Fırat Anlı: Polis aileleri kışkırtıyor

Fırat Anlı: Polis aileleri kışkırtıyor

Amed İmar ve Şehircilik Forumu’nda konuşan Büyükşehir Belediyesi Eşbaşkanı Fırat Anlı, “Barınma hakkı olmayan, neredeyse insanların naylon çadırda yaşadığı bir şehirden, bugünün Diyarbakırını yaratmak gerçekten başarıdır." dedi.

YÜKSEKOVA HABER

DİYARBAKIR - Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi’nin düzenlediği Amed İmar ve Şehircilik Forumu’nda, yeni bir anlayışla stratejik planlama yapılması gerektiği vurgulandı. Bugüne kadar hazırlanan projelere sahip çıkılması gerektiği vurgusunun ön plana çıktığı forumda, planların Planların sadece teknik değil sosyal yapıyı da barındırması gerektiği ifade edildi. Stratejik planda tarihi dokunun kent için önemli olduğu vurgusunun yapılması gerektiği diğer bir vurguydu.

frt.jpg

Foruma çok sayıda STK temsilcisi, şehir plancısı, mimar, müteahhit, öğrenci ve kent sakini katılarak sorunları paylaştı, diğer yandan öneriler sundu. Forumun açış konuşmasını yapan Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Eş Başkanı Fırat Anlı salona seslenerek, “Diyarbakır bir başarı öyküsüdür, buna hepinizin katkısı olduğu için söylüyorum. 2000’lere kadar olan süreci göz önüne getirdiğinizde büyük bir başarıdır” dedi. Anlı şöyle devam etti: “Barınma hakkı olmayan, neredeyse insanların naylon çadırda yaşadığı bir şehirden, 6-7 ailenin Hani’nin, Kulp’un köylerinden zorunlu göç sebebiyle gelip kendilerini sadece biraz soğuktan, biraz sıcaktan koruyacak yer aradığı bir şehirden, bugünün Diyarbakırını yaratmak gerçekten başarıdır.”

Stad yerine AVM’ye izin yok

Surlar’ın dünya mirası listesine girmesi için yapılan çalışmaların haziran ayında tamamlanacağını açıklayan Anlı, bu çalışmanın kentin tanıtımı ve geleceği açısından çok önemli olduğunu söyledi. Dicle Vadisi’nde ağırlıklı olarak park alanlarının yapılması gerektiğini sözlerine ekleyen Anlı, stad yerine AVM yapılması çalışmalarını durdurmak için yargı sürecini başlattıklarını, inşaatın başlatılmasına izin vermeyeceklerini söyledi.

Polis aileleri kışkırtıyor

Anlı, ailelerin büyükşehir belediyesi önünde 15 gündür oturma eylemi yaptıklarına da değinerek, “Biz defalarca görüşmemizi yaptık. Sunabileceğimiz katkının ne olduğunu belirttik. Yani geçen cumartesi sabahından bu yana farklı bir durumla karşı karşıyayız. İçinde mutlaka evlat acısı taşıyan insanlar var. Ama bir o kadar da artık bunu siyasi bir malzeme yapmak isteyenler de var. Polis ilk günden beri bu eylemi kışkırtıyor. Bizzat ailelerin beyanı üzerinden de söylüyorum” dedi.

Bomba da düşse bu forum yapılacak

Lice’de inşa edilen kalekol ve protestolarını da ele alan Anlı, “Her gün ciddi bir durumla karşı karşıyayız. Bugün sabah itibariyle artık gerçek mermi kullanılıyor bilgisi gelmeye başladı” diye konuştu. Sürekli olarak belediyelerin siyaset yapmaması yönünde telkinlerin olduğunu da hatırlatan Anlı şöyle konuştu: “Israrlı bir biçimde bazı tartışmalar öne çıkarılmaya çalışılıyor. Ben tekrardan söylüyorum başımıza bomba da düşse biz bu forumları yapacağız. Ama bu kentte artık başka gündemleri birileri bizim önümüze getirip bizim gündemlerimizi belirleyemez. Bu toplantı da son derece önemli bir toplantıdır.”

Anlı’nın konuşmasının ardından moderatörlüğünü İMO MYK üyesi inşaat mühendisi Tansel Önal’ın yaptığı Amed İmar ve Şehircilik Forumu’na geçildi. 2000’li yıllardan itibaren kentin yaşadığı göç sonucu çarpık kentleşmenin önüne geçilmeye çalışıldığını ifade eden Önal, bu yıllardan itibaren kendi kendini eleştiren, kendi kendini yönetmeye çalışan bir kent ve yönetim anlayışının oluşmaya başladığını söyledi. Bu süreç içerisinde İmar Master Planı’nın oluşturulduğunu ifade eden Önal, bu çalışma Türkiye’nin plancılık anlayışının önünde bir plancılık anlayışıdır dedi.

