Roboski'de cezasızlığın dört yılı

Roboski'de cezasızlığın dört yılı

Uludere ilçesinin Roboski ve Bujeh köylerinden 28'i aynı aileden 34 kişi savaş uçaklarıyla bombalanarak öldürüldü. Bugün katliamın dördüncü yılı, sorumlular halen ortaya çıkarılmadı, dava açılmadı.

Şırnak'ın Uludere ilçesindeki Ortasu/Roboski ve Gülyazı/Bujeh köylerinden 28'i aynı aileden 34 kişi savaş uçaklarının bombardımanıyla öldürüldü. Yakınları cenazeleri kendi imkanları ile bir araya getirdi, battaniyelere sardı, katırlar üzerinde köylerine taşıdı.

28 Aralık 2011’deki olayın üzerinden dört yıl geçti, dava açılmaması bir yana sorumlular bile tespit edilmedi.

Yakınlarını kaybedenlerin avukatlığını üstlenen Diyarbakır Barosu Başkanı Tahir Elçi de bir ay önce, 28 Kasım’da öldürüldü.

Genelkurmay Askeri Savcılığı’nın takipsizlik kararı verdiği Roboski katliamı, Anayasa Mahkemesi’nde.

Peki son dört yılda ne oldu, Anayasa Mahkemesine nasıl gelindi?

Ertesi sabah: “Parçalanmış cesetler var”

Türk Silahlı Kuvvetleri'ne (TSK) bağlı savaş uçakları, Ortasu Köyü'nün sınır bölgesini bombardımana tuttu. 28 Aralık 2011’de akşam 23:00 civarında meydana gelen olay, ertesi sabah duyuldu.

bianet'e konuşan Uludere Belediye Başkanı Fehmi Yaman olay yerini anlattı:

"Köylüler Irak'tan malzeme alıp geri geliyorlarmış. Dönerlerken önleri tutulmuş, köye gitmelerine izin vermemişler. Onlar geri dönüş yolundayken uçak bombalamış. Kurtulan bir kişi var. Parçalanmış cesetler var. Bulunmayan parçalar var, cesetlerin çoğu yanmış. Patlama sırasında kaya altında kalan cesetler var. Olay yerindeki cesetler insan gücüyle çıkartılamıyor. Şu an dozerler, kepçeler getiriliyor, kayaları kaldıracaklar."

Medya Genelkurmay’ı bekledi

Bombardıman öğle saatlerinde Genelkurmay Başkanlığı'nın resmi internet sitesinden doğrulanana dek anaakım medya haberi vermedi.

Sevda Alankuş durumu bianet’e yorumladı: “Sivil otoritenin haber alma özgürlüğünü engellediği bir durumla karşı karşıyayız.”

Başbakan Erdoğan'dan askere teşekkür

Dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan olayla ilgili ilk açıklamasında, "Genelkurmay Başkanı ve komuta kademesine bu konudaki hassasiyeti nedeniyle medyaya rağmen teşekkür ediyorum" dedi.

AKP Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik de "Uludere bir operasyon kazasıdır" dedi.

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç da üç ay sonraki açıklamasında "Uludere'de kasıt yok" iddiasını sürdürdü.

Asker sınır ticaretinden haberdardı

30 Aralık’ta İnsan Hakları Derneği (İHD) ile İnsan Hakları ve Mazlumlar için Dayanışma Derneği (MAZLUMDER) ortak heyeti köylere ulaştı.

Köylülerin sınır ticareti yaptığından askerlerin haberdar olduğunu açıkladılar:

“Hayatlarını kaybedenler mazot ve gıda maddeleri üzerinden sınır ticaretiyle uğraşıyordu. Sınır ticareti yıllardır Karakolun bilgisi dahilinde yapılıyor. Özellikle son bir ayda karakol sınır ticaretine kolaylık ve müsamaha tanıyordu.”

Bombardımanın gerçekleştiği bölgede inceleme yapan insan hakları örgütlerinin bir hafta yazdığı raporda da olaydan sonra hiçbir resmi kurumun yaralıları ve cenazeleri almak için harekete geçmediği, bu gecikmenin bazı yaralıların kan kaybından veya donarak ölmelerine yol açtığı yer aldı.

