Soma'ya eşkıya inmiş

Soma'ya eşkıya inmiş

Son 12 senede İngiltere'de 62 madenci iş kazasında ölmüş. Türkiye'de ise 1024. Soma'da ölenler hariç hem de.

ÖZGÜR MUMCU / RADİKAL

284 kişi öldü ama maden şirketine bakarsak ortada bir ihmal yok. Öyle açıklanamayan bir yangın çıkmış. 

Maden şirketine bakarsak madende yaşam odası yokmuş, olsa da bir şey değiştirmezmiş. Ama yaşam odası yapıyorlarmış zaten ve kaza 3-4 ay sonra olsa hepsi kurtulurmuş. 
Başbakan bir vatandaşı tokatladı, görüntüleri hepimiz izledik. Hüseyin Çelik’e bakarsak ortada görüntü yok. 

Başbakan'ın müşavirlerinden bir genç irisi başka bir vatandaşı yerlerde tekmeledi. Hepimiz fotoğrafları gördük. Yine Hüseyin Çelik’e bakarsak aslında asıl o genç irisi dayak yemişti. Yedi gün rapor bile almıştı. 

2014 senesinde yaşıyoruz. Başbakan'a bakarsak 1800’lerin sonu ile 1900’lerin başı arasında bir dönemdeyiz. Soma’daki faciayı kıyasladığı ve normalleştirmeye çalıştığı maden kazalarının tarihleri sırasıyla 1862, 1866, 1894 ve 1902. Yani Charles Dickens’ın, Emile Zola’nın sosyal durumu anlattığı, madenlerde karbonmonoksit oranını kanaryaların kontrol ettiği, madencilerin gazyağı kandilleriyle çalıştığı zamanlar. 

İş kazalarında dünyanın en ileri devletlerinden biriyiz. Başbakan'a bakarsak bu işlerin fıtratında var bu. Ama Almansan, İngilizsen fıtratında pek yok. Türkiye’de bir maden işçisiysen işin fıtratında daha çok var. Torpilli fıtrat. Nasıl mı? Şöyle: Son 12 senede İngiltere’de 62 madenci iş kazasında ölmüş. Türkiye’de ise 1024. Soma’da ölenler hariç hem de. Fıtrat işte ne yaparsın. 

 Soma’yı siyasete alet etmeyin diyen diyene. Soma’ya gidip “30 Mart bunlara zaten gereken cevabı vermiştir. Soma’da zaten bunların konuşacak mecali kalmamıştır” diyerek bir iş cinayetini Soma’daki oy oranıyla yenmeye çalışan ise Başbakan'dır. 
 

Yine iktidara kalırsa bugüne kadar Soma hakkında muhalefetin verdiği önergeler hep eften püften. Başbakan'a kalırsa içlerinde Soma ifadesi bile geçmiyor. Oysa 2012’den bu yana dokuz soru önergesi ve üç araştırma önergesi verilmiş. Hepsi ama hepsi Soma madenleriyle ilgili. 
Yani patronlara ve iktidara bakarsak madende hiçbir ihmal yok, kazalar bu işin fıtratında var, Başbakan'ın genç irisi rapor alacak kadar dövüldü, Başbakan kimseye vurmadı, maden kazası doğal çünkü 19. yüzyılda İngiltere’de de benzerleri oluyordu, işçi ölümlerini siyasete alet etmemek gerek, Soma hakkında verilen önergelerin amacı ise gündemi oyalamak. 

Hakikatlere bakarsak Soma’da belli ki büyük bir ihmal var, kazalar engellenebilir, Başbakan'ın müşaviri yere düşmüş ve iki polisin üzerine çullandığı birini tekmeledi, Başbakan bir markette bir kişiyi tokatladı, 19. yüzyıl değil günümüz İngilteresi'yle kıyaslanınca neredeyse 20 kat daha fazla madenci ölümü yaşıyoruz. Soma’da yerel seçim zaferiyle böbürlenen Başbakan, muhalefetin ısrarlı takibine rağmen hükümet Soma konusuyla hiç ilgilenmemiş. 
Hakikatler ortada. Yalanlar ortada. Bu kadar yalan ve panikle bir memleket daha ne kadar idare edilebilir? 

Yalanlarla insanların gururlarının tokatlanması yetmedi, şimdi bizzat Başbakan tarafından fiziken tokatlama başladı. 

Yüzlerce insanın öldüğü bir kasabaya taziyeye gidip adam dövmek bu iktidara nasip oldu. 
Ne demişti Başbakan zamanında Hopa için hatırlayalım: “Hopa’ya eşkıya inmiş”. 
Gördük ki Soma’ya da eşkıya inmiş.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.