Alternatif şehir projeleri geliştirelim

DTSO Meclis Başkanı Celalettin Birtane ise, müteahhitler olarak özeleştiri vermeleri gerektiğini belirterek, “Biz müteahhitler çok büyük sıkıntılar yaşıyoruz. Tüketiciye faydası olmayan çok ciddi bir rekabet içine girdik. Bu rekabet nedeniyle pek çok yanlış yaptık. Biz müteahhitler kendi birliğimizi güçlendiremedik. Diğer yandan yaptığımız yüksek katlar komşuluk ilişkilerini bozdu, arazinin organik yapısını bozdu” dedi. Birtane müteahhitler olarak şu önerileri sundu: “ Yerel yönetimlerimiz şehrin imarında ve konut üretiminde mutlak surette müteahhitler ile birlikte karar almalı. Alternatif şehir projeleri geliştirelim. Dar gelirli insanlara konut üretilmesi için çalışma yapalım. Kentsel dönüşümü ne kadar hızlı yapabilirsek belki arsa spekülatörlüğünü aşağı çekebiliriz.”

Meydanlar yapılmalı

Kentsel dönüşüm projesi ile ilgili çalışma yürüten Serdar Ay ise “Kentsel dönüşümün bu kente fayda getireceğine inananlardan biriyim. Türkiye’de TOKİ kentsel dönüşüm projeleri yapmadan biz Aziziye’de kentsel dönüşüm projesini başlattık. Buna yerinde dönüşüm demek daha doğru olur. Bu sağlıklı bir çalışmaydı. Halk, belediyeler ve müteahhit üçlüsü daha modern bir yapılaşma geliştirebilirler. Bu konuda Aziziye’yi bir örnek olarak gösterebiliriz” dedi.

DTSO’da Cabbar Leygara ise, kent meydanlarının yok olmaya başladığını söyleyerek, “Eğer biz demokratik bir toplum yaratmak istiyorsak meydanlar ve bulvarlar yapmak zorundayız” dedi. “Bugün birçok mücadele meydanlarda veriliyor” diyen Leygara,  “Her mahallede bir meydan yapılması sosyal dokuyu bir araya getirecektir” diye konuştu. Leygara, “Bugün ismi kendi ülkesinin ismini geçen birçok kent var: Londra, Tokyo, Sidney. Ortadoğu’da Kudüs, Beyrut. Amed de böyle bir kenttir” dedi.

Hazine arazileri belediyelere devredilmeli

İMO Başkanı Turan Kapan da Türkiye’de yapı denetiminin sorunlu olduğunu söyledi. “2000 yılından başlamak üzere yapı denetimi kısmen de olsa Diyarbakır’da başarılı olmuştur” diyen Kapan, özellikle Bağlar bölgesinin deprem açısından ciddi risk teşkil ettiğini söyledi. TOKİ konutlarının durdurulması gerektiğini ifade eden Kapan, “Hazine arazileri belediyeye devredilmelidir. Ancak tek başına belediyelerin insafına da bırakılmamalıdır. Çok başlı bir planlama süreci var. Bundan sonraki süreci birlikte, planlama yetkisi tamamen yerel yönetimlere verilmelidir” dedi.

Kaçak yapılaşma var, gecekondulaşma değil

Öğretmen Şeyhmus Güneş ise “sosyal belediyeciliği nasıl yapabiliriz” diye sorarak, “Bir yandan 350 milyar liraya satılan binalar var, bir yandan da akşam ne yemek yiyeceğini düşünen insanlar. Bütün binalarda asansör sorunu var” dedi. Mimarlar Odası Başkanı Merthan Anık ise kaçak yapılaşmaya dikkat çekerek, “Seçim öncesi yaptığımız toplantıda demiştik ki bu kentte onlarca kaçak yapı yapılıyor. Can ve mal güvenliği açısından çok tehlikeli. Diyarbakır’daki kaçak yapılaşma bir gecekondulaşma sorunu değil artık. Barınma sorununu çoktan aşmış bir meseledir” dedi.

Dicle Nehri ve çevresi rezerv alanı ilan edilmeli

Mesut Çelik ise, Büyükşehir Belediyesi meclisinin bir yasama organına dönüşmesi gerektiğini söyledi.  Fırat Aktan ise “Kayapınar 300 bin nüfusa sahip ama 3 mahallesi var. Peyas Mahallesi 200 bin nüfusla herhalde bir ilçe olma özelliğine sahip. Yenişehir 180 bin nüfuslu. Benim muhtarım beni tanımıyor sadece imza atmak için orada” dedi. Kültür Bakanlığından Mehmet Kayaner de iki yıldır Diyarbakır’da yaşadığını söyledi. Parkların kafeterya sahipleri için rant alanına dönüştüğünü belirten Kayaner, “Tabela düzenlemesi yapılması gerekiyor. Üst geçit tasarımlarımızda eksiklik olmakla birlikte, kullanışlı hale gelmesi gerektiğine inanıyorum” dedi. Ziraat Mühendisleri Odası’ndan Jêhat Şengal de “Sırtımızı Dicle Nehri’ne dönmüşüz” diyerek nehir ve çevresinin rezerv alanı ilan edilmesi gerektiğini söyledi. 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum