Demirtaş, AP’de konuştu: Türkiye’nin politik değişime ihtiyacı var

Demirtaş, AP’de konuştu: Türkiye’nin politik değişime ihtiyacı var

HDP'li Demirtaş, AP'de yaptığı konuşmada bölgede yaşanan çatışmalara dikkat çekerek, Türkiye’nin artık mevcut durumu karşılayabilecek, anlayabilecek ve buna uygun bir politika değişimi geliştirebilecek anlayışa ihtiyacı olduğunu söyledi.

Belçika’nın başkenti Brüksel’deki Avrupa Parlamentosu’nda (AP) başlayan ve yarın akşam sona erecek olan 12’nci Uluslararası Kürt Konferansı’nın ikinci oturumu “Türkiye’de Modelden Soruna” başlığıyla gerçekleşti.

Burada konuşan Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Türkiye’de yakın tarihin ‘en karanlık siyasi atmosferi’nin yaşandığını söyledi.

Türkiye’nin PYD’ye gösterdiği tepkiyi ve Cenevre’ye katılmasını engelleme çabalarını “akıl tutulması” olarak niteleyen Demirtaş, sokağa çıkma yasağının sürdüğü Cizre’de yaşanan duruma da dikkati çekti.

haberingoruntuleri.gif
Demirtaş, “Oysa biz AB’ye üyelik sürecini yaşayan bir Türkiye’den bahsediyoruz. Bu aynı zamanda AB’nin kriterlerinden bahsediyoruz. Bu kriterler AB’nin değil, insanlığın kriterleri, insanlığın ortak yarattığı değerlerin kriterleridir,” diye konuştu.

Demitaş'ın açıklamaları şöyle:

“Kürtler, kendi Kürt sorununu çözdü”

“Skyes-Picot’un 100’üncü yılı dolmak üzere. 100 yıl boyunca dünya, bölge değişti, demokrasi, devlet yönetim biçimleri değişti, Kürtler değişti, bölgedeki aktörler değişti, ekonomik modeller, ticaret anlayışı değişti. Birçok alanda değişim yaşandı. Dünya bu kadar değişirken, Türkiye değişmedi. Bölgedeki dengeler alt üst olurken, 100 yıl önceki statüler yıkılırken, Türkiye buna hazırlık yapamadığı için, düşünsel anlamda, ideolojik anlamda, yönetim modeli, dış politika anlamında hazırlık yapamadığı için kriz Türkiye’nin krizi haline geldi. Çünkü Kürtler artık bu sorunu aştılar. 21. yüzyıla uyarlanabilecek değişimi yakalayabilecek bir anlayışa geldi. Kürtler, kendi Kürt sorununu çözdüler.

“Türkiye, dünyadaki değişimin dışında kalmamalı”

“Şimdi aslında ne Türk halkını, ne Türkiye’de yaşayan diğer kültürleri, kimlikleri, inançları tehdit etmeyen, onları yok saymayan bir Kürt siyasi perspektifi oluştu. Kürtler, Türkleri düşman olarak görmüyor, Türklük için Kürtler bir tehdit değil, laiklik için bir tehdit değil, İslam için de bir tehdit değil. Başka din ve inançlar için de tehdit değil. Peki, neden Türkler Kürtleri tehdit olarak görüyor, çünkü statükocu bir zihniyete sahipler. Ana muhalefetin, yönetim kadrosunun kendisini gözden geçirmesi lazım. Dünya değişiyor ve Türkiye bunun dışında kaldıkça fatura daha ağır oluyor. Bütün halklar daha ağır bedeller ödüyor.

“Ben Cumhurbaşkanının kişisel psikolojik durumunun da az önce saydığım gerekçelere dahil edilmesi taraftarıyım. Kürtlere karşı güvensizlik durumu yaşıyor. Yakın zamana kadar, birkaç yıl öncesine kadar yakın koruma müdürleri ve koruma ekibi dahil olmak üzere, etrafındaki danışman ekibi, bürokratlar dahil olmak üzere, hepsi ile bir güven krizi ve bunalımı yaşadı. Tamamını paralel bir devlet olduğunu çepe çevre saran bir yapılanma olduğunu söyledi. Oysa yıllardır kendisini fiziki, düşünsel olarak koruyan, destek veren grup Gülen cemaatidir.”

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.