Brader Musiki ile söyleşi

Brader Musiki ile söyleşi

Brader, sorularımıza içtenlikle cevap verirken; “1 Eylül’de Amed’de, halkımla birlikte olmak istiyorum” diyerek özlemini dile getiriyor…

ERKAN ÇAPRAZ / YÜKSEKOVA HABER

Yüksekova Haber Gazetesi ünlü Kürt sanatçılarıyla "Kürt Müziği ve Barış" adı altında düzenleyeceği söyleşi dizisinin ilkini Brader ile yaptı.

Yüksekova Haber Gazetesi olarak, müzik çalışmalarına devam ettiği Hollanda’dan kendisine ulaştığımız Brader, sorularımıza içtenlikle cevap verirken; “1 Eylül’de Amed’de, halkımla birlikte olmak istiyorum” diyerek özlemini dile getiriyor…

Müziğin ana yurdu acıdır desek, acının dili nedir sizce? Ve türkülere nasıl taşınmalıdır?

Bence müziğin değil, şiirin ana yurdu acıdır dense daha doğru olur kanısındayım. Hiç bir şiir eşliğinde göbek atılamaz, ama herhangi bir müzik eşliğinde göbek atılabilinir, dans ve halay çekilebilinir. Ama müzik ve şiirin birbirinden ayrılmaz bir bütün olduğunu kabul edersek, müziğin büyük bölümü acıları dile getirir.

Yani müziğin ana yurdu acıdır desek dahi, acının dili şiir'dir diyorum.

Ve şiirdeki melodiyi yakaladığın an Türkülere, Kürdilere taşımayı basarmışsın demektir.

Kahramanlara ve kahramanlıklara adanan müziğin damak tadı farklıdır. Bu farkı müzik otoriteleri nasıl adlandırır? Sizce müziğe geçmek, tarihe geçmek midir?

Bu tür müzikler destan türünde başlamış tarih boyunca. Kürtler yüzyıllarca dengbejlik geleneği ile yapmışlar. Dünya birçok kahramanı tarihin zekâsından ziyade, destanlarda tanımıştır. Kürtler dengbejlerden duymuştur kahramanlarını.

Ama şimdiki zamanda besteler şeklinde sunuluyor. Bu bestelerin, tarihin akışı içinde destan ve dengbejlerde olduğu gibi etkili ve kalıcı olacağını pek sanmıyorum. Elbette şu an teknoloji ve arşiv diye bir olay vardır. İstediğini saklar ve zamanla açığa da çıkarabilirsin. Yani şartlar çok değişmiş. 

Dünya bütün hızıyla değişiyor. Bu değişimde Türkiye’nin ve Kürtlerin rolünü nasıl tanımlıyorsunuz?

Kürtler her zaman değişimden yana rolünü oynamış ve büyük bedeller ödemiş ve hala ödüyorlar. Türkiye ve çevre ülkeler statükolarının değişmemesi için ellerinden geleni yapıyorlar. Ama dünya şartları değiştikçe ve Kürtler dayattıkça onlarda değişmek zorunda kalacaklardır. Kürtlerin değişim mücadelesi bütün Ortadoğu'yu etkiliyor zaten.

Siyasetin çakmak taşı her çakışında, halklara biraz daha ateş sıçrıyor. Nerede yanlışlıklar yapılıyor sizce?

Yanlışlıklar baştan beri düzen haline getirilmiş. Yani var olan sistemler yanlış bir zemin üzerine inşa edilmiş. Örneğin Birinci Dünya Savaşı sonrasında masa üzerinde çizilen haritalar ve Kürtlerin kadim ülkesi Kürdistan'ın paylaşılması yanlıştır. 80 yıldır süregelen kargaşa bunun sonucudur. Bu yanlışlar düzelmedikçe devam edecektir. Kürtler dünya varoldukca direnecektir. Hak ettikleri insanca yaşam ortamına mutlaka kavuşacaklar.

Barış denilince ne canlanıyor yüreğinizde? Notalar barışı nasıl anlatmalı?

Barış herkese su ve ekmek kadar zaruri olan özgürlük ve kendini ifade etme hakkının herkes için eşit kabulüdür. Kendisi için istediğini, karşısındakine reva görme anlayışıdır barış.

