Bedri Çallı

Bedri Çallı

Ağaçlandırma çabalarım, yaşadıklarım & sonuç

Ağaçlandırma çabalarım, yaşadıklarım & sonuç

Hakkari denilince, Köyleri güvenlik nedeniyle boşaltılmış ve bu göç’ün sonucu olarak göç ettikleri il ve ilçe merkezlerinde ağaçları kesilmiş, bu ağaçların kesilmesine engel olan yetkili kimsenin meydanda görülmediği, kesilen bu ağaçların yerine ağaç dikecek hiç kimsenin olmadığı ve daha komik olanı ise ağaçlandırılması gereken bölgeleri hiçbir yetkilinin bilmediği ve gönüllü olarak hatıra ormanı oluşturmak isteyenlere bin bir dereden su getirtilerek engel olunduğu bir memleket akla gelir. İlimizin üç tarafı tepelerle çevrili, bu tepelerin il merkezine bakması ve ağaç yetişebilir türden bir toprağa sahip olması yeşillendirme için çok iyi bir fırsattır. Ayrıca şu anda hiçbir yeşil örtünün bulunmadığı bu tepelerde, aslında çok eskilere gitmeye gerek yok. henüz hayatta olan bir çok insan 1926 yılında İsmail ağa isyanı diye bilinen ayaklanma esnasında Hakkari halkının büyük bir bölümü şu an kıraç olan cete tepesinde saklandığını belirtiyorlar. Demek oluyor ki 1926’dan bu yana doğa’ya akıl almaz baskılar yapılmış ve büyük bir tahribat meydana gelmiştir. Yine daha gerilere, yani 1960’lara geldiğimizde, Zap suyu boyunca yol yapımı için Karayolları etüt çalışmaları esnasında Zap vadisi boyunca ağaç dalları ve yapraklarından Nivo’ların rahat çalışmadığını gören insanlarımız halen yaşıyor. Yine bu tarihlerde telefon hatları çekildiği esnada bu sorun yeniden yaşanmıştır. Hakkari’de yapılacak olan bir ağaçlandırmada, İlimizin iklim ve toprak koşullarına uyumlu ağaç türlerinin tespit edilmesi öncelikli bilinmesi gereken bir konudur. Toprağın belli derinliklerinden bir miktar toprak alınarak Erzurum Tarım İl Müdürlüğü bünyesindeki analiz merkezine gönderilmesi ve alınacak rapor doğrultusunda bu işin bilimsel olarak yapılması mümkündür. Yüksekova ilçemizde su deposunun bulunduğu tepede Yüksekova Belediyesi ile birlikte yapmak istediğimiz bir ağaçlandırma projemiz Erzurum’dan gelen olumsuz bir analiz sonucu gerçekleştirilemedi. Bu Konuda Yüksekova Belediye Başkanı Sayın Salih YILDIZ ve Yüksekova İlçe Tema Sorumlusu Yıldırım ESENER’i gösterdikleri çabadan dolayı kutlamak istiyorum. Ayrıca her yıl Çevre ve Orman ile Tarım Bakanlığı tarafından tüm illere fidan için gönderilen ödenekle şu an alınmakta olan fidan miktarını birkaç kat artırmak ve fidan kalitesini yükseltme imkanı araştırılmalıdır. Hatta bu yönde gerek Çevre ve Orman ve gerekse Tarım İl Müdürlüğünün il bazında fidan yetiştiriciliği yaparak, bu ihtiyacın karşılanması yerine sürekli dışardan fidan getirtmeleri ne derece doğrudur, bunun sorgulanması gerek. Bu iki korum il ilçe ve köy bazında alan tespiti ve toprak tahlilleri, zemin hazırlığı gibi bir çalışma başlatmalıdır. Bu çerçevede doğru bir tespit ve teşhiste bulunmaları ve derhal fidanlık kurmaları gerektiğine inanıyorum. Örneklerine baktığımız zaman bu kurumlardan ziyade Belediye’lerin bu yönde çalışmaları küçümsenemez. Oysa Çevrenin her dalında olduğu gibi ağaçlandırma konusunda da Belediye’den bu doyarlılığı görmek mümkün olmadığı gibi onu hiçbir yerde görmek de mümkün değildir. Her fırsatta Personel fazlalığından söz eden Belediyemiz, yine her fırsatta parasızlık zırhının arkasına sığınmayı alışkanlık haline getirmiştir. Yani çevre doyarsızlığının mevcudiyetini aslında ikrar ve itiraf etmeleri büyük bir olgunluk olur. İlimize ilk bakışta yeşil alanların azlığı ve ağaçlandırmanın yapılmadığı görüldüğünde, hemen bu doyarsızlık neden diye eleştiriye başlarız. Amma bir de Hakkari’de ağaçlandırma yapmaya niyet edin de karşınıza çıkan engelleri görün. HAKKARİ’DE NEDEN AĞAÇLANDIRMA YAPILMIYOR? ENGELLER NELERDİR? Öncelikle ağaçlandırma ile ilgili biraz yaşadıklarımı anlatmaya çalışacağım, yaşadıklarımda önemli derslerin olduğunu düşünüyorum. BİRİNCİ GİRİŞİMİM 2003 yılında o zamanlar