Bu bir hak arayışıdır matmazel

ÖZCAN KIRBIYIK

Lice’de ve başka birçok şehirde, son günlerde artan kalekol protestolarını dikkatle takip eden ve Gezi Direnişi deneyiminden geçmiş yeni kuşak bireyler için resmi ideolojinin kendilerini nasıl kazıkladığını öğrenmeleri açısından büyük bir fırsat.

Gezi’deki polis teröründen,anaakım medyanın penguen yayınlarına,başbakanın aşağılayıcı üslubundan, her cinsiyetten ve yaştan insanın şehrine, doğasına, özüne  sahip çıkmak için verdiği direnişe kadar görmek mümkün.

***

Sıcacık evindesin, elinde çay fincanın, hatta belki de romantik bir yağmur bile çiseliyordur dışarda. Haber bültenlerini izliyor, anaakım medya spikerlerinin (Diyarbakır- Bingöl arasındaki karayolu dışında deniz yolu varmış edasıyla) “ KARAYOLU” kısmının üstüne basa basa “Terörist yandaşları Lice’de, Diyarbakır-Bingol KARAYOLUNU trafiğe kapattı!” dediklerini duyuyor  ve alıyor seni bir endişe..

***

Sonra alıyorsun eline telefonunu,bilgiyasarını facebook’ta,twitter’da ‘milli birlik ve beraberlik şuuruyla’ vatanın bölünmez bütünlüğü için durumunu güncelleyip, politik analizler yapıyor “Ah bir elime geçseler neler  yapmazdım onlara...” diyorsun. İcabında  Mustafa Kemal, asker, Osmanlı padişahları  vb. fotoğraflar paylaşıyor hatta daha fazla beğeni almak ve daha çok kişi görsün  diye arkadaş listenin tamamını o fotoğrafta etiketliyorsun.Yine sanal ortamda senin fikrinin  benzeri şeyler düşünmeyen  birilerini buluyor,onlarla  münakaşaya giriyor, karşılıklı küfürlerle  anı geçiriyor ve bir nebze de olsa enerjini boşaltıyorsun.

Doğrusu şu ki; seni kandırdılar kardeşim!

Hem de hergün,hatta şuan bile..

Yalan yanlış resmi bir tarihle kandırdılar seni,

İç düşman ve dış düşman korkularıyla kandırdılar seni,

Daha sen çocukken sana Ankara’da bir dayın olmadan  hiçbir şey yapamayacağını öğrettiler.Bu yüzden  senin gibi düşünmeyen herhangi  bir kesimin  itiraz sesini duyduğunda, “İsrail uşağı,ABD piyonu,AB oyunu” deyip bir kenara atmanı sağladılar.

Sonra her seçim öncesi ülke yöneticiliğine aday kimseler, ABD’ye icazet ziyaretleri yapıyor, Emperyalizmin anakarargahı NATO’ya üye olup,AB’ye de üye olmak için bin takla atıyorken  gayet normalmış  gibi gözünün içine sokuyorlar bütün bunların hepsini.

***

Medyayla kandırdılar seni!

Alevilerin,Ermenilerin,Süryanilerin,Kürtlerin,LGBTİ’lerin  ve diğer ötekilerin  başınagelenleri sadece resmi ideolojinin işine geldiği kadar gösterdiler sana.

Sevgili Emrah Serbes’in bir deyişiyle  biraz oynayarak anlatmak gerekirse:

Televizyonun,

diktatör dediğine diktatör, terörist dediğine terörist, hain dediğine hain, şehit dediğine şehit, şerefsiz dediğine şerefsiz, kahraman dediğine kahraman diyen uydu alıcıları yaptılar sizi
Gerçekleri hiç okutmadılar,
Sorgulatmadılar,
Araştırtmadılar
İnceletmediler!..
Sadece kumandanın tuşuna basıp ezberlemeyi hak gördüler size!
Televizyonda yemek yiyenlerin görüntüleriyle beslenip, öpüşenlerin sevdasıyla tatmin olup, askere gidenlerin kanlı elbisesiyle cesur olmayı öğrettiler..
Ülkenin  öbür ucundan hiç tanımadığınız birini alçak, yine ülkenin  öbür ucundan hiç tanımadığınız birini kahraman bellettiler size.

Yalnız dikkat edin elektirikler gitmesin!

***

Bin yıllardır atalarının beraber yaşadığı farklı halkların çocuklarıyla aynı sınıfta okudun, ama hepsinin  de birer tarihi,dili,kültürü,inancı olduğunu senden gizlediler,önüne gelen hiçbir ders kitabına onlara dair tek bir bilgi iliştirmediler.

***

İnsanın, ‘tanımadığı şeyleri yok etme’ gibi aşağılık bir güdüsü vardır.Bu aşağılık güdü ‘tanınmadığı için yok eden’ karşıt başka  bir güdüyü doğurmuştur .