Sen benden akıllı veya yetenekli olabilirsin, fakat bunun sana benden daha özgür olma hakkını vermediği bir yaşam biçimidir barış.

Bir toplumda barış oldukça notalar daha romantik seslendirilir. Sesler daha doğal çıkar.

Bunun aksine kısık sesler veya haykırışlar şeklinde olur. Bu tür müzik de en çok söyleyeni rahatsız eder. Kürt sanatçılarının çoğu acı, sürgün ve zindan müziğini yapa yapa ömür tükettiler. Kimi kahrından hastalandı vefat etti gurbet ellerde. Acının müziğini yapmak çok zor.

Ben hala birçok şarkımı okurken ağlıyorum ve içim içimi yiyor.

Dünya Barış günü için savaşın merkezindeki halklara mesajınız nedir?

Aslında 1 Eylül Dünya Barış Günü’nde, Amed’te halkımla birlikte olmak istiyorum.

Ve önce bu halkları ezen sistemlere tek sözüm var. Temsilcilerine yani.

Başka yolu yok.

Sonunda barış olacak.

Kedinin en son kaçacağı yer samanlıktır.

Başka adres yok.

Bu da halkların kardeşliği ve mücadelesi ile olacaktır. 12 Eylül generalleri mücadele ve şarkılarımızın etkisi ile yanlış yaptıklarını anladılar.

Bugün TSK başkanı “dil ve kültür farklılıklarına saygılıyız” diyorsa, dün akşam gördüğü ilahi rüyasının etkisi ile değildir.

Bugüne kadar verilen mücadele ve stranların etkisi büyüktür.

Halklara gelince; eğitim, bilinç ve mücadeleye katılmakla barışı sağlayabilirler.

Herkese barış dolu ve özgür bir gelecek diliyorum...

BRADER MUSİKİ KİMDİR?

1958 yılında Mardin’in Musika köyünde doğan Brader Musiki’nin, çocuk yaşlarda başlayan müzik serüveni; babasının bastonunu eline alarak, ağzı ile çıkarttığı sesler ile başlıyor.

Babası da yörenin tanınmış dengbejlerinden olan ve bu nedenle dengbejler divanında büyüyen Brader Musiki, ayakkabılarını çerçiye vererek bir kaval satın alıyor önce… Sonra bununla yetinmiyor, 16 yaşında, müzik tutkusu ile abisine saz aldırıyor. Ve o günden bugüne geçen 35 yıl boyunca elindeki sazı, dilindeki sözleri ile sanatını icra etmeye devam ediyor.   

İlk tutuklanmasını; 1976 yılında Van Sağlık Koleji’nde okurken “Kürtçe müzik icra etmek” nedeniyle yaşıyor. 3,5 ay Van Cezaevi’nde kalıyor.

12 Eylül’ün acı günlerine o da tanıklık ediyor.

Yurt dışına çıkmak zorunda kalarak, sürgünde sanatına devam eden Brader Musiki, 1986 yılından bu yana Hollanda’da yaşıyor.

Dolu dolu bir sanat yaşamı süren Kürt sanatçı Brader Musiki, müzikal çalışmaları dışında çeşitli dizilerde oyunculuk yapmasının yanı sıra, makaleler de yazıyor.

Brader Musiki’nin profesyonel müzik yaşamında; 8’i Aydın Müzik etiketiyle, biri Çağdaş Muzîk diğeri Dersan Muzik etiketiyle toplam 10 albümü Türkiye’de yayımlandı.

2009 yılında çıkardığı Diwaneme albümü; Ses ve Korek (Güney Kürdistan) ortak yapımı ile yine Türkiye’de yayımlandı.

Brader Musiki’nin albümlerinden bazıları şunlar: "Maçek bide min", "Rengvano", "Xeftvano", "Siwiro", "Evdalê zeynikê", "Pepûlê", "Çemê reynê", "Harûnê min".

Yıllardır sürgünde yaşayan Brader’in 2004 yılında Türkiye’ye giriş yasağı kaldırılmış olmasına rağmen, geçen yıl tam da bu zamanlarda, yurda giriş yaptığı havalanında Newroz ve katıldığı çeşitli organizasyonlar nedeniyle gözaltına alınmıştı.

20 yılını sürgünde geçiren sanatçımız; “acının müziğini yapmak zor” diyor…

Etiketler : ,
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.