Bombardımana değil sınır ticaretine soruşturma

Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığınca soruşturma başlatıldı.

Şırnak Valisi Vahdettin Özkan, Gülyazı Alay Komutan Vekili Albay Hüseyin Onur Güney'in görevden alınması için İçişleri Bakanlığı'na başvurdu. 8 Ocak 2012’de Albay Güney açığa alındı.

Soruşturma kapsamında, 17 muvazzaf askere ise “sınır ticaretine göz yumdukları” gerekçesiyle görevi ihmalden soruşturma açıldı.

2 Ocak 2012’de Uludere Kaymakamı Yavuz, hayatını kaybedenlerin ailelerine taziye ziyaretinde bulunduğu sırada saldırıya uğradı. Beş gün sonra Yavuz'a saldırdıkları iddiasıyla gözaltına alınan yedi kişiden beşi çıkarıldıkları mahkeme tarafından "Kasten insan öldürmeye teşebbüs" iddiasıyla tutuklandı.

Meclis komisyonu: Göz göre göre ölmüşler

Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu'nda Uludere Alt Komisyonu kuruldu, ilk toplantılarını 12 Ocak’ta yaptılar. 16 Şubat’ta da heron görüntülerini izlediler.

Görüntülerle ilgili konuşan CHP Sivas Milletvekili Malik Ecder Özdemir, "Dehşete düşerek izledik. Çünkü olayın başından sonuna kadar her karesi, bu insanların kaçakçı olduklarını gösteriyor. Yanlarında katırlarla çıplak gözle görünüyor" dedi.

Milli Savunma Bakanlığı komisyona sunduğu raporda, Diyarbakır Özel Yetkili Savcılığın ve Uludere Sulh Ceza Mahkemesi'nce konulan gizlilik kararını gerekçe göstererek sorulara yanıt vermedi.

Meclis Uludere Alt Komisyon Başkanı AKP Ordu Milletvekili İhsan Şener, 34 kişinin ölümüyle sonuçlanan olayda Genelkurmay'ın talimat vermiş olabileceğini açıkladı.

Alt komisyon raporu bir yıl sonra, 27 Mart 2013’te onaylandı. Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkçü’nün Meclis’teki basın toplantısında konuşan Roboskili Mercan Encü, alt komisyonun raporunu kabul etmediklerini söyledi, “Rapor çöpe atılacak bir rapordur. Raporda hiçbir şey yok. Olayı aydınlatmıyor, failler yok" dedi.

BDP Milletvekili Kürkçü de Uludere Alt Komisyonu'nun raporuna koyduğu muhalefet şerhinde, raporun soruları cevapsız bıraktığını açıkladı.

Savcılık dosyayı Genelkurmaya gönderdi

Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı, Roboski katliamıyla ilgili soruşturma dosyası hakkında 12 Haziran 2013’te görevsizlik kararı verdi ve dosyayı Genelkurmay Askeri Savcılığı’na gönderdi.

Savcı dosya kapsamında 1,5 yıldır sadece Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) ve Genelkurmay Başkanlığı başta olmak üzere kurumlara yazı yazarak belge istedi.

İtiraz: İhmal veya taksir değil

Tahir Elçi’nin de aralarında bulunduğu Roboskili ailelerin avukatları, görevsizlik kararına ve dosyanın askeri savcılığa yollanmasına itiraz etti.

İtiraz dilekçesinde, “ihmal veya taksirle değil de, öldürülen sivillerin 'kasıtlı' biçimde savaş uçakları tarafından bombalandığı” ifade edildi.

“Ölenlerin, sadece o akşam değil on yıllardır bölgede başka bir geçim kaynakları olmadığı için, sınır ticareti yapan köylüler olduğu herkes tarafından bilinmektedir.”

İHA’yı kullanan Yüzbaşı konuştu

2. İnsansız Hava Aracı (İHA) Filo Komutanlığı’nda “uçucu” olarak görev yapan ve olay günü İHA’yı kontrol eden Yüzbaşı Duran İspir baştan itibaren görüntülerdeki kişilerin “kaçakçı olduğunu değerlendirdiğini” söyledi.

İspir, 27 Kasım 2013’te askeri savcılığa verdiği ifadede, görüntülerdeki kişilerin yol boyunca İHA alçak irtifada uçtuğundan sesini duymuş olmaları gerekirken düzenlerinde bir değişiklik olmadığını belirtti.

