Soma'da Gül'e de protesto: Taşeron istemiyoruz

SOMA - umhurbaşkanı Abdullah Gül, maden faciasının yaşandığı Soma’da incelemelerde bulundu. Facianın yaşandığı maden bölgesine geldiği sırada bir vatandaş “Taşeron istemiyoruz” diye bağırdı. Bazı yurttaşların da "Bu kadar koruma niye? Polis değil kurtarma ekibi istiyoruz" diyerek bağırdığı duyuldu.

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül Soma'nın Eynez mevkisinde kömür madeninde yaşanan faciadan 2 gün sonra olayın yaşandığı kömür ocağını ziyaret etti. 

TBMM Başkanı Cemil Çiçek, Enerji ve Tabi kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu ve Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Ayşenur İslam'ında aralarında bulunduğu kalabalık bir ekiple birlikte maden ocağı girişine gelen Gül, kurtarma ekipleri ve madencilerden bilgi aldı. Gül, daha sonra facia sırasında madende bulunan ve hala çıkarılamayan kalabalığın yanına gelerek üzüntülerini paylaştı. Maden işçileri ve madenci yakınları ise Abdullah Gül'e beklemediği bir tepki gösterdi. Maden Ocağının bulunduğu alanda Cumhurbaşkanı'nın gelişi sebebiyle alınan yoğun güvenlik önlemlerini sert şekilde eleştiren vatandaşlar "bizim ciğerimiz yanıyor. Bize polis lazım değil, kurtarma ekibi istiyoruz." diyerek alınan tedbirlere isyan etti. Bazı maden işçileri ve yakınları taşeronluğun kölelik olduğunu belirterek "taşeron istemiyoruz" şeklinde bağırdı.

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün Soma'ya gelişi öncesinde ocağa giden yol üzerinde güvenlik önlemi alan jandarma ekipleri ve cumhurbaşkanlığı korumaları, görevliler ve basın mensupları haricinde, çalışmaları takip etmek ve yakınlarından haber almak isteyen vatandaşların bölgeye girişini yasakladı. Bu sebeple, ocak bölgesine gitmek isteyen vatandaşlarla görevliler arasında sık sık gerginlik yaşandı.

'BİR KİŞİ BİR KİŞİDİR'

İncelemelerinin ardından bir açıklama yapan Cumhurbaşkanı Gül, şunları söyledi:  

Şüphesiz ki maden ve yer altında çalışmak, yer altında alın teri olarak çalışmak kazançların belki de en kutsalıdır. Elden gelen her şey yapılıyor şu anda. Kurtarma çalışmaları kesintisiz devam ediyor. Bizlerin ziyareti veya başka incelemeler, bu çalışmalar aralıksız devam ediyor. İlk haber alındığından itibaren işin vehameti anlaşıldığı için bütün devlet seferber oldu. maalesef kaybımız büyük. 

Bir kişi bir kişidir, bir can bir kişidir. Bir kayıp o ailenin kıyameti demektir. Acı büyüktür ve acı hepimizin acısıdır. Çok büyük bir facia ile karşı karşıyayız. Hepimizin el birliği içinde olmamız gerekiyor. Millet olarak bu dayanışmayı muhakkak ki gösterecektir. Dünyanın bir çok yerinden de hep başsağlığı acılarımızı paylaşan dostlarımız var, hatta yas ilan edenler var. onlara da teşekkür ediyorum. 

Şüphesiz ki bu acılar yaşanmaması gerekir. Bu acıları nasıl gelişmiş ülkeler yaşamıyorsa artık, biz de bütün kurallarımızı tekrar gözden geçirmeli, tedbirleri almalı, bu doğrultuda Devlet denetleme kurulu olarak tavsiyelerimiz var. bu düzenlemelere ışık tutacaktır. Şüphesiz ki bu acıları bir daha çekmemek için ne gerekiyorsa bunların hepsi yapılacaktır. 

Biraz önce verilen bilgilerde gördüm ki, hem idari hem diğer soruşturmalar başlamış, titizlikle devam edecektir.

Buralardan alacağımız derslerle bir daha bu acıları yaşamak için de ne gerekirse yapılması şarttır. Devletimiz hükümetimiz bu acıları bir nebze de olsa buna merhem olmak için, ailelere yardım için ne gerekiyorsa bunu yapacaktır. Milletimizin başı sağ olsun."

Radikal