KESK: Kaza değil, açık bir cinayet!

KADİR KAYA / YÜKSEKOVA HABER

HAKKARİ - Manisa’nın Soma İlçesi linyit kömürü üretimi yapan Soma Holding’e bağlı Soma Kömür A.Ş’ye ait bir ocakta meydana gelen trafosu patlaması sonucunda şuana kadar 200’ü aşkın işçi hayatını kaybetti, 100’ü aşkın işçi de yaralandı.

KESK Hakkari Şubeler Platformu yaşanan facia ile ilgili olarak Hakkari Belediyesi önünde bir basın açıklaması düzenledi. Açıklamaya BDP Hakkari İl Eş Başkanı Avukat Mustafa Mireaz Çallı, Hakkari Belediye Eş Başkanları Dilek Hatipoğlu ve Nurullah Çiftçi, kentteki sivil toplu örgütü yöneticileri, sendika üyeleri ve çok sayıda vatandaş katıldı. 

Açıklamayı yapan KESK Hakkari Şubeler Platformu Dönem Sözcüsü Süleyman Aşkan, Soma’da yüzlerce işçinin canına mal olan facianın bir kaza değil, yeterli iş güvenliği tedbiri alınmadığı için göz göre göre gelen bir iş cinayeti olduğunu söyledi. 

12 yıllık AKP iktidarı döneminde iş cinayetlerinde 12 bini aşkın işçi yaşamını yitirdiğine dikkat çeken Aşkan, "Soma’da yaşanan katliam, bugüne kadar yaşanan iş cinayetlerinin en son ve en acı halkası olmuştur. Türkiye’de her yıl maden ocaklarında onlarca işçi iş cinayetine kurban gitmesine rağmen bugüne kadar yaşanan ölümler karşısında hiçbir önlem alınmamış, göstermelik denetimler yapılmış, madenlerdeki çalışma koşulları ile ilgili en temel sorunlar göz ardı edilerek, katliam gibi cinayete resmen davetiye çıkarılmıştır. Soma’da yaşanan iş cinayetinin temel nedeni, yıllardır bütün itirazlara rağmen ısrarla hayata geçirilen özelleştirme ve taşeron çalıştırma sisteminin resmi devlet politikası haline getirilmesidir. Bugüne kadar yaşanan işçi cinayetlerinde olduğu gibi, son olarak Soma’da meydana gelen katliamın sorumlusu güvencesiz çalıştırmayı yaygınlaştıran, işçi sağlığı ve iş güvenliği tedbirleri almayı maliyet unsuru olarak gören patronlar ve AKP Hükümetidir" dedi. 

29 Nisan’da üç muhalefet partisisnin Soma’daki maden ocaklarının araştırılması için verdiği ortak önergenin AKP tarafından reddedildiğine dikkat çeken Aşkan, "AKP hükümetinin 2012’de çıkardığı İş Sağlığı ve Güvenliği Yasası’nın kâğıt üzerinde kaldığı, gerekli denetimlerin yapılmadığı, üstelik bu denetimleri yapması gereken hükümetin, madenlerin denetlenmesi ile ilgili önergelerini reddettiği düşünüldüğünde, Soma’da yaşanan cinayetin asıl failinin kim olduğu daha iyi anlaşılmaktadır. Maden işçileri her yıl bir avuç kömür için bir ömür verirken, yaşanan cinayetleri “kader”, ya da “takdir-i ilahi” olarak açıklayıp, ölenlerin ailelerine sadece “rahmet” dilemek, özelleştirme ve taşeronlaştırma uygulamalarında ısrarcı olmak yeni iş cinayetlerinin, yeni katliamların yaşanmasına davetiye çıkarmak anlamına gelmektedir" ifadelerini kullandı. 

"Soma’daki katliamın sorumlularını biliyoruz" diyen Aşkan şöyle devam etti: 

"İşçi sağlığı ve güvenliğinin tamamen bir maliyet unsuru olarak görüldüğü ve maksimum kârı elde etmek için en acımasız üretim süreçlerinde çalışmak zorunda bırakılan Soma’daki yüzlerce işçi kardeşimiz başından beri ölüme terk edilmişlerdir.

Özelleştirme, taşeronlaştırma politikalarını sürdürenler, maliyet düşürmek için işçilerin hayatına kast edenler, onlara cesaret verenler, daha önceki madenci katliamlarını sözleriyle ve icraatlarıyla aklayanlar, iş güvenliği yasasıyla işyerlerindeki denetimleri bile özelleştirenler Soma katliamının failidir ve hesap vermelidir.

KESK Soma’da yaşanan iş cinayetinde yaşamını yitiren işçi kardeşlerimizin ailelerine başsağlığı diliyor, göz göre göre yaşanan bu katliamın bütün sorumlularının hesap vermesini talep ediyoruz. DİSK-KESK-TMMOB ve TTB olarak tüm işçi sınıfını, emekçileri ve emek dostlarını, Soma’daki işçi kardeşlerimiz için ayağa kalkmaya çağırıyoruz.”