İrfan Sarı

İrfan Sarı

Af

Af

Ülkede her geçen gün sayısı artan mahkûmlar için elbette ki hükümet barındıracak yer yapmalıdır. Bunun için de toprak tahsisi, istimlâk bedeli, ihale değeri derken hazineden ayrılan ödeneklerin rakamları kendini yemeye başladı.

 

Anlaşılmayan şey ise ülkenin güllük gülistanlık gösterilmesidir.

 

Milletvekiline sorarsanız o elini en hızlı kaldıranlardan ve ona göre en doğru iş budur. Birkaç bürokratın koltuğuna tekme vurabiliyorsa ne ala…

 

Bakana sorarsanız devletin bekası için gecesini gündüzüne katandır o…

 

Başbakana sormaya gerek yok, insaf etmelidir insan…

 

Enflasyon tek rakamlı hanelerde, öğrenciler cemaatlerde, asker operasyonlarda, vatandaşlar ise cezaevlerinde geri kalanlara da Allah kerim.

 

Cumhurbaşkanına sorarsanız; dış işlerde tam gaz devam, ülke “laiktir laik kalacaktır” “Türkiye Türklerindir”

 

Şu sıralar örtünme meselesi bölünme meselesinden daha baskın. Onun için “dış işlerinde çalışan arkadaşımız bizden daha genç ve daha atik”

 

Oysa!

 

Üniversitelerin bu günlerdeki durumu bize bilim yuvalarının içinde bulunduğu hali göstermektedir. Eskiden YÖK'ü protesto eden öğrencilerin ya da oruç tuttu diye öldürülen öğrencilerin yerine artık bilim adamları protesto saflarında ve oruç tutmaya gerek yok zaten herkes ölüm sınırında.

 

Artık vatandaşın namı adına yetki almış siyasi partilerin alanlara çıkması gerekmiyor. Çünkü her sokağın başına konuşlandırılmış polis anında müdahaleye hazırdır.

 

Siyasi olarak çözüm bekleyen sorunların anayasa taslağının hazırlandığı şu sıralarda güvence altına alınması yerine mahkemelere havale edilerek savcıların ve hâkimlerin iş yoğunluğuna biraz daha yük bindirmek cazip görünüyor.

 

Ben bu partinin siyasi açılımlarına cüret edip çözüm üretemem en iyisi mahkemelerce önleri kesilsin hatta kapatılsın. Birkaç yöneticisi de cezaevlerine atılsın ve sorun zaman içinde kendiliğinden hal olur.

 

Bu mantıkla konuşan, konuşmayan kim varsa cezaevlerine…

 

Nasıl olsa halkın verdiği vergilerle görev yapan kolluk kuvvetleri görevleri başındadır ve devleti kanlarının son damlasına kadar korumaya hazırdırlar. Çünkü onlar halk değil devlettirler.

 

Öyle ya, dünyanın hepsine yetecek kadar buğday ekebilecek toprağı olan bu ülkede bir avuç buğday ekene de pazarı dar eden ithalat nedeniyle aç kalan insanları dışarıda tutmak yerine içeriye tıkmak daha kolay. Bunun için gerekli donanım var nasıl olsa.

 

Dünyanın hiçbir yerinde bu kadar pratik zekâlı bürokratın var olduğunu da söyleyemeyiz. Onlar hükümetler geldikçe renk değiştiren bukalemundan farksız oldular.  Dolayısıyla her hükümetin nabzına şerbet vermenin ne olduğunu onlardan başka kimse bilemez. Ve onlar emekli olurlarsa bu ülke hayatsız kalır. Emekli olsalar bile göreve bir fiil devam. Vatan onlardan hizmet bekler.

 

Bu ülkenin geleceği çocukları yetişene kadar köylünün yoksulun esnafın çocuğu da cezaevlerine…

 

Neden? Açlıktan, fukaralıktan.

 

Şimdi bunun farkına varmışlarda örtülü ve sessiz bir af gelecekmiş.

 

Sorarlar kim kimi af ediyor…

 

Af edilecek olan onlar mı? Yoksa sizmisiniz?

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
13 Yorum
İrfan Sarı Arşivi