Sokağa çıkma yasağında meydana gelen zararların tazmini nasıl gerçekleşecek?

Sokağa çıkma yasağında meydana gelen zararların tazmini nasıl gerçekleşecek?

"Türkiye’de 'terörle mücadele' adı altında yıllardır silahlı operasyonlar yapılmaktadır. Doğu ve güneydoğu bölgelerinin yanı sıra Marmara, Karadeniz bölgesi ile diğer bütün bölgelerde ve hatta yurt dışında bile yüzlerce operasyon yapılmıştır."

AV. İRFAN TÜNER YAZDI:

Bu operasyonlarda maalesef şimdiye kadar binlerce insan hayatını kaybetmiş, binlercesi yaralanmış, milyarlarca dolarlık maddi zarar meydana gelmiştir. Yüzbinlerce Kürt aile 1990 dönemlerinde köyleri yakılarak göç etmek zorunda kalmıştır. Devlet zorba sopasını hiçbir zaman Kürtlerin sırtından eksik etmemiştir. Kürtler haklı mücadelelerinde her seferinde maalesef sayısız bedel ödemek zorunda kalmışlardır.
7 Haziran 2015 tarihli genel seçimlerden sonra başlayan şiddet sarmalında şimdiye kadar yine en çok zarar gören halk Kürtler olmuştur. Hakkari’de, Şırnak’ta Diyarbakır’da, Mardin’de, Tunceli’de ve daha bir çok ilde ve bu illerin ilçelerinde aylarca sokağa çıkma yasakları ilan edildi. Bu süre içerisinde, halk bodrum katlarında mahsur kalmış ve yakılarak öldürülmüş, sokak ortasında vurulan sivilleri kurtarmaya çalışan siviller de yine sokak ortasında canice katledilmiştir. Yaşlı, genç, çocuk ve sivil demeden muhalif olan, demokrasi ve barıştan yana çığlık atan her ses, ya öldürülerek kısılmış ya da sudan sebeplerle tutuklanıp cezaevlerine gönderilmiştir.

Yüksekova’da da 13 Marttan beridir devam eden sokağa çıkma yasağı hala devam etmektedir. Uzun süredir operasyonlar son bulmuş olmasına rağmen, hatta TSK yazılı açıklama yapmış olmasına valilik hala sokağa çıkma yasağını geri çekmemiştir. Operasyonların sürdüğü diğer birçok il ve ilçede olduğu gibi Yüksekova’da da insanlar hayatını kaybetmiş, binlerce ev zarar görmüş, yüz bine yakın insan evlerini terk etmek zorunda kalmıştır.

Meydana gelen zararların nasıl tazmin edileceği hususu bu durumda çok büyük bir önem arz etmektedir. Bu konuya ilişkin sorular sorarak çözüm bulmaya çalışalım.
Peki evleri, evlerin içindeki ve dışındaki eşyaları, bahçesindeki ağaçları, samanlık, ahır ve daha akla gelebilecek her türlü yapıda meydana gelen zararları kim karşılayacak ?
Öncelikli olarak meydana gelen zararları Devlet kendi bütçesinden karşılayacaktır. Bu zararlar 5233 Sayılı Terör ve Terörle Mücadeleden Doğan Zararların Tazmini Hakkındaki Kanun ve İlgili Kanunun 2004/7955 Karar Sayılı Yönetmeliği Uyarınca karşılanacaktır. Bilindiği üzere 1990 döneminde yaşanan köy boşaltmalarından doğan zararların tazmini de aynı kanun çerçevesinde yapılmıştır. Bu zararların karşılanmasında, idarenin idari sorumluluğu ve sosyal risk ilkesi uyarınca bu zararlar idare tarafından karşılanacaktır.

Hangi zararlar tazmin edilebilecek ?

5233 sayılı kanunun 7. Maddesi bu konuda bize cevap vermektedir. Ölümler, yaralanmalar; hayvanlara, ağaçlara, ürünlere ve diğer taşınır ve taşınmazlara verilen her türlü zarar ile kişilerin mal varlıklarına ulaşamamalarından dolayı meydana gelen her türlü zarar karşılanmaktadır.

Zararların karşılanması için nereye, nasıl ve ne kadar süre içerisinde başvuru yapılmalıdır ?

Zararın karşılanabilesi için Valilik bünyesinde kurulan Hasar tespit komisyonlarına başvuru yapılacaktır. Başvuru zararın öğrenilmesinden itibaren 60 gün içerisinde yapılmalı. Başvurular dilekçe ile yapılacaktır.

Başvuru yapılırken nelere dikkat edilmeli ?

Başvuru yapılırken özellikle zarar gören eşyanın veya taşınır ve taşınmazın cinsi, türü açık bir şekilde belirtilmelidir. Zarar gören taşınır eşyanın ( televizyon, halı, buzdolabı vs..) nerede bulunduğu, zarar görmeden önceki durumunun nasıl olduğu ve zararın ne derecede olduğunun belirtilmesi tespit açısından çok büyük kolaylık sağlayacaktır. Taşınmaz eşyanın da tam olarak neresinin zarar gördüğü ( çatı, duvar. garaj vs..) açıkça belirtilmelidir.

Zararın tespiti için, halk olarak neler yapabiliriz ?

Bu durumda zararın tespitinin net bir şekilde yapılabilmesi için zarar gören eşyanın veya canlının mutlaka fotoğraflarla, videolarla kaydı alınmalıdır. Zarar görmüş her eşyanın tek tek fotoğrafı çekilmelidir. Her eşyaya, eşyanın zarar görmeden önceki haline ilişkin fatura veya benzeri evrak varsa dosyaya eklenmek için saklanmalıdır. Eşyanın önceden çekilmiş fotoğrafı veya video kaydı varsa dosyaya eklenmek için saklanmalıdır. Başvuru yapılırken bu evraklar mutlaka dilekçeye eklenmelidir. Ayrıca zarar gören yerin komisyon ve uzman bilirkişilerce yapılacak keşif tarihine kadar dokunulmaması, keşif yapacak uzman ve komisyon heyeti üyeleri için önem arz etmektedir.

Zararların tazmini için bir avukattan yardım alınması mutlaka yararlı olacaktır. Ayrıca vekil ile başvuru yapma zorunluluğu olmadığı da unutulmamalıdır.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.