“Bu durum klasik terörist harekât tarzıyla uyuşmuyordu. Teröristler İHA sesi duyduklarında ya hareket etmeden beklerler ya da ısılarının algılanmasını engelleyecek yerlere saklanırlar.”

Yaklaşan gruba top atışı yapılmasına da “geçmişteki tecrübelerime binaen güvenilir olmadığı, kötü sonuçlar doğurabileceği” gerekçesiyle karşı çıktığını ve bunu Filo Komutanı Binbaşı Şahin’le de paylaştığını söyleyen İspir, “Nihayetinde bizden grubun lazerle işaretlenmesini istendi. İşaretlemeyi yaptım. Uçaklar taarruzlarını gerçekleştirdiler” dedi.

Ve takipsizlik…

Roboski katliamını soruşturan Genelkurmay Askeri Savcılığı, “kovuşturmaya (davaya) yer yok” kararı verdi.

Kararın gerekçesi şöyle açıklandı:

“TSK personelinin bahsi geçen TBMM ve Bakanlar Kurulu kararları çerçevesinde kanunun emrini icra kapsamında kendilerine verilen görev gereklerini yerine getirdiklerini, görevi yerine getirirken kaçınılmaz hataya düştükleri dolayısıyla eylemleri hakkında kamu davası açılmasını gerektiren sebep bulunmadığı anlaşıldığından…”

Takipsizliğe itiraz reddedildi

Roboskili ailelerin avukatı Tahir Elçi bianet’e yaptığı açıklamada, “böyle bir kararın hukuka aykırı ve kabul edilemez olduğunu” söyledi.

“Böyle bir karar bizim için sürpriz olmaz. Olayda sorumluluğu bulunan kurumun bünyesinde yer alan askeri savcılık tarafından, soruşturmanın objektif tarafsız ve adil yürütülemeyeceğini söylemiştik.”

Mağdurların ailelerinin karara itirazı da reddedildi.

Roboskili aileler 18 Temmuz 2014’te Anayasa Mahkemesi’ne başvuru yaptı.

Genelkurmay Başkanına da Takipsizlik

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, Genelkurmay Başkanı Necdet Özel ile ilgili Roboski katliamı soruşturmasında da "kovuşturmaya yer olmadığına" karar verdi.

Özel hakkında “adli yargılamayı etkileme" ve "soruşturmanın gizliliğini ihlalden” suç duyurusu yapılmıştı.

Katliam Anayasa Mahkemesine taşındı

Yüzlerce avukat 18 Temmuz 2014’te Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) bireysel başvuru yaptı.

Başvurucular Anayasa Mahkemesi’nden Anayasanın “Kişinin Dokunulmazlığı, Maddî ve Manevi Varlığı” başlıklı 17. maddesinin üç fıkrasının ihlal edildiğine karar verilmesini talep etti.

Ayrıca en üst düzey yetkililerin başvuruculardan resmi özür dilemesi, takipsizlik ve takipsizliğe itirazın reddi kararının kaldırılması, öldürme olayı nedeniyle sorumluluğu doğabilecek Bakanlar Kurulu’nun, tüm askeri ve mülki yetkililerin yargılanmasının sağlanması için dosyanın ilgili mahkemeye gönderilmesi talep edildi.

Bakanlık: Roboski “Kaçınılmaz Hata”

Adalet Bakanlığı, Rorobski katliamıyla ilgili Anayasa Mahkemesi’ne yapılan başvuru kapsamında görüşlerini sundu.

Görüşte, “Bakanlığımız olayın meydana gelmesinde etkili olan ‘kaçınılmaz hata’nın tespitinin yapıldığını belirtmek ister” ifadesi yer aldı.

Sadece Ferhat Encü’ye dava açıldı

Roboski katliamında 11 yakınını kaybeden Ferhat Encü’ye, jandarmaya hakaret ettiği gerekçesiyle dört yıla varan hapis istemiyle dava açıldı.

Aynı dosyadan altı kez gözaltına alınıp "yanlışlıkla oldu" diyerek bırakılan Encü'nün açtığı tazminat davası da, "hakkınızda soruşturma varmış" denilerek reddedildi.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.