Aynı aileden 7 kişi cezaevinde

ANKARA - Yıldızbakan, "Dün bizden 'oğlunu çağır gelsin adalete teslim olsun' diyerek yardım isteyen devlet, bugün hepimizi cezaevine koydu. Bu mudur devletin adaleti? Bu nasıl bir adalet anlayışıdır ki, çocuğu dağda olan bir ailenin tamamını üstelik hiçbir delil olmadan zindana atıyor. Bunun adı adalet değil adaletsizliktir" diye konuştu.

Ailesinden 6 kişi ile birlikte tutuklanan 60 yaşındaki Mehmet Yıldızbakan isimli yurttaş yaşadıklarını yine İskenderun M Tipi Cezaevi'nde tutuklu bulunan gazeteci Seyithan Akyüz'e anlattı. Akyüz'ün konuya ilişkin hazırladığı ve ajansımıza ulaştırdığı haber şöyle:

"AKP Hükümeti tarafından çok yönlü olarak yürütülen ve 7'den 70'e herkesi kapsamına alan siyasi soykırım operasyonları tüm hızı ile sürerken, onlarca insan sudan gerekçelerle aylarca hatta yıllarca zindanda tutularak mağdur ediliyor. Şimdiye kadar mağdur edilen onlarca insandan biri olan Menmet Yıldızbakan isimli Kürt yurttaş, yaşadığı mağduriyeti anlatarak adeta isyan etti. Devletin Kürtlere yaklaşımının düşmanca olduğunu ve bu yaklaşımla hiçbir sorunun çözülemeyeceğini belirten Yıldızbakan, "Devlet Kürtleri sürekli inkar etti. Yok saydı. 'Varım buradayım' diyenlere ise düşman gibi yaklaştı. Maalesef bu yaklaşım günümüzde de değişik biçim alarak devam ettiriliyor. 2009 yılından bu yana yapılan siyasi soykırım operasyonlarıyla tutuklanıp cezaevine konulan binlerce insan, bu yaklaşımın sonucu olarak bugün zindanlardadır. Sudan gerekçelerle sırf Kürt oldukları için tutuklanan çocuk, kadın, genç, yaşlı bunca insanın bu durumunu başka türlü izah etmek mümkün değildir. Açık ki bu yaklaşımla Kürt sorunu dediğimiz gerçeklik çözülemez" dedi. 

'İleri demokrasi değil ileri faşizm'

Hükümetin uygulamalarının "ileri demokrasi" olarak değerlendirilmesine tepki gösteren Yıldızbakan, yapılanların değil "ileri demokrasi", "ileri faşizm" olarak bile değerlendirilmesinin mümkün olmadığını belirterek, şunları kaydetti: "Hangi ileri demokrasi anlayışında bu kadar insan tutuklanıp cezaevlerine atılmıştır. Kürt olmanın zindana atılmak için yeterli olduğu bir yerde nasıl oluyor da bunun adı 'ileri demokrasi' oluyor."

'Aynı aileden 7 kişi cezaevinde'

2 yıl önce emniyetten yetkililerin kendisi karakola çağırttıklarını ve burada dağdaki oğlunun resminin gösterilerek, oğluyla iletişime geçip teslim olmasının istendiğini söyleyen Yıldızbakan, "Ben bunu yapamayacağımı söyledim. 2 yıl sonra oğlum Mersin'de tutuklanınca evimize baskın yapıp hepimizi gözaltına aldılar. Evde sadece 4 yaşındaki torunum kaldı. Daha sonra benimle birlikte, Feride Arbuz, eşim Nazire Yıldızbakan, gelinim Nuray Yıldızbakan, oğlum Kenan Yıldızbakan, oğlum Lütfi Yıldızbakan, kayınbiraderim Nevzat Topalel'i tutukladılar. Şu anda evimize kilit vurulmuş durumda. 4 yaşındaki torunum ise anneannesinin yanında. Bütün bunlar yetmiyormuş gibi hepimizi ayrı ayrı cezaevlerine koyarak ikinci kez mağdur ettiler. Ben İskenderun'dayım. Eşim, gelinim ve Feride ise Karataş Cezaevi'nde. Oğlumun biri Adana Cezaevi'nde diğeri ise kayınbirader ile Silifke M Tipi Cezaevi'nde. Dün bize 'oğlunu çağır gelsin adalete teslim olsun' diyerek yardım isteyen devlet, bugün hepimizi cezaevine koydu. Bu mudur devletin adaleti? Bu nasıl bir adalet anlayışıdır ki, çocuğu dağda olan bir ailenin tamamını üstelik hiçbir delil olmadan zindana atıyor. Bunun adı adalet değil adaletsizliktir" diye konuştu. 

Seyithan Akyüz kimdir?

Azadiya Welat Gazetesi çalışanı Seyithan Akyüz, 7 Aralık 2009'da gözaltına alındı ve 11 Aralık 2009'da KCK operasyonu sonucu tutuklandı. Adana bürosundaki Kürtçe takvimler yüzünden 6 yıl 3 ay hapis cezası, hakkında toplatma kararı olan Ülkeye Bakış gazetelerini dağıttığı için 2 yıl hapis cezası, 2006 1 Mayıs'ında İzmir'de gazete sattığı için 1 yıl 6 ay hapis cezası, 2007 yılında İzmir'de Newroz kutlamalarına katıldığı için 1 yıl hapis cezası aldı. Bu cezalardan sonuncusu Yargıtay'da onaylanmış bulunan Seyithan Akyüz, halen İskenderun M Tipi Kapalı Cezaevi'nde tutuklu bulunuyor. DİHA