AKP 'doğudaki kalesi' Ağrı'yı neden kaybetti?

AKP 'doğudaki kalesi' Ağrı'yı neden kaybetti?

Ağrı Türkiye'nin en fakir ilidir. Yoksullukta en alt sıradadır. Eğitim ve sağlık hizmetlerini almada en alt sıradadır. Hangi klasmana koyarsanız koyun devletin üvey evladıdır.

HÜSEYİN ALADAĞ / RADİKAL BLOG

En az devlet kadar özel sektörde de Ağrı'ya karşı soğuk ve nekes davranmıştır. Bugün Türkiye'nin en zengin işadamlarından birisi Ağrılı'dır.

Devletten aldığı ihalelerin, teşviklerin haddi hesabı yoktur ancak buna karşı memleketi Ağrı'ya bir çorap atölyesi açmayı bile aklına getirmemiştir. Doğubeyazıtlı işadamları için de Laleli her zaman Ağrı'dan daha cazip olmuştur.

Üstelik Ağrı siyasi olarak da son 15 yıldır çok fazla olay yaşanan kargaşa çıkan bir yer değildir, riski azdır.

Ağrı Kürt siyaseti, meselesi ve tarihi içinde simge bir yer olmasına rağmen uzun zamandır Ak Parti'nin kalesiydi. 2002 yılından sonraki ilk seçimde Ak Parti belediye ile birlikte 5 milletvekilinin 5'ni de aldı.

Üst üste 3 dönem belediyeyi ellerinde tuttular. Dahası Ağrı Türkiye ortalamasına göre Ak Parti'nin en yüksek oy aldığı yerlerden birisiydi. Peki Ak Parti'nin bu 12 yıllık Ağrı iktidarında kent için ne değişti?

Doğrusunu söylemek gerekirse, bu soruya verilecek tek cevap hiçbir şeydir. Çünkü Ağrı'yı bir kale olarak gören iktidar maalesef bunun karşılığında oraya yatırım yapmayı, sağlık eğitim ve yoksullukla ilgili sorunlarını çözmede hiç aceleci davranmadı.

Yeni düzenlemeyle meclise 4 milletvekili(3'ü Ak Partili) gönderen Ağrı'nın saddece bir şeker fabrikası olduğunu herkes bilir. Ara sıra üretime ara verilse de kentin tek fabrikasıdır. Ak Parti'nin iktidarı döneminde de bu tablo değişmedi. Devlet eliyle işsizliği azaltacak tek bir hamle gelmedi. Halen Ağrı'da sadece bir şeker fabrikası var.

Alt yapı yok denecek kadar zayıfıtır. Her bahar yağmur mevsimi başladığında Ağrı'nın birçok mahallesini su basar. Ağrı'nın asıl geçim kaynağı olan tarım ve özellikle hayvancılıksa iktidar partisinin yanlış politikaları yüzünden iflas etmiştir.

İçinde doğalgaz boru hattı geçen kentte doğalgaz olmadığını söylemekse herhalde çoğu kişiye trajikomik gelecektir.

Ağrılı'nın her seçimde büyük yetki ve kredi verdiği Ak Parti bu cömertliğin karşılığını siyasi olarak vermediği gibi, ekonomik ve sosyal olarak da büyük hayalkırıklığı yarattı.

Seçim dönemlerinde kente gelen Başbakan'ın arkasında sıra sıra dizilen Ağrı milletvekillerinin mecliste Ağrı için kaç defa söz aldıkları ve kürsüye çıktıkları kayıtlarda mevcuttur.

Neredeyse yok denecek kadar azdır. Ağrı sadece bir defa Ak Partili bir vekil sayesinde gündeme geldi, o da dayak ve kocasından şiddet gördüğü iddialarıydı.

Ağrı'ya bir batı ilinin herhangi bir yoluna yapılan viyadüklerin bedeli kadar bile yatırım yapılmamıştır. Deprem fonundan alınan paralarla yapılan yollarsa her seçim dönemi Başbakan tarafından Ağrılılar'ın başına kakıldı. Halbuki gidip görenler bilir o yollarda yıllardır hep bir çalışma var ve tam bitti dediğiniz bir anda yeniden yeni bir çalışma başlar.

Anlayacağınız Ak Parti'nin 12 yıl boyunca kale olarak gördüğü Ağrı'ya bunun karşılığında verdiği bir yatırım yoktur.
Onlarda bunun farkında olacaklar ki seçime günler kale tüm bakanlar ve ağır toplar bir anda Ağrı'ya akın etti.

Sanki yıllardır kendileri orayı yönetmiyormuş gibi yeni projelerinden bahsetmeye başladılar. Seçmenlerin cep telefonunun mesaj kutusu birkaç günde bu projelerin vaatleriyle dolup taştı.

Düşünsenize seçime birkaç gün kala Ağrı'yı bir haftada 10 bakan ve üst düzey Ak Partili ziyaret etti. 12 yıllık iktidarlarında bile Ağrı'ya bu kadar bakan gelmemiştir.

Bunlar Ak Parti'nin Ağrı'daki ekonomik karnesiydi. Bir de Kürt Coğrafya'sı olan bu kentin siyasi tarafı var.
Başbakan son mitinginde bile Ağrı'da "tek millet" vurgusu yapmaktan geri durmadı.

Ancak asıl kırılma 30 Mart sonrası başladı. BDP'nin seçimi az bir oy farkla olsa da kazanmasına rağmen Ak Parti tarafından defalarca yapılan itirazlar ve oy sayımı bardağı taşıran son damla oldu.

Kibirli ve aşırı nobran bir edayla yapılan güvenlik uygulamaları yüzünden son 2 ayda kentin kimyası bozuldu. Polis ablukası ve Ağrı'nın caddelerinin bariyerlerle, güvenlik noktalarıyla işgal edilmesi herkesin canına tak etti.

Birçok Ak Partili seçmen bile buna isyan etti. Halkın iradesine tercihlerine saygı gösterilmedi.

Arkalarına aldıkları devlet gücü ve polis desteğiyle Ağrılılar'ın onur ve gururlarına dokunan hareketlerde bulundular.O kadar kibirli ve iktidar sarhoşu olmuşlar ki bunu göremeyecek kadar körleşmişlerdi.

Nihayet 1 Haziran'da Ağrılılar aradaki 10 oyluk farkı binlerce oya çıkararak, bu kibirli bünyelere esaslı bir tokat attı. 12 yıldır Ak Partiye'ye sonsuz kredi veren ve bunun karşılığında siyasi sosyal ve ekonomik olarak hiçbir şey alamyan Ağrı, verdiği mesajla 1 Haziran'da dikkatleri üzerine çekmeyi başarmıştır.

Umarım bu sonuçtan olumlu bir anlam çıkarmayı başarır Başbakan Erdoğan ve partisi. Zira Kürt Coğrafyası devlet gücü ve polis marifetiyle siyaset yapılacak en son yerdir...

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
4 Yorum