Başkanlığını yapmakta olduğum Bedensel Engelliler Derneği adına bir hatıra ormanı oluşturmak istedim. Bu çerçevede meşe palamut’u toplatıp, bir grup engelli üyelerim ile birlikte Mersin’den getirdiğim tüp poşetlere toprak doldurarak diktim. Hemen ardından yer tespiti, tel örgü, ormanın bakımı vb. sorunları aşma ile ilgili müracaatlarıma başladım. İlk karşıma çıkan engel hatıra ormanın 30 hektardan aşağı olamayacağı ile ilgili engeldi. Daha sonra tel örgü maliyeti ve daha enteresanı Çevre ve Orman Müdürlüğünün görüşüydü. “siz hatıra ormanı oluşturuyorsanız, sonraki yıllarda bakımını da siz yapacaksınız” şeklinde ki talepleri çok manasızdı. Ayrıca toprak tahlilleri ile ilgili çalışmaların ve raporun yine bizim tarafımızdan sağlanmasını istediler. Yine çok acıdır, tüm bu sorunları aşamamam üzerine filizlenen bin tane fidanın Valilik hatıra ormanı sahasına dikmeyi önerdiğim bir yetkilinin bana “aslında bizim ihtiyacımız yok, fakat senin hatrın için dikelim demesi, nitekim bu dikme daha sonra sözde kaldı, hiç ilgilenmediler. Fakat ona cevaben “benim hatrım için değil, “Hakkari için yapın” demiştim. Bütün bu çabalardan sonra 2004 yılı baharında Tugay Komutanı ile yaptığım bir görüşme üzerin tüm bu fidanların Dağ ve Tugay Komutanlığı sahasında toprakla buluşturulmasını sağladım. İKİNCİ GİRİŞİMİM; 2005 yılında Hakkari İl Temsilciliğini yapmakta olduğum Tema Vakfı genel merkezinden aldığım destek ile TEMA VAKFI adına hatıra ormanı oluşturmak istemem yine hüzünlü bir son oldu. Yukarıda belirttiğim tüm bu sorunları tekrar yaşamış olmam bu sorunların bir tescili oldu. ÜÇÜNCÜ GİRİŞİMİM; Tema Vakfı Genel Merkezi bulduğu sponsorlarla 2006 yılında 7 ilde 100 hektar ağaçlandırma ve mevcut orman sahalarının ıslahı projesi gerçekleştirme kararı alırken, bu 7 ilden bir tanesinin Hakkari olmasını kararlaştırdı. Çevre il Müdürlüğü ile yaptığımız bir çok görüşme ve yer tespiti çalışmasına rağmen bu konuda başarı gösterilemedi. Geçen Belediye Başkanlığı seçimlerinde ilimizde iddialı DEHAP ve AKP Belediye Başkanlarına sunduğumuz dosyada ilimizde yapılması gereken hizmetlerden bir tanesi de ağaçlandırma ile ilgili talepti. Ve ağaçlandırma yapmalarını isteme gibi bir talebimiz yoktur. Sadece bizim istediğimiz, yer tespiti, çevre tel örgüsü, o fazla olan elemanlarından birkaç tanesinin görevlendirilmesi ve toprak tahlili gibi ihtiyaçlardı. Ama nafile, sesimiz doyulmadı. Bunun üzerine 2006 yılında Hakkari Mrk. Süleyman DEMİREL YİBO’da fidan dağıtımı ve dikimi ile ilgili yapılan törende bir çok kurum amirinin hazır bulunduğu bir ortamda sayın Valimiz Ayhan NASUHBEYOĞLU’na Hakkari’de neden ağaçlandırma yapılmadığını ve bunun önündeki engellerin aşılması konusunda yardım istedim. Benim istediğim yardım şuydu; Hakkari şehir merkezi ve etrafı ile ilgili bir haritanın çıkartılmasını, bu haritada ağaçlandırılacak yerlerin belirlenmesi, belirlenen bu yerlerden alınacak toprak numunesinin laboratuarlarda tahlil ettirilerek, nereye hangi tür fidanın dikilmesi gerektiğinin bu haritada belirlenmesi, çevre tel örgülerinin çekilmesi ve bakımlarının sağlanmasını istedim. “Yine bu haritanın çıkartılabilmesi için Hakkari Valiliği, Hakkari Belediyesi, Çevre ve Orman Müdürlüğü, Hakkari Defterdarlığı (M.EM. MD.), Tapo Kadastro gibi kurumların birlikte çalışma ihtiyacı vardır, yani ilimizde kurumlar arası diyalog eksiği mevcuttur” şeklinde konuştum. Ama şu an dönüp arkaya baktığımda hiçbir şeyin değişmediği ve hiçbir kurum, kuruluş, STK., yada kişi kendisine hatıra ormanı bir yer tahsisi yapılacağını beklemiyor. Daha önceki bir yazımda da belirtmiştim ve şimdi tekrarlayarak taktiri size bırakıyorum. “asli görevleri olmasına rağmen, yardımcı olmamak, ilgisiz kalmak ile yasaklamak arasında ben bir fark göremiyorum, ya siz? 23/03/2007 Bedri ÇALLI [email protected] [email protected]

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bedri Çallı Arşivi