Xanemîr ile söyleşi

Xanemîr ile söyleşi

1 Eylül Dünya Barış Günü etkinliklerinde Diyarbakır'da bulunan, aslen Bitlis/Tatvanlı olan Kürt Sanatçısı Xanemîr, sorularımızı yanıtladı.

1 Eylül Dünya Barış Günü etkinliklerine Diyarbakır'da katılan Kürt Sanatçı Xanemîr, barışın dikkat, emek ve çaba gerektirdiğinin altını çizerek, "Mezopotamya ve Anadolu halklarının büyük barışının, özgür geleceğinin, kardeşleşmenin sevgi ile anlamlı olmasını diliyorum" şeklinde konuştu.

Müziğin ana yurdu acıdır desek, acının dili nedir sizce? Ve türkülere nasıl taşınmalıdır?

Klamlara, stranlara taşınması geçmişte olduğu gibi, o dönemlerin koşullarına göre de olsa işlenmiştir. Olanaklar çerçevesinde, günümüzde yeterli olmasa da taşınmaya çalışılıyor. Klam ve şarkılarda acıyı iyi işlemek için; biraz yaşamak lazım. Çekilen acılara ortak olmak, anaların feryatlarını, gözyaşlarını hissetmek lazım. Acıyı ruhla, hisle, bilerek  ve doğru işlemek lazım. Popülizmden uzak, hiçbir menfaat beklemeden, doğal olarak işlendiğinde, işte o zaman o klam, şarkı ya da türkü halklara malolur ve yüzyıllarca söylenir. İnsanlık da dersler çıkarır, bir daha yaşanmaması için dikkat eder.

Kahramanlara ve kahramanlıklara adanan müziğin damak tadı farklıdır. Bu farkı müzik otoriteleri nasıl adlandırır? Sizce müziğe geçmek, tarihe geçmek midir?

Her halkın kahramanları vardır. Yörelerde, şehirlerde gerek kurtuluş ve ulusal kurtuluş mücadeleleri, gerekse özgürlük ve demokrasi mücadeleleri kahramanlar ve kahramanlıklar sayesinde başarıya ulaşmıştır. Halklar başarı sonrasında kahramanlarıyla övünürler, güç alırlar, cesaret alırlar ve değerlerini korumaya çalışırlar; anıtlarını, abidelerini yapar, onlarla yaşarlar ve onları yaşatırlar.

Dünya bütün hızıyla değişiyor. Bu değişimde Türkiye’nin ve Kürtlerin rolünü nasıl tanımlıyorsunuz?

Evet haklısınız dünya değişiyor. Aynı zamanda Kürtlerde değişmiştir. Yaşamda, ekonomide, siyasi anlayışta; kısacası birçok farklı alanda değişmişlerdir.

Daha önce yok sayılan, ismi bile telaffuz edilmeyen Kürtler, bugün hem içerde, hem dışarıda bir güç ve bir irade sahibi olmuştur. Meşru gücü vardır, örgütlenmiş halk gücü vardır. En büyük değişimde budur. Dünün yok sayılan halkı, bugün Orta Doğu’da bir güçtür, hem de dünya dengelerini de değiştirebilecek bir güç. Değişimin adı budur. Bunun yanı sıra dünyada gelişen teknoljiye entegre olmayı da başaran bir gençlik var. Yani her alanda muazzam bir gelişim, değişim söz konusu. Bu her alanda kendisini gösteriyor diyebiliriz.

Bu değişim ve gelişim özelde Türkiye’yi, genelde tüm Orta Doğu’yu etkiliyor diyebiliriz. Eğer bugün Orta Doğu yeniden şekilleniyorsa, Türkiye “Kürt Açılımı” adı altında bir tartışma ortamı sağlayabilmişse; bunda Kürtlerin rolü büyüktür ve hiçbir şey kendiliğinden olmamıştır.

Sonuçta değişen, dönüşen ve gelişen Kürtler, Türkiye ve Orta Doğu’yu, hatta batı ülkelerini de etkilemektedir.

Siyasetin çakmak taşı her çakışında, halklara biraz daha ateş sıçrıyor. Nerede yanlışlıklar yapılıyor sizce?

Ezenin siyaseti ile ezilenin siyasetini ayırt etmek lazım. Ezenlerin siyaset bilincinde ateş vardır, ezmeye yöneliktir, her türlü acıyı sıkıntıyı yaşatır. Ezilenin siyasetinde ise özgürlük mücadelesini verirken kazandığı mevzilerini korumak, onu geliştirmek, haklin çıkarlarını esas almak vardır. Ancak gerek içerdeki gelişmeler, gerekse uluslararası dengeler ve gelişmeler bazen küçük eksiklikleri de beraberinde getirebilir. Çünkü savaş dönemlerinde her şeyin doğru yürümesi, istenilen durumlarda yürümesi zor olur. Savaşların kendisi sıkıntıdır zaten, tercih değildir. Fakat halklar, bireyler kendi onurunu, kimliğini, geleceğini korumak için mücadele etmeye mecburdurlar. Bu anlamda ortaya çıkan eksikliklerden dersler çıkartılır, ama daha çok özgür geleceğe kilitlenmek zorunluluğu vardır. Ve özellikle bu konuya yoğunlaşmakta fayda var diye düşünüyorum.

Barış denilince ne canlanıyor yüreğinizde? Notalar barışı nasıl anlatmalı?

Barış yüce bir kavramdır. Savaşların ne olduğu bilinmeden barışın önemi anlaşılmaz. Barışın önemini en çok savaşanlar, savaşın acısını çekenler, emek verenler bilir. Savaşı büyük olanların barışı da büyüktür. Bu temelde Barış kavramını hafife almamak lazım, barışın anlam ve değerinin ortaya çıkması, anlaşılması için mücadele, çaba ve emek vermek gerekir. Kürtlerin barışı da savaşı kadar zor ve yüce bir kavramdır, çok değerlidir.

Dikkat, emek ve çaba gerektiren Barış… Herkesin normalde istediği şeyi korumak basite alındığında hiç de kolay değildir.

Barışın notu; ayağa kalkılmalı, çaba, emek verilmeli, gece gündüz çalışılmalı, herkesle, tüm barış severlerle bir araya gelinmeli, projeler geliştirilmeli, güç haline gelinmeli, aktivitelere katılınmalı, gelişmeler göğüslenmeli…

BARIŞ, halkların bir arada, kardeşçe, eşit, özgür, ortak değerlerde onurluca bir yaşamı yaratmak, kardeşliği yaratabilmek için üstüne düşen görevleri yerine getirmesidir.

Dünya Barış günü için savaşın merkezindeki halklara mesajınız nedir?

1 Eylül Dünya Barış Günü tüm dünya halklarına kutlu olsun.

İnsanların bir tek acı bile yaşamadığı, savaşsız ve sömürüsüz bir barış diliyorum.

Özelde ülkemizde, genelde tüm dünyada kalıcı bir barışın gelmesi için herkesin üstüne düşen görev ve sorumluluklarını yerine getirmesini diliyorum.

Mezopotamya ve Anadolu halklarının büyük barışının, özgür geleceğinin, kardeşleşmenin sevgi ile anlamlı olmasını diliyorum.

Tüm okuyucularınızı sevgi ile selamlıyor, çalışmalarınızda başarılar diliyorum.

28075

XANEMÎR KİMDİR?

Aslen Bitlis / Tatvan doğumlu olan Xanemir, 1999 yılından beri Avusturalya'da yaşamaktadır.

Çeşitli etkinlikler ve konserler için sık sık Türkiye'ye gelen sanatçı Xanemîr'in Mizgîn/Gul Sor Bûne, Arzeba, Mevânim ve Welatê Rojê isimleriyle yayınlanmış albümleri bulunmaktadır.

Xanemîr'in kendisi gibi Kürt sanatçısı olan İbrahim Rojhilat ile "Mevanim" şarkısına yaptığı düet ve klibi bulunmaktadır.

Etiketler :
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.