Bedri Çallı

Bedri Çallı

Artık Gündüzler de Karanlık

Artık Gündüzler de Karanlık

Öncelikle Şiddetin ve ırkçılığın her türlüsünü red ettiğimi, insan hak ve özgürlüklerinin doğru kural ve kriterler çerçevesinde yaşanması taraftarı olduğumu ifade ederek yazıma başlamak istiyorum.

 

Evet, doğru bir anket yapılması halinde, ülkemizde bu gün televizyon ve radyolarda haberleri izlemek istemeyen ve gazeteleri okumak istemeyen insanların sayısı aslında azımsanmayacak ölçülerde olduğu görülecektir.

 

Bunun birkaç tane nedeni var. Birincisi, güvenlik güçleri ve pkk. Saflarında her gün öldürülen ve her ikisi tarafından şehit olarak isimlendirilen fakir, fukara ve köylü ana-baba çocuklarının cenaze törenleri ve her birinin ailesindeki yürek dayanmaz dramlar.

 

İkincisi, ülkenin kaymağı sayılacak ciddi ölçüdeki ekonomik kaynağının bu anlamsız ve gereksiz savaşa harcanması sonucu işsiz ve fakir durumdaki vatandaşlarımız ile birlikte yine yatırımlarını, şirketlerini, işyerini kaybedenler arasında bazen kendileri ve bir çoğunda tüm aile bireyleri ile birlikte intihara gitmeleri haberlerine dayanılamıyor.

 

Bir bu kadar ailede ekonomik zorluklar nedeniyle dağılmalar yaşanmakta ve manevi kayıpların had safhada olduğunu doymak insanların uykularını kaçırır.

 

Ana – babalar yavrularını kaybediyor, çocukları yetim, hanımları dul kalıyor. Diğer tüm aile fertleri birer birer sevdiklerini toprağa veriyor. Maalesef bazıları bu kadarda şanslı değil, cesetleri bulunamıyor, kurda – kuşa yem oluyor, yada koyularda veya mezar taşı bile olmayan bir yerlere gömülmüşler.

 

Evet şimdi soruyorum;

gündüz gözü bu karanlıkta siz bu haberleri izleme veya okumaktan ne kadar rahatsınız. İddia ediyorum, mevcut durumdan nemalananlar yada bu sayede mevkilerde olanlar hariç, ne sıradan Kürt nede Türk fakir, fukarası, köylüsü ve halkları olarak hiç kimse mutlu değildir.

 

Ergenekon denen suç örgütünün dalgaları geldikçe bir gün ucu kendilerine dayanacak diye endişe edenler feryat ediyor ve ciddi tepkilerini ortaya koyarlar. Ne acıdır ki, bunların protestolarında yine işsiz, mağdur ve sıradan vatandaşlarımız kendilerini kullandırıyor.

 

Oysa sarımsak yemeyenin ağzı zaten kokmaz, bırakın yargı organlarını görevlerini tam yapsın. Onların gerçekleri ortaya çıkarmaları ve doğruları saklamamaları yönünde halkın takipçi olması gerek. Oysa muhalefet partileri başta olmak üzere, her kes bir şeyler ortaya çıkarılmadan kapatılması ve aceleye getirilmesi için çaba sarf ediyor.

 

Gündem değiştiriliyor;

Türkiye"nin birinci gündem maddesi olan Ergenekon meselesini arka sıralara atma çabaları var. Bu çabaların başında son günlerde DTP yöneticilerine yapılan baskın ve göz altılardır. Yasal bir yapılaşmaya engel olmak demek, yasal olmayan yapılaşmalara hizmet etmek anlamına geliyor.

 

Aslında hükümetin bir şeyler yapma yönünde isteği görülüyor. Yine Genel Kurmay Başkanının şaşırtıcı son olumlu açıklamaları da bu yönde. Ancak iki tane hata var.

 

Birincisi bu güne kadar ülkeye değişik alanlarda yönetenlerin açıklamaları, yazılı ve görsel basınında desteği ile Kürt halkına karşı, Türk halkı kin ve nefretle beslendiği için bu gün onların yapmak istediklerinin karşısına engel olarak çıkmaktadır.

 

İkincisi, hatta en önemlisi Hükümet, inatla muhatap kabul etmemektedir. Oysa son yapılan seçimlerde Kürt halkının büyük çoğunluğu DTP"yi ve yöneticilerini kendilerini temsil ettiğini göstermiştir. Siz, halkın benimsediği birilerini muhatap kabul etmezseniz, bu meseleyi çözme konusunda samimi değilsiniz.

 

Kürtlere ve onların temsilcilerine rağmen ne kadar iyi niyetli olsa bile, yapılan hiçbir gelişmenin Kürt halkı tarafından sahiplenmeyeceği TRT 6 ile ispatlanmıştır.

 

Kürtlerin yıllarca savunduğu bir Kürt televizyonu açıldı ama hiçbir Kürt"ün veya temsilcilerinin katkısı olmadan açıldı. Kürtlerin buna sahip çıkmamasının nedenleri doğru olarak tespit edilmeli ve bundan ders çıkarılmalı.

 

Baskılarla hiçbir amacın gerçekleşmediğini görmek istiyorsak, tarih sayfalarına biraz göz atarsak Amerikalılar, İspanyollar, Almanlar hatta Türk – Ermeni Meselesi, Kıbrıs"ta Rum ve Türkler  gibi daha bir çok millete bakmamız gerek.

 

Türkiye"de bu gün yaşanan bu korkunç olayı (Türk ve Kürt Düşmanlığı) çözebilmenin yolu, ülkeyi yönetenlerin cesur olmaları ve karşısındakine de değer vermesine bağlıdır.

 

Bir meseleyi çözmek istiyorsanız, düşmanınızın onurunu da kurumak zorundasınız. Aksi taktirde işin içinden çıkılmaz.

 

Son zamanlarda pkk tarafından çok ciddi ve olumlu bir mesaj verildi. 1 Haziran"a kadar çatışmasızlık dönemi yani tek taraflı ateşkes denebilir. Eğer bu uğurda insanlar öldürülüyorsa, demek ki bu bir taraftır. O halde bir şekilde bu ateşkese cevap verilmeli.

 

Ne diyelim, silah üreten ve satan ülke halklarının daha iyi bir hayat yaşamaları için ödediğimiz paranın son bulması, ülkemizde akan kardeş kanı yerine sevgi, saygı ve bereketli bir Türkiye"de hep birlikte güneşli ve aydınlık gündüzlerde yaşamamız umuduyla kalın sağlıcakla.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
6 Yorum
Bedri Çallı Arşivi