını kabul ettiğimiz soruna çözüm üretememekten kaynaklanıyor.  PKK"yi dağdan ovaya indirmek için siyasi bir çözüm üretemiyoruz. Fakat her yerde Kürt realitesini tanıyorum diyoruz. Birilerini bir şeylere inandırmadan önce, o şeye sen inanmalısın, ki asıl problemi siyasi olarak çözebilesin. Çünkü meselenin silahla çözülemeyeceğini hepimiz biliyoruz.

 

Kürt sorununa çözüm şiddette değil, siyasi açılımla mümkündür.

 

Dolayısıyla bu aşamada "genel af" zaruridir.

 

Artık sağ-sol, asker-sivil, iktidar-muhalefet ayrımı yapılmadan çözüm olanaklarının ortaya çıkarılması halk tarafından arzu edilmektedir. Değişen dünya ve Türkiye koşullarında şiddetle bir yere varılmayacağını anlamamız gerekir.

 

DTP, "Şiddetin durması için üzerimize düşeni yapmaya hazırız" diyor. Böyle bir durumda yapılması gereken, DTP´lileri siyasi arenadan dışlamak değil, onlarla sorunun çözümü için neler yapılması gerektiğini medenice tartışıp, siyaset yapmaktan kaynaklanır.

 

Türkiye"de bilakis Kürt siyasetiyle ilgilenen herkes, ama özellikle silahların arkasındaki güç şu gerçeği iyice görmelidir: Şiddeti ve çatışmaları tırmandırarak hiçbir yere varmak mümkün değildir.

 

Zeminini ölümlerin oluşturduğu, kanla sulanan bir yoldan giderek nasıl barışa ve özgürlüğe ulaşılır?

 

Şiddet asıl sorunun yerine geçebiliyor. Bu durumda, sorunun kendisi yerine hep şiddetten söz ediliyor. Bu da ana sorunun üstünü örtüyor, Kürt realitesinin örneğin yeni anayasanın yapımında başarıyla tartışılmasını engelliyor.

 

Sonuç

 

Ülkemizdeki temel sorunların, şiddet dışındaki yöntemlerle çözümü hayati değer taşımakta olup, sivil alan hesaplaşma tahtası haline getirilmemeli ve bireylerin araç olamayacağı unutulmamalıdır.

 

Kürt sorunu, devlet idaresinin modernleştirilmesiyle, üniter devlet yapısı korunarak, yerel yönetimlere daha fazla yetki verilerek, büyük şehir belediyeleri birleştirilerek, bölge belediye başkanlığı sistemine geçişle mümkün olabilir.

 

Bu arada barışın temini için herkesimin yararlanabileceği bir genel affın çıkarılması zaruri hale gelmiştir, diye düşünüyorum.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
23 Yorum
Ümit Yazıcıoğlu Arşivi