12 Eylül işkencesi Anayasa Mahkemesi'nde

12 Eylül işkencesi Anayasa Mahkemesi'nde

12 Eylül'ün Maraş işkencesi, Anayasa Mahkemesi'ne taşındı. İşkenceye tanık olan Prof. Özcan: Ali Ekber intihar etmedi, asılmış olmalı... Savcı Ertekin tanık oldu, Maraş'ta işkencede ölen beşinci genç gün yüzüne çıktı

Kahramanmaraş’ta 12 Eylül’den sonra dört gencin işkencede öldürülmesi, yüzlerce kişinin işkence görmesine ilişkin dosya, Anayasa Mahkemesi’ne taşındı.

Dilekçede, bugüne kadar adı hiç bilinmeyen beşinci gencin ölümü de dosyaya kanıt olarak girdi. İzmir Savcısı Orhangazi Ertekin’in tanık olarak alınan ifadesinde, Hasan Hırlı’nın işkencede akıl sağlığını yitirdikten sonra öldüğü anlaşıldı. Ayrıca o dönem Afşin’de pratisyen hekim olarak görev yapan Prof. Dr. Nevzat Özcan, “intihar ettiği” denilen Ali Ekber Yürek’in bir başka kişi tarafından asılmış olabileceğini anlatıyor.

Ceren Ailesi’nin Avukatı Hüseyin Aygün’ün önceki gün Anayasa Mahkemesi’ne sunduğu dilekçede, Kahramanmaraş’ta işkence gören mağdurların sayısının binlerle ifade edildiği kaydedilerek, “36 yıldan sonra kurbanların bir bölümü ölmüş, bir bölümü yılmış, korkmuş, bir bölümü ise umutsuzluk başta olmak üzere belli sebeplerden hukuki girişimde bulunmamıştır” denildi. 12 Eylül’den sonra Kahramanmaraş’ta askeri karakollar, sinema salonları, YSE binası, imam hatip okulu, emniyet ve polis binalarının işkencehaneye çevrildiği anlatılarak, “En yaygın, planlı ve sistematik işkence eğitim enstitüsü olarak bilinen bina ve eklerinde yapılmıştır” denildi.

BEŞİNCİ GENÇ: HASAN HIRLI

Hasan Hırlı adlı gencin burada bir ay işkence gördüğü, falaka, elektrik ve hücresine yılan bırakma gibi işkencelere maruz bırakıldığı ifade edilerek, “Hırlı serbest kaldıktan sonra akli melekelerini yitirdi ve 1989’da öldü” denildi. Bu iddiaya İzmir Savcısı Orhangazi Ertekin’in tanık olduğu kaydedildi. Ayrıca, 45 işkence gören Kıyan Yıldız’a sorguda insan dışkısı yedirildiği anlatıldı. Bu dönemde sorgulanan 13 kişinin vücudundaki işkence izlerinin 2012 yılında dahi raporlara girdiği belirtildi. Örneğin Hamit Kapan ve Mehmet Aydemir’in vücutlarındaki izlerin halen görülebildiği belirtildi. Bu arada, 330 gün işkence gören Fikret Babaoğlu’nun ifadesine göre, dönemin doktorlarının işkencecilere ‘tıbbi destek’ verdiği, Dr. Erdem Gürünlü’nün işkencelere bizzat katıldığı, kimlerin işkenceyi kaldırabileceği yönünde ‘bilimsel rapor’ sunduğu anlatıldı. 

PROF. ÖZCAN: İNTİHAR DEĞİL, ASTILAR

Ceren’in ölümüne ilişkin 1981’den 2015’e kadar dört soruşturma açıldığı, tümü hakkında kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiği hatırlatıldı. Son soruşturmanın, diğer üç gencin ölümünü içerecek biçimde, 2012 yılında tekrar açıldığı vurgulanarak, yeni tanıkların dinlendiği anlatıldı. Dönemin Adliye Yazı İşleri Müdürü Ufuk Güngördü ifadesinde, “Olayları yaklaşık bir yıldır düşünüyor, düşündükçe hatırlıyor, hatırladıkça vicdanım rahatsız olmaya başlıyor” dedi. Güngördü; Yürek’in darba bağlı morardığını, göğsünden hırıltılar geldiğini ve klasik otopsisinin yapılmadığını anlattı. Güngördü, YSE ve yatılı bölge okulunda işkence yapıldığını belirtti.

O dönem Afşin’de pratisyen hekimlik yapan ve bugün Erciyes Üniversitesi Radyodiagnostik Anabilim Dalı’nda görev yapan Prof. Dr. Nevzat Özcan da “Yürek’in asıldığı yer, yüksekçe bir yerdi. Asıldığı ip duvardaki su borusuna bağlıydı. Yani buraya kendisini bu şekilde asması ancak akli dengesinin yerinde olmaması ile mümkündür. Elleri serbestti. Bence bu onu bir başka kişinin astığını gösterir” dedi. Özcan, “O dönem uzun süre Afşin’de tek doktor olarak görev yaptım. Askerler sürekli yaralanan şahısları göndereceklerini, rapor vermemi söylüyorlardı. Şahısta ne varsa onları yazarım deyince, Kahramanmaraş’ta cildiyeci var, ona götürürüz dediler” diye konuştu. Şüpheli tüm polisler suçlamaları reddederken, yalnızca polis Zafer Ülkü “O dönemde yapılan işkenceleri Kahramanmaraş’tan gelenler yapmaktaydı” dedi 

Bu delillere rağmen dosyanın zamanaşımı nedeniyle düşürüldüğü ifade edildi. Bu nedenle, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin “yaşam hakkını” düzenleyen ikinci, “işkence yasağını” düzenleyen üçüncü, “adil yargılanma hakkını” düzenleyen altıncı, “etkili başvuru hakkını” düzenleyen 13., “ayrımcılık yasağını” düzenleyen 14. ve “hakkın kötüye kullanımı yasağını” düzenleyen 17. maddelerin ihlal edildiği ifade edildi. 

İSMAİL SAYMAZ / RADİKAL

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.