Anayasa değişikliğine yönelik yapılan referanduma katılmayan 11 milyon 160 bin seçmenin, oy kullanmama cezasının toplamı matematiksel olarak 245 milyon TL eder. İyi para! Açlık sınırının altında yaşayan daha doğrusu çok kaba olacak ama çifte sürülen öküz gibi emeği çalınan halkın özgürlüğüne çil çil liralar nazarlık olarak alınacak devlet hazinesine.

Devlet hazinesi ise kâğıt destelerine dönüşüp sonra elin adamlarına silah almak için verilecek. Karıncayı bile gören helikopterler, örümceği vuran savaş uçakları, ıslakken çalışan otomatik silahlar, he deyince patlayan mayınlara dönüşüp dağlarına- taşlarına hatta insanlarının başına atılacak.

Halkın parasıyla halk dövülecek.

BDP'nin boykot çağrısı Kürt illerinde vatandaşların oy kullanmamasında etkili oldu. Batman'da katılım oranı yüzde 40, Diyarbakır'da yüzde 35, Şırnak'ta yüzde 22, Hakkâri’de ise yüzde 7 oldu. Hakkâri’de yaklaşık 120 bin seçmen sandık başına gitmedi. Referanduma katılım boykotun da etkisiyle düşük olunca, toplam ceza miktarı yükseldi haliyle.

Ama Gever’de yani takma adıyla Yüksekova’da 55 bin 055 kişiye jet hızıyla karar çıktı. Devletin yasalarına bilerek ve kasten başkaldırmanın cezası olan 22 Türk Lirası gelirler genel müdürlüğünün gever temsilciliği yani mal müdürlüğünce tahsil edilmek üzere infaz edildi.

Herre he he he…

Öte yandan, Cumhurbaşkanını halkın seçmesini de öngören 2007 yılındaki anayasa değişikliği referandumuna katılım oranı ise yüzde 67,5 olmuş ve yaklaşık 14 milyon seçmenin, oy kullanmama cezasının toplamı 263 milyon TL olarak belirlenmişti.

Ama bir tek hukuk adamı, bir tek mahkeme bu paranın tahsiline yönelik karar almamıştı.

Hatta geçmişten bu yana tüm seçimlerde yaklaşık 10 milyon seçmen şu ya da bu şekilde sandığa gitmemiş mesele ısındığı gibi soğumuştu.

Ama burası Gever  takma adıyla Yüksekova.

Verilecekse ceza mutlaka Gever olmalı. Havası kirletilecekse bir yerleşim biriminin mutlaka Gever olmalı. Adı kirletilecekse o yer mutlak Gever olmalı.

Devletin baba adamı olunacaksa burada olunmalı. Devlet nişanı alınacaksa buradan olmalı.

Gever devletin baba adamlarının ana yasaları uyguladığı bir yer.

Yüksek Seçim Kurulu, 29 Ocak 2010 tarihli Maliye Bakanlığı Parasal Sınırlar ve Oranları Hakkındaki Genel Tebliği'ni dikkate alarak oy kullanmayanlara uygulanacak para cezasını 22 TL olarak belirlemiş.

Sandıkların yüzde 100'ü açıldığında kayıtlı seçmenlerin yüzde 77'sinin oy kullandığı görüldü. Buna göre 49 milyon 446 bin 269 seçmenden 11 milyon 160'ı oylamaya katılmayarak YSK'nın belirlediği 22 TL'lik cezasını hak etmiş oldu. Maliye'nin takibi ve cezaların tahsil edilmesi söz konusu olursa, devletin kasasına girmesi gereken “ceza geliri”, toplamda 245 milyon TL olacak.

Görülüyor ki devlet parlamenter rejime geçeli Yüksek seçim kurlu her seçim döneminde oy kullanmama cezası için evvelden bir rakam tespiti yapıyor. Ama ona rağmen parlamenter rejime geçildiğinden bu yana bu ceza uygulaması gerçekleşmemiş.

Düşüne biliyor musunuz muhitinizde bir parlamenter adayı çıkıyor ve siz ona oy vermek istemiyorsunuz. Bu adayın bariz hırsızlığına tanık olmuşsunuz. İşte o yüzden oy vermek istemiyorsunuz. Devlet bir hırsıza oy vermediniz diye size para cezası kesiyor. Komiktir değil mi?

Ya da size “evet” “hayır” seçeneği bırakıyor. Bunun dışında bir seçenek hakkınız olması gerekecekken siz bu iki tercihten birini yapmadığınız için para cezasına çarptırılıyorsunuz. Asıl üzücü olan bunu haksızlıklara karşı hakkı korumak üzere ihtisas sahibi hukuk idaresi çarptıracak.

Hımmm

Rejim ceza verip kendini korumak ister. Halk ise özgür iradesini yansıtmak ve ülkesinde özgür yaşamak ister. Rejim sömürgeci. Halk sömürülen.

Başı potinle ezilen, dışkı yedirilen, aç bırakılan halk.

Cezayı öde ve hizaya geç deniliyor.

Tahammül sınırları zorlanıyor.

Halkın sırtında boza pişirmeye alışmış olmak tamda